Bu ben miyim yâ Rabbi? Soluduğum hava, sağlıkla aldığım nefes, attığım adım, söylediğim söz, işte kulak-ayak-göz-parmak vesaire. Bütün bunlar için binlerce şükür.
Amerika bir devlet değil kaynakları tekeline alma tutkusuyla dünyayı yeyip bitiren bir virüs. Ayağa kalkmak isteyenin ayağına dolanan bir yılan. Değerleri safsatayla, politikası riyakarlık
Bakın fotoğraflardan taşan derin hikayelerine... Şaşaalı, iddialı, değişken, büyük harflerle yaşanmış hayatların boşluğuna, kofluğuna, gürültülü hikayesizliğine nazaran onların
“Great Reset”i beklemeden Trans Humanizm’e şimdiden başladılar bile. Artık aramızda Siborg’lar dolaşıyor. Yakında Genomik’leri ve Klonoid’leri de göreceğiz. İnsanımsı robotlar
Başka bahçeler doğuran bir bahçe. Kendisine bile itiraz edebilen talebeler yetiştiren ve özgür düşüncenin kaynağı bir hoca. Meseleyi derli toplu anlamanın ilk adımı. Her şeyi yerli yer
Her şeyin gördüğümüzden, bildiğimizden şahitlik ettiğimizden ibaret olmadığını akıl etmekten neden bu kadar uzağız. Bu eksiğimiz, bizi tek kişilik bir gerçekliğin kölesi kılıyor
“Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçlerinde böyle bir canlılık, böyle bir hayat
Acizane kanaatim, geçen zamanın ve değişen hayatın ‘eser’i hayata getiren süreci önemli ölçüde arızaya uğrattığı şeklinde... Bugün edebiyat iddiasıyla ortaya konan çalışmalar�
"Kahve içersen kapkara olursun" korkutmasına "Belki ben kara olmak istiyorum" diyebilmeyi pek isterdim. Çocukken insanın içinde pek çok şey birikiyor. Birikenlerin hepsi de sağlıklı şeyler
İnsanın içi güzelse, güzele temayül eder.
Türkiye için kültür coğrafyasındaki varlığı önem arz ediyor. Rusya'nın hinterlandı olarak gördüğü bazı bölgelerle Türkiye'nin tarihi bağının oluşumu, Rusya-Türkiye hattı ile m
Selahattin E. Çakırgil / Star Gazetesi
Bir içinde büyüyen derde baktı, bir de elindeki sözcüklere... Mağlubiyeti kabullendi ve öylece sessizliğin ellerine bıraktı kendini.
Derler ki Sultan Mahmut’u Sultan Mahmut, Ayaz’ı Ayaz, köleliği kölelik, sarayı saray zannedersen hiçbir şey anlamazsın bu hikâyeden. Hele onat fehmeyle ki kalbine inşirah ine.
Gitmek fikri elimden tutmak üzere. Tam o sırada Ahmet Kekeç'i görüyorum. Selam veriyor, kendimi tanıtıyorum.