Rasim Özdenören: Batı bilinçaltındaki engizisyon kültürü bugün islamofobi olarak dışavuruyor
Follow @dusuncemektebi2
Hortlayan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen korkusu, rızk kaygısı gibi faktörlerin temelinde batının yaşadığı tarihin bilinçaltına yerleştirdiği kaygılar yatıyor.
Sadece insan teklerinin deÄŸil, devletlerin de iki katmanlı bir gerçeklikleri var.
Ä°nsan teklerinde bu, Freud ‘tan öÄŸrendiÄŸimiz kadarıyla onların bilinci ve bilinçaltı ile görünürlük kazanıyor.
KiÅŸiyi görünürde bilinci yönetiyor.
Ama bilinci de, bir ölçüde, bilinçaltı yönetiyor.
KiÅŸinin asıl gerçekliÄŸi, asal gerçekliÄŸi onun bilinçaltında yatıyor.
KiÅŸinin görünürdeki davranışlarının altında, o davranışları yöneten temel motif onun bilinçaltında yatıyor ve kiÅŸiyi bilinçaltının karanlık dünyası yönetiyor. Veya yönetiminde etkili oluyor…
SokaÄŸa çıkmayı reddeden, çocukluÄŸundan yetiÅŸkin dönemine kadar sokakla iliÅŸiÄŸini kesen Hans’ın bu hali çevresinin dikkatini çeker. Onu ne kadar zorlasalar da dışarıya çıkmaya ikna edemezler. Durum tabii ki kabul edilebilir bir olgu olarak görülmez. KiÅŸi, neticede Dr. Freud’un tedavisine teslim edilir. Uzun seanslardan sonra Freud hasta sahipleriyle ÅŸu ilgi çekici gerçeÄŸi paylaşır. KiÅŸi, çocukluÄŸunda evin kapısından dışarıya adımını attığı sırada, kapının önünde ipini koparmış bir veya birkaç atın dörtnala geçtiÄŸini görür ve atlardan korkar. Dışarıya çıktığında bir adım daha atsa belki atların ayakları altında kalacaktır. Tablo kiÅŸinin bilinçaltına yerleÅŸir, ne zaman sokaÄŸa çıkmaya teÅŸebbüs etse atların ayakları altında ezileceÄŸi kaygısını yaÅŸar. Ve giderek atlar belki hafızasından silinir ve sokaÄŸa çıkma korkusu bilincinde yaÅŸayıp gider…
Milletlerin ve devletlerin de görünen bir yüzleri olduÄŸu gibi görünmeyen bir yüzleri de bulunuyor.
Görünen yüzleri onların günübirlik siyasaları, o siyasayı yöneten kuralları halinde dışa vuruyor…
Görünmeyen yüzleri ise onların tarihinde saklı…
Onların aktüel durumunu bir ölçüde o milletin veya devletin tarihi yönetiyor.
O tarih de milletin yönetici kadrosunda ÅŸekil buluyor. Yönetici kadro kendi tarihinin bilincinde olmasa bile, yönetimin yürütülmesi babında alınan kararlarda tarihsel bilinçaltı ve birikim kendiliÄŸinden rol oynuyor. Ne var ki yönetim kadrosu veya onun lideri bu tarihsel bilinçaltının, yani milletinin tarihinin bilincindeyse, attığı her adımda o bilincin etkisiyle cesur veya ürkek kararlarıyla kendini açığa vurur…
Günümüz Batı dünyası halen kendi geçmiÅŸinin bütün olumsuzluklarıyla yönetiliyor.
OrtaçaÄŸ engizisyon zulmü bu gün Müslümanlara ve Ä°slam’a karşı hortlamış durumda… Uzun yüzyıllar boyunca Hristiyanlığa karşı duyduÄŸu korku ÅŸimdi hedef deÄŸiÅŸtirmiÅŸ olarak Ä°slam karşıtlığı, hatta düÅŸmanlığı olarak vücut buluyor.
KöleliÄŸi kurumsallaÅŸtırmış olarak yüzyıllar boyu yaÅŸayan Batı kültürüne mensup insanın bu durumu FaÅŸizm ve Nazizm olarak dışa vuruyor.
Batı’nın sömürgeciliÄŸinde baÅŸkasının toprağını, yeraltı, yerüstü zenginliklerini pervasızca talan etmesinin asal saikını onun sadece kapitalistik zengin olma hülyası ile izah etmek eksik kalır. Bu hoyrat davranışın kökeninde onun baÅŸkasını köle olarak görme eÄŸilimini de aramak lazım…
Köle… Yani iradesi selbedilmiÅŸ kimse… Yani eÅŸya… BaÅŸkasını öyle görüyor…
Halen hortlayan ırkçılık, yabancı düÅŸmanlığı, göçmen korkusu, rızk kaygısı gibi faktörlerin temelinde onun yaÅŸadığı tarihin bilinçaltına yerleÅŸtirdiÄŸi kaygılar yatıyor.
O korkunun tedavisi mümkün mü?
Belki mümkün… Ama zor… Çok zor…
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.