Sosyal Medya

Dücane Cündioğlu: Anladım bezm-i elestin sırrını

Ey talib! Son seslenişim bu sana. Son küstahlığım. Son günahım. Son günahın



Ey talib!
 
Son sesleniÅŸim bu sana
 
Son küstahlığım
 
Son günahım
 
Son günahın
 
* * *
Herkes kendine verilen en deÄŸerli armaÄŸanı kullanırmış yolu bulmak için
 
Sözcüklerimden baÅŸka deÄŸerli bir ÅŸey yoktu yanımda, onları sundum sana
 
Kabir taÅŸlarına kazınmış küflü sözcükler... kefen bezlerine iÅŸlenmiÅŸ belli belirsiz kanlı heceler...
 
Gönlümce en deÄŸerlilerini seçip fısıldadım kulaklarına... en eskilerini...
 
Belki en doÄŸrularını deÄŸil ama inan ki en güzellerini...
 
Bazen ulu dağların zirvelerinden, bazen engin ummanların derinliklerinden
 
Mecnunun âhını duyasın diye
 
Ölüler diyarından... çölden... daima dostların yanından
 
Meczub iniltilerini iÅŸitesin diye
 
Kuytu kûÅŸelerde âşıklar mushafından ÅŸiirler okudum sana
 
Kur''an''dan
 
Ä°ki damla gözyaşı uÄŸruna
 
Yanmazsam yanmazsın sandım da
 
Yandım.
 
Yanmadın.
 
* * *
GeçmiÅŸimi hatırlamak için baÅŸkalarının tanıklığına ihtiyacım var
 
Başkalarının sesine
 
Senin sesine
 
Ruhumdan nefhalarla kardım toprağını
 
Sırf seni sende senden duyayım diye
 
Sînende
 
Sırf bir aks-i sada... sade bir âh... sadece bir inilti...
 
Hatırlamam için
 
UnuttuÄŸumu... kaybettiÄŸimi... kendimi...
 
Bulmam için
 
Yolu
 
Yordamı
 
VE seni...
 
Bulamadım
 
Yılmadım... yazdım sana... durmadan yazdım... asırlarca...
 
Belki bulurum diye
 
İnadına
 
Sen sustukça ben yazdım... usanmadan... biteviye...
 
Rüzgâr masamdan mektubunu havalandırırken
 
Yazmazsam yazmazsın sandım da
 
Yazdım.
 
Yazmadın.
 
* * *
YeÅŸillere bürünmek, Hızır''a tahammülün bedeli
 
Bir yandan dostların gemilerine zarar vermek, öte yandan hasmın köyündeki duvarları güçlendirmek
 
Daha da acısı nedir bilir misin?
 
Çocukları öldürmek
 
Kötü çocukları
 
GeçmiÅŸe zarar vermesinler diye ellerinden geleceklerini almak
 
GeçmiÅŸe, yani kutsala
 
Bu yüzden öldürmeliydim seni
 
Kan gölünün tam da ortasında
 
Gür nârâlar savura savura
 
Bezirgân tezgâhlarını tekmelerken
 
Her kuÅŸku bir diÄŸerinin ötesindeyken
 
Yakalayıp perçeminden yere çalmalıydım o pis nefsini
 
Nefsimi
 
Yapamadım
 
Hızır''a ihanet ettim
 
Ä°ki denizin birleÅŸtiÄŸi yerde yolumu kaybettim
 
Yolumu, yani sorularımı
 
Bir dizi cevap dudaklarında ölürken
 
İnanmazsam inanmazsın sandım da
 
İnandım.
 
İnanmadın.
 
* * *
Bir varmış bir yokmuş
 
Masal gibi sanki
 
Hem lâ hem illâ imiÅŸ
 
Hakikat
 
Önce yok demeyi bilmekmiÅŸ
 
Edeb
 
Anladım bezm-i elestin sırrını
 
Benim ilk günahımmış illâ,
 
benim son günahım! 
 
 
 
YeniÅŸafak-ArÅŸiv (5 Åžubat 2011)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.