Benim atam kim miydi? Samsun’lıu bir köylü olan ‘Çakırgil’in Mehmed’.. Okuma yazmayı da sonradan öğrenmiş bir köy filozofuydu, o.. Babamla çocukluğumda fazla konuşamazdım.. Onun
Başlığı Charles Baudelaire’in aynı adlı şiirinden ödünç aldım. Ölümün, zenginlerin aksine yoksulları avuttuğunu, hem de ümitle yaşanan hayat için, güvenli bir son olabileceğini
İnsanın kendi içine doğru bir derinlik kazandırması gerekiyor bir şekilde kendine. Bunu yapmazsa, dünyanın üstüne yığdığı ağırlıklardan kaçıp kurtulabileceği hiçbir yer kalmıyo
'Nizâm-ı Âlem' insan demektir. İnsan bozuldu mu nizâm da bozulur âlem de.
Kıbrıs’ta ne yaptık biz. Otel, banka, üniversite.. Otel dedikse, çoğu kumarhane işletmecisi ve “Show”larla idare ediyor işi(!). Banka dedikse para aklama merkezleri...
Evet, güçlendiğinizde de , za’fiyet gösterdiğinizde de düşmanlarınız mutlaka daha bir artar. Bütün mes’ele, hem haklı ve hem de güçlü olabilmekte..
Bugünlerde en çok dinlediğimiz marş; ‘’çırpınırdın Karadeniz, bakıp Tür’ün bayrağına’’... Azerbaycan’ın 30 yıldır Ermenistan işgali altında inleyen Yukarı Karabağ’ı
“Vakit hiç bir şeye yetmiyor sanki” diye mırıldandı kendi kendine. “Belki de o gelip geçerken içine bir şey koymadığımızdandır” dedi buna karşılık iç sesi.
Diyeceksiniz ki Mustafa Kutlu yine bize eski günlerden bahsediyor. Elbette. Hususen bunu yapıyorum. Yeni bir hikâye yazacak isek eski günleri inşa eden ilkelerden ders almalıyız. İlkeleri tesp
Herkesin böyle takıntı haline getirdiği ve normal sınırlarının ötesine taşarak hayatının kaplamaması gereken büyüklükte parçalarını kaplayan yarı dolu ya da tamamen boş meşguliye
Tarihte hakkında isminden başka bir şey bilinmeyen başka filozoflar da var elbette. Bunlar ya özgün bir fikirleriyle öne çıkarlar ya da belirli bir felsefe akımının mensubu olarak zikredil
Konuştuğumuz şeyleri sonu gelmeyen bir ip gibi şuursuzca elimize dolar hale geldik sanki. Sözlerin yumağı her geçen gün büyüyor, birikiyor elimizde. Sonunda ne yapacağız bu yumakla, oras�
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Macron senin zaten süren az kaldı. Gidicisin. Ben sana birkaç yıl önce ne demiştim? Bir telefon görüşmemizde, bak tarih bilgin hiç yok, önce tarih öğren demişt
Selahattin E. Çakırgil / Star Gazetesi
Demirle kesilmiş bir çeliğin çığlığı: Nuri Pakdil...Bir tekkeydi o aslında. Lambaları yanan son tekkelerden biri belki de.