Batı zihniyeti, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların İslamileştirilemeyeceğini gayet sarih bir şekilde ortaya koyduğu halde Müslümanlar cephesinde karşılıksız bir aşk yaşandı
Mehmet Beyhan / Milat
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Tarihselciliğin anlaşılması için, Türkiye’den bir örnek vermek gerekirse, doksanlı yıllara kadar kapalı yerlerde ve ulaşım araçlarında sigara içmek, “normal” görülüyordu. Ahlak
Müslümanlar İslâm’ı temsil ederler. Temsillerinde İslâm’ın özüne uygun olmadığından açmazları daha da artıyor. Düşünce üretme, tez ortaya koyma, hareket hâlinde olma güçleri
Hayat tortularını dibinde biriktiren bir şey; zihnimize, kalbimize geçmişin yorgunluklarından pıhtılar atan meşakkatlerle dolu bir yolculuk... Sıfırlamak, yeniden başlatmak, tümüyle sili
Tıpkı Balkanların kaybedilişinde yaşanıldığı gibi Filistin’in yitirilişi de tam bir toplumsal travmadır, Türk insanın zihninde, sevgili okurlar. Cemal Paşa’nın veciz bir şekilde if
Hayatın gayesini ve ehemmiyetini hatırlatan ve toplum ölçeğinde yaşanan en önemli zaman dilimi Ramazan idi. Bu ayda kendisini muhasebeye çeken birey aynı zamanda gönlünü ve zihnini arınd�
Yaşadığımız çağın zihniyeti, hayat tarzı, haz ve hız üzerine kurulu. Bu iki unsur sabrın düşmanıdır. İkisi de nefse hitap eder. Demek ki modern teknolojik hayat bizden sabrı alıp g�
Yüreğini, zihnini sürekli beslemediği, nefsini ise her adımda sorgulamadığı takdirde insan ne çabuk solgunlaşan, güçten düşen bir varlık.
İşte Batıcılık yolundaki ilk radikal eylemin temel esprisi, özü budur: Devletin, İslâmî esasa dayanan temelini, yeni bir siyaset ve hukuk düzeniyle, yani Batı’nın hukuk, siyaset, toplum
Büyük harflerle konuşmayı, sözünün içini dolduramayacağı baştan belli iddialarla doldurmayı seviyoruz. “Kendini bilmeyeni kim bilsin” dedi meczup, “kendini bilene yalan dünya ne ets
Çağ, çağrımızın kurduğu bir çağ değil. Bir çağlayan hiç değil. Hepimizi yutan, uyutan, bizi bizden, bizim kavramlarımızdan, anlam haritalarımızdan, hakikat dünyamızdan, ruhumuzdan
Sâdık el Mehdî figürü üzerinden, İngiltere’nin kolonyal zihniyetinin en tipik özelliklerinden birini de okumak mümkün: En dişli muhalifleri bile, yolun sonunda İngiliz taraftarı haline