Batı medeniyetine boyun eğen zümreler arasındaki menfaat farkı, görüş ayrılığının temelidir. Sağ Batı’ya. boyun eğmenin kısa vadeli çıkarlarını temine gayret ederken, sol aynı
Günün sonunda beş para etmez hamburgeri masasına zamanında gelmediği için zıvanadan çıkan, en basit ve manasız hazları kısacık ertelendiği için dünyayı yakmaya hazır, çok hümanist
“Her şey yavaşladı mı, bana mı öyle geliyor” dedi bordo kanepede oturan kadın. “Hayat yakasını elimizden kurtarıp kendi ritmine dönüyor sadece” dedi ayaktaki adam. Yavaşladığın
Şu an için dünya bir karantinada. Hiçbir zaman böyle bir durum yaşanmamıştı. Ölümün ürkütücü sesi hemen her yerde duyuluyor. Duyulmaya da devam edecek… Tıptan olan beklentilerimizin
Haberlerden takip ediyoruz: Onlarca köy ve belde karantinaya alınmış durumda. Nedeni basit. Bencil kimseler, şehirden kaçıp buralara geldiler. Oradaki yaşlı insanları, ihtiyarları hiç dü�
Kapitalizm; adı üzerinde: Paracılık, paranın egemen olduğu düzen demektir. Ortaya koyduğu toplumlar da meydanda. Hasta ve eşitsiz toplumlar üretiyor. Mutsuzluğu aşmak için mutluluk haplar
Bizi kolay günler beklemiyor. Kötü ihtimale göre hazırlık yapalım da, kolay gelirse bahtımıza. Birbirimize sabrı tavsiye edelim ve öğüt verelim. Cesaretimizi, sabrımızı ve dualarımız
Dünyadaki bütün insanlığın bir anda evlerine kapanması yaşanan şu süreçteki gerilimi insanlık hiçbir zaman yaşamadı. Salgın hastalıklarda toplu, milyonları bulan ölümler oldu geçm
Ey talib! Son seslenişim bu sana. Son küstahlığım. Son günahım. Son günahın
Müslümanların başının belâsı kimi ideolojiler var ki asıl uçurumu bunlar oluşturur. İnsanlık büyük bir sınanmadan geçiyor. Teknolojide, bilimde en modern ülkelerin durumu da ortada.
Bizim için cami bir “sosyalleşme alanı” değil çünkü. Oysa yaşlılarımız için camii, arkadaşlarını gördüğü, vakit geçirdiği, yarenlik ettiği bir yerdi. Parklar hakeza. Çay bah
Beş kardeşler. En büyüklerinin adı Siyami. Diğerlerinin isimleri sırasıyla Fatma, Yaman, Nudiye ve Maide… Beş yetim, beş öksüz… Vakit eski vakit… Bir cihan harbi, bir de kurtuluş sa
‘İnsan en çok yaşadığı yere benzer’ demişti biri değil mi? ‘Üst üste yerleştirilmiş kutular’ın zihnimizdeki ilk çağrışımları ‘istif’, ‘benzerlik’ ve ‘sıkışma.�
Hayat, evin dışındaki bir şeydi, yaşamak evin dışında olmayı gerektiriyordu diye inandırmaya çalışıyordu bizi medya.. “Bir süre evinden çıkamayınca” dedi beyaz saçlı adam, “a
Hacca ve umreye gitmek bile geleneğe dönüştü. İbadet olsa başka olurdu zira....