Selahattin Çakırgil'in kaleminden: Haksız güçlü, haklı da zayıf olursa
Evet, güçlendiğinizde de , za’fiyet gösterdiğinizde de düşmanlarınız mutlaka daha bir artar. Bütün mes’ele, hem haklı ve hem de güçlü olabilmekte..
Dün demiÅŸtik ki: ‘(…) ‘Güçlenirseniz, bunu diÄŸer devletler, kendileri için yaklaÅŸmakta olan bir tehlike olarak görürler. Zayıflarsanız, o zaman da sizi yutmakta baÅŸkalarından geri kalmamak için bir yarış baÅŸlar.. Devlet olmanın tabiatında var olan bir durum bu..
Bunu, Osmanlı’nın tarih sahnesinden bertaraf oluÅŸu ve sonrasında yaÅŸamadık mı?’
***
Ve, son cümle de ÅŸöyleydi: ‘Görülüyor ki, Azerbaycan -Ermenistan ihtilafı, sadece iki ülkeyi deÄŸil, ilk planda Ä°ran, Türkiye ve Rusya’yı ve daha geniÅŸ çapta ise, bütün dünyayı ilgilendiriyor.
Konu, daha çetrefilli hale gelebilecek istidatta..’
***
O yazı yazılırken, Azerbaycan- Ermenistan geriliminde, -elbette Ermenistan’ın esaslı tökezlemesi dolayısiyle- Rusya’nın müdahalesi ile dayatma bir ‘ateÅŸ-kes’ yürürlüÄŸe girmiÅŸti 10 Ekim günü..
Amma, dün sabah görüldü ki, üstelik askerî çatışma bölgesinin 60-65 km. uzağındaki Gence ÅŸehri, geceleyin, Ermenistan tarafından rus yapımı balistik füzelerle vurulmuÅŸ, onlarca ev harab olmuÅŸ, nice sivil insan yıkıntılar altında can vermiÅŸ, onlarcası da yaralı..
***
Fransızcadan dilimize geçen ‘terör’ kelimesi için, genelde, tam yerli yerinde kullanılamıyor gibi.. ‘Terreur’, genel olarak, silahlı mücadele içinde yer almayan sivil kitleler üzerinde dehÅŸet ve ürküntü meydana getirmeyi hedefleyen eylemler için kullanılmalıdır.
Ermenistan ve onu güç ânında hemen yardımına koÅŸup, nefes alması için, bir ‘ateÅŸ-kes’ dayatan Rusya, verdiÄŸi silahların nereye ve nasıl kullanılacağı gibi ahlâkî bir kaygu taşımadan, Gence, Mingeçevir ve diÄŸer ÅŸehirlerin, sivil merkezlerin vurulmasına temâÅŸacı kalıyor.
Bu saldırılar tam bir terör eylemidir. Silahlı mücadelenin içinde olmayan sivil kitlelere saldırılması, -hem de ‘ateÅŸ-kes’ isteyip söz verdikten sonra-, bu kitleleri çaresiz bırakıp teslim olmaya zorlamak, dehÅŸet salmak ve ürkütmeye çalışmanın baÅŸka bir ismi de vardır da, teeddüben söylemiyoruz.
Åžimdi daha iyi anlaşılıyor ki, PaÅŸinyan’ın, kendisinden Ermenistan ve Rusya arasındaki ‘Savunma Ä°ÅŸbirliÄŸi AndlaÅŸması’nı hatırlatarak yardım istemesi karşısında, Putin’in, ‘SavaÅŸ, Ermenistan toprağında cereyan etmiyor..’ demesi, onu terslemek için deÄŸil; Azerbaycan’ı, PaÅŸinyan’ın desteklenmiyeceÄŸi konusunda ümitlendirerek, ‘ateÅŸ-kes’ kararı almak için müzakere masasına çağırmak taktiÄŸi imiÅŸ..
EÄŸer, Azerbaycan da, Ermenistan’ın sivil yerleÅŸim bölgelerine saldırmış olsaydı, aynı Rusya’nın ve bütün Avrupa ve Amerikan medya organlarının, devletlerin ve yazar-çizer, akademisyen, sanatçı vs. gibi çeÅŸitli sosyal grupların, ‘insan haklarının ihlâl edildiÄŸi, barbarlık sergilendiÄŸi’ gibi nutuklarla nasıl feryadlar yükselttikleri görülürdü.
***
Bunun en yakın örneÄŸi dün Almanya’da görüldü.
Alman Federal Meclisi ‘Bundestag’ BaÅŸkanlığı aracılığıyla bütün parlamenterlere ve kamuoyuna hitaben, bir kısım yazar, din adamı , sanatçı, akademisyen ve politikacıların imzaladığı ve ‘Alman- Türk- Ermeni Dostluk TopluluÄŸu’ tarafından yayınlanan bir ‘Açık Mektup’ ibretliktir.
Aralarında, YeÅŸiller Partisi m.vekilleri Cem Özdemir, Berivan Aymaz, SPD m.vekili Serdar Yüksel, tarihçi Taner Akçam gibi TC. vatandaÅŸlarıyla, Almanya Ermeni PiskoposluÄŸu baÅŸkanı Piskopos Serovpe Ä°sakhaniyan vs., toplum tarafından az-çok bilinen bir çok kiÅŸilerce imzalanan bu mektupta, Alman Parlamentosu’nun, 2 Haziran 2016’da ‘Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun son döneminde Ermenilere ve baÅŸka halklara yönelik olarak iÅŸlendiÄŸi’ iddia olunan ‘soykırım’ı kabul ettiÄŸi hatırlatıldıktan sonra…
Åžimdi de, DaÄŸlık KarabaÄŸ’da Ermeniler’in, ‘Yeni Osmanlıcı Türk ve Azerî hükûmetlerinin yürüttüÄŸü politikayla tekrar ölüm ve yok olma tehdidine mâruz kaldığı’na deÄŸiniliyor ve o kabulün gereÄŸi olarak, ‘geçmiÅŸe yönelik suçun itirafının bugün ve geleceÄŸe dair sorumluluk üstlenmeyi de beraberinde getireceÄŸi’ iddia olunarak, Ermenilerin sadece Ä°stanbul’da deÄŸil, Berlin’de bile husûmet ve saldırıyla karşı karşıya kaldığına belirtilip, bu duruma sessiz kalınmaması hatırlatılıyor.
***
Görülüyor ki, 28 yıldır Ermenistan iÅŸgali altında olan Azerbaycan topraklarında öldürülen, binlerce müslümanın ve evlerinden-yurtlarından kaçmak zorunda kalan 1 milyonu aÅŸkın insanın acısı, gözyaşı önemli olmadığı gibi, o 28 yıllık iÅŸgal de insanî sebeplerle yapılmış gibi gösterilecek neredeyse.. Ve son fiilî savaşın da ermeni saldırılarıyla baÅŸladığına da hiçbir iÅŸaret yok, hâlâ da ve sadece, Ermenilerin korunması, gözetlenmesi çaÄŸrısı var. Çünkü, kanı ve canı deÄŸerli olanlar, sadece kendi deÄŸer yargılarının baÄŸlıları..
***
Bu anlayışı biz bütün Müslüman halklara, mazlum ve mustaz’af karşı hep sergilenmekte olan bir çaÄŸdaÅŸ barbarlık saldırısı olarak görüp durmakta deÄŸil miyiz?
Cezayir’de 1,5 milyona yakın Müslüman, Fransız emperyalizmi tarafından katledilirken.. Fransa oraya medeniyet götürüyordu!!
Yine Fransa’nın ve Katolik kilisesinin baÅŸrolde olduÄŸu bir korkunç katliâmla Ruwanda’da ‘tutsi’lerle ‘hutu’ların birbirine düÅŸürülüp, 1994 Baharı’nda 800 bin insanın katledilmesi kimin eseriydi?
Filistin’de 70 küsur yıldır sionist Yahudilerce onbinlerce müslüman; Afganistan’da Rusya ve Amerika eliyle yüzbinler katledilirken.. KeÅŸmir’de Hindularca, Çeçenistan’da Rusya tarafından ve Bosna’da 250’ bin’e yakın insan Sırbistan eliyle ve sırf Müslüman oldukları için öldürülürken; Arakan’da milyonlarca Müslümanın yerleri-yurtları ateÅŸe verilip, tehcir olunurken.. Ve daha adlarını saymadığımız yığınla toplumlar da feryad ederken..
Ä°ÅŸbu ‘modern dünya’dan ciddî ve etkili bir itiraz yükseldiÄŸinin duydunuz mu?
***
Hattâ, muteber ing. gazetelerinden birinde 3 sene kadar önce, gazetenin 35 yıllık kadrolu karikatüristi, Netanyahu’yu, Filistinlilerin kan ve bedenlerini harç olarak kullanarak bir barış duvarı örer vaziyette çizdi diye, iÅŸine son verilip Netanyahu’dan özür dilenilmesi karşısında bu karanlık ruhlu ‘aydın’lar bir itiraz geliÅŸtirmiÅŸler miydi?
***
Evet, güçlendiÄŸinizde de , za’fiyet gösterdiÄŸinizde de düÅŸmanlarınız mutlaka daha bir artar. Bütün mes’ele, hem haklı ve hem de güçlü olabilmekte..
Nitekim, 11 Ekim günü Ermenistan sempatizanları, Almanya’da, Köln’deki büyük katedral Dom’un önde yaptıkları gösteri sırasında en çok da Türkiye’nin SÄ°HA’larından yakınmışlar..
Haklı ve güçlü olmak derken, iÅŸte bunu da hatırlatmak istiyoruz.
Star Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.