Bir saksı ile bir bahçede yetişen çiçek arasındaki fark, en basit deyişle yapay ile doğal arasındaki fark kadardır. Saksının içerdiği maddî olanaklar, fiilî imkânlar; kısaca, daha ba
Bir saksı ile bir bahçede yetişen çiçek arasındaki fark, en basit deyişle yapay ile doğal arasındaki fark kadardır. Saksının içerdiği maddî olanaklar, fiilî imkânlar; kısaca, daha ba
Bakmayın ozanın sitemine, ahiret hayatına işaret eden Allah’ın isimlerinden olan “el-vafi”den (vaadini mutlaka yerine getiren) türeyen vefa, dünya hayatında da insan ilişkilerinde de ç
Kawaii saplantısı, Japonların bastırılmış duygularının bir yansıması olarak görülüyor. Uzun ve zorlu çalışma saatlerinin, yorucu gündelik yaşamın, yıpratıcı sosyal baskının ya
Bir saksı ile bir bahçede yetişen çiçek arasındaki fark, en basit deyişle yapay ile doğal arasındaki fark kadardır. Saksının içerdiği maddî olanaklar, fiilî imkânlar; kısaca, daha ba
İslâm kaynaklarında kısaca “Zîyezen” adıyla meşhur olan emir, Habeşlilerin ünlü Yemen Valisi Ebrehe ve oğlu Mesruk’a karşı başarılı bir bağımsızlık hareketi örgütlemiş, 57
Zülkarneyn Allah’ın istediklerine O’nun istediği ‘sebeplerle’ sarılmıştır. Zalimleri cezalandırdığı, iyi işleri/salih amelleri yapanları ise ödüllendirdiği anlatılır (ayet 87
Kendi halkından bu kadar iğrenen Osmanlı münevveri ile Cumhuriyet aydını için Türk'ün kayda değer hiçbir hasleti yoktur. Tarihi, dini, dili, siyaseti, giyim kuşamı, oturuşu kalkışı, k
Kulluk, yaratılanın, yaratıldığı hâl üzere olması demek ise, insan için akl etmek, kul olmaktır. Kul olmak ise ancak ve ancak kendini idrâk etme, kısaca, idrâk-i taayyün-i şahsî, yani
Bir saksı ile bir bahçede yetişen çiçek arasındaki fark, en basit deyişle yapay ile doğal arasındaki fark kadardır. Saksının içerdiği maddî olanaklar, fiilî imkânlar; kısaca, daha ba
“Camus için veba mikrobu insanların duyarsızlığını, bilinçsizliğini ve ben merkezciliğini; kısacası içlerindeki kötülüğü temsil ediyordu. O’na göre insanlar bu duygularını ter
Kendi halkından bu kadar iğrenen Osmanlı münevveri ile Cumhuriyet aydını için Türk'ün kayda değer hiçbir hasleti yoktur. Tarihi, dini, dili, siyaseti, giyim kuşamı, oturuşu kalkışı, k
Kulluk, yaratılanın, yaratıldığı hâl üzere olması demek ise, insan için akl etmek, kul olmaktır. Kul olmak ise ancak ve ancak kendini idrâk etme, kısaca, idrâk-i taayyün-i şahsî, yani
Batılılar, bu milletin geçmişini dikkate almadan, kısaca "Türkler'in geçmişi ne olacak' sorusuna cevap vermeden "Türkler'in geleceği ne olacak" sorusuna cevap verilemeyeceğini gördüler. P
Daha önce çeşitli vesilelerle yazmıştım. Bir kere daha o konudaki görüşlerimi kısaca hatırlatayım istiyorum. Ardından da içinde Suavi ve Musa Eroğlu olan o çok kırıcı meseleye gelme