Yemin eden kimsenin yemini, ona yemin verdirenin maksadı istikametinde kabul görür. Yemin eden kimse aklında başka bir niyet gözeterek yemin etse, bu yemin onun niyetine göre değil, fakat yemi
Deliklerinden çıkmaya cesaret edemezler... Etrafı koklayıp kolaçan ederler. Ancak ortalığı emin gördükleri takdirde yuvalarından başlarını uzatırlar... Risk üstlenmediklerinden ve inis
Hortlayan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen korkusu, rızk kaygısı gibi faktörlerin temelinde batının yaşadığı tarihin bilinçaltına yerleştirdiği kaygılar yatıyor.
Makam arabasız, sekretersiz, özel kalemsiz, korumasız yaşayamayan, koltuğu elinden alınınca kriz üstüne kriz geçiren, küçük bir müdürlük için bile aşındırmadık kapı bırakmayan,
Cesur kimsenin gözü karadır, ama aynı zamanda teenni sahibidir. Her gördüğü kıpırtının, her gördüğü kırmızının üstüne saldırmak onun işi değil... O boğanın işidir. Siyaset
ABD’nin Türkiye’nin tezlerini birinci ağızdan dinleme ihtiyacını hissetmesi ve bunu dünya kamuoyunda paylaşması ülkemizin diplomasi başarısı kabul edilmelidir. Sorunların bir oturumda
“Bir yığın yeteneksizin nasıl olup da ülkenizi, şirketinizi, fabrikanızı, mağazanızı, büronuzu avuçlarının içine aldıklarına şaştığınız oluyor mu?” sorusuna cevap arıyor
İslam, temel felsefe itibariyle hem bilim hem de sanatla hiç bir sorunu olmayan bir inanış sistemidir. Sorun, insanların her yaptığını “kutsal” görmemizi şart koşan radikal-hümanist b
İlk adımı kim atarsa barış ve huzur gününün fatihi o ilan edilir. Uzatılan barış elini havada bırakmayanın barışa katkısı da aşikârdır.
15 Temmuz darbe girişiminin sivil imamı Adil Öksüz, Üsküdar’da iki farklı FETÖ hücre evinde 15 gün saklandı. 5 ayrı mahrem imamın gözetiminde, başka bir adrese kaçırılırken gözde
Rasim Özdenören'in Nuri Pakdil'in vefatının ardından Yeni Şafak'ta yayımlanan yazısını alıntılıyoruz.
Kişi olarak Nuri Pakdil ile onun yazınsal kişiliği arasında bir bağıntı kurulabileceğini düşünüyorum. Bu bağıntının nasıl kurulabileceğini gösterebilmek için, ilkin kendimize Nuri
Bu olay tek bir kişiyle ve Rusya'yla ilgili. Ve ABD kurumlarıyla bunların temsil ettiklerine dair bildiğimiz her şeyi gözden geçirmemizi sağlıyor
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 'Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir' başlıklı bugünkü yazısında devlet ilişkileri ve çeşitli çıkar gruplarının faaliyetlerine değindi.
Rasim Özdenören, Tanzimat'taki kafa karışıklığına dair, ve o bölmeli kafalardaki karışıklığı fark edememeye dair muhteşem bir yazı yazdı.