Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: Beş yetimin en büyüğü Siyami

Beş kardeşler. En büyüklerinin adı Siyami. Diğerlerinin isimleri sırasıyla Fatma, Yaman, Nudiye ve Maide… Beş yetim, beş öksüz… Vakit eski vakit… Bir cihan harbi, bir de kurtuluş savaşı atlatan; katılmadığı İkinci Dünya Savaşı’nın bütün yüküyle kemikleri çatırdayan memleket yorgun ki dikilip de ayağa kalkamayasıya, iki eli birbirine vurup da ses çıkartamayasıya.



BeÅŸ kardeÅŸler. En büyüklerinin adı Siyami. DiÄŸerlerinin isimleri sırasıyla Fatma, Yaman, Nudiye ve Maide… BeÅŸ yetim, beÅŸ öksüz…
 
Baba da ana da ölünce çocukların tüm yükü, keskin bir fakirlikle Siyami’nin omuzlarında kalıyor. Yaşı 10 yahut 12.
 
Çalışkan bir delikanlı Siyami. Babadan kalma küçümen tarlaları çekip çevirmekten ayrı, konunun komÅŸunun tarlalarına gündeliÄŸe gidiyor yanına kardeÅŸi Yaman’ı da alıp. Gören diyor ki “bu çocuk üç kiÅŸilik çalışıyor.” “Dört yetimin bir babası” diyorlar hep.
 
Vakit eski vakit… Bir cihan harbi, bir de kurtuluÅŸ savaşı atlatan; katılmadığı Ä°kinci Dünya Savaşı’nın bütün yüküyle kemikleri çatırdayan memleket yorgun ki dikilip de ayaÄŸa kalkamayasıya, iki eli birbirine vurup da ses çıkartamayasıya.
 
Herhalde ÅŸöyle olmuÅŸtur baÅŸlangıçta… Halden anlar, derdi tanır kocakarılardan biri köy meydanında ünlemiÅŸtir Siyami’yi. DemiÅŸtir ki “senin Maide’nin yanından gelirim. Hali hal deÄŸil, hele ÅŸehre götür de doktorlar saÄŸaltmanın çaresine baksın.”
 
Kocakarının “ÅŸehir” dediÄŸi Beypazarı o zamanlar iki-üç bin kiÅŸinin yaÅŸadığı küçümen bir Anadolu kasabası. Siyami, üÅŸümesin diye çulla çaputla sarıp, bir de at arabası denk getirip indirmiÅŸtir elbet ÅŸehirdeki hükümet tabibine Maide’yi. Yorgun gözlerle bakmıştır 6 yaşındaki Maide tabibin gözlerine. Tabip Siyami’ye demiÅŸtir ki “yeÄŸen, bunun çaresi bizde deÄŸil. Sen bunu dosdoÄŸru Ankara Numune’ye götürecen.”
 
Siyami, tabip çıkışı kardeÅŸine belki biraz kuru üzüm, belki biraz leblebi tozu, hatta belki bir tane de horozlu ÅŸeker alıp kurmuÅŸtur kafasında iÅŸi. Ankara’ya nasıl gidilecek, tabibe ne denilecek, hepsini yerli yerince düÅŸünmüÅŸtür. O gece köye dönüp, biriktirdiÄŸi üç kuruÅŸ parayı saÄŸlama almış, 15 yaşına 15 yaÅŸ daha katan iki çizgi gelip yerleÅŸmiÅŸtir alnına.
 
Åžimdi bir saat çeyrek dakikada gidilen Beypazarı-Ankara yolunu beÅŸ-altı saatte alıp, “hemÅŸerim az bir bak hele” diye sora sora bulmuÅŸtur Numune Hastanesi’nin yolunu. Mutlaka bir hademe denk getirip cebine üç kuruÅŸ sıkıştırmış, yordam öÄŸrenmiÅŸtir.
 
Numune’nin burnu yere düÅŸse eÄŸilip almayan doktorlarından birine deÄŸil de insaniyetli bir hekime çatmıştır mutlaka. Maide’nin sırtını dinlemiÅŸ, öksürtmüÅŸ, filmini istemiÅŸtir muhakkak. Sonra da tane tane anlatmıştır: “Menenjit olmuÅŸ kardeÅŸin. Biraz geç kalmışsınız getirmekte ama atlatır inÅŸallah. 15 gün istirahat edecek hastanede. Ä°lacını, yemeÄŸini vereceÄŸiz. Yalnız yanında yatılı refakat kalmanın imkânı yok. Nerden geldim dediydin?”
 
Siyami, Beypazarı’nın OymamaÄŸaç Köyü’nden geldiÄŸini, gerekirse Ulus’ta bir handa yatıp kalkabileceÄŸini söylemiÅŸtir söylemesine ama o babacan hekim “evladım, sıkı sıkıya konuÅŸ kardeÅŸinle. Geç git köyüne. 15 gün sonra da gel” demiÅŸtir.
 
Öyle yapmıştır Siyami. Maide’ye “seni almaya geldiÄŸim gün hayvanat bahçesine de götürürüm” demiÅŸtir belki. O demir dolaplara içliÄŸini dışlığını yerleÅŸtirmiÅŸ, o hademeyi tekrar bulup “aman abim, sana emanet gardaşım” diye tembihlemiÅŸtir.
 
Hikayenin sonrasını bilenlerden sıkı sıkıya dinledim.
 
Siyami, on beÅŸinci günün sabahında dayanmış hastanenin kapısına. Doktor elini omzuna koyup demiÅŸ ki “senin köye gittiÄŸin günün gecesi fenalaÅŸtı kardeÅŸin. Kurtaramadık.”
 
Siyami saÄŸa sola soruÅŸturup kardeÅŸini nereye defnettiklerini öÄŸrenmeye çabalamış elbet. “Kimsesizler mezarlığı” demiÅŸler, oraya gitmiÅŸ. Kağıdı evrakı karıştırtmış ama “aha ÅŸurada yatıyor kardeÅŸin” diye gösterememiÅŸler. “Kimden kime” olmuÅŸ anlayacağınız.
 
Aradan yedi sekiz sene geçince Siyami’nin ilk çocuÄŸu gelmiÅŸ dünyaya. “Gözün aydın, kızın oldu Siyami” dediklerinde usulca bırakıvermiÅŸ nefesini boÅŸluÄŸa: “Demek Maide doÄŸdu.”
 
O Maide’nin oÄŸluyum ben. Adını kimsesizler mezarlığında yatan halasından alan Maide’nin oÄŸlu… Türkiye’nin hikâyesine bundandır merakım.
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.