Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Tanzimatçı zihniyeti

İşte Batıcılık yolundaki ilk radikal eylemin temel esprisi, özü budur: Devletin, İslâmî esasa dayanan temelini, yeni bir siyaset ve hukuk düzeniyle, yani Batı’nın hukuk, siyaset, toplumsal düzeniyle değiştirmek! Türkiye’nin Batıcı aydınının bu temel esprideki ortak görüşü o gün bugün hep aynı kalmıştır.



Bugün, köÅŸeme 1977 yılında Yeni Devir Gazetesi’nde yayınlanmış bir yazımı konuk etmek istiyorum. Yazı, aynı yıl yayınlanmış olan Ä°KÄ° DÜNYA isimli kitabımızda “Sisyphe Gibi” baÅŸlığı altında yer alıyor. Yazı ÅŸu:
 
Türkiye’de, Tanzimat’la baÅŸlayan BatılılaÅŸma hareketinin asıl hedefinin Ä°slâm’ı (din ve devlet düzeni olarak) yıkmaya yönelik olduÄŸu artık öylesine bellidir ki, Batı zihniyetini benimsemiÅŸ olan günümüz bilim adamları, durumu ÅŸu veya bu ÅŸekilde itiraf etmek zorunda kalıyor. Bu böyle oluyor ya, Tanzimat’ın ulaÅŸmak istediÄŸi hedefi övmekten de geri durmuyorlar. O günün Jön Türkleri ile bugünün Batıcı aydın tipi arasında, meseleleri deÄŸerlendirme bakımından hemen hiçbir mahiyet farkı yoktur. Her iki tip de ülkenin BatılılaÅŸma yoluyla kalkınacağına, Avrupa’nın bu yoldan gözüne girilebileceÄŸine, BatılılaÅŸmayı gerçekleÅŸtirmediÄŸimiz takdirde Batı’nın bizi parçalayacağına (yoksa Batı, asıl bu yoldan mı bizi parçalamayı hedefliyor?), bilinçsizce ve kesinlikle inanmışlardır. BatılılaÅŸmayı bir çözüm yolu olarak Osmanlı Devleti’ne getiren ve Tanzimat hareketini baÅŸlatan, efradını cami, aÄŸyarını mâni ilk “aydın” ve devlet adamı tipi Mustafa ReÅŸit PaÅŸa’dır.
 
Namık Kemal’in1 “1839 Hatt-ı Hümayunu’nun hakiki faili” olarak kabul edip Osmanlı Devleti’ni kurtardığını iddia ettiÄŸi Mustafa ReÅŸit PaÅŸa’yı, Ord. Prof. Dr. Recai G. Okandan ÅŸöyle anlatıyor: “DeÄŸerli bir devlet adamı olan, zamanının icaplarını kavramasını bilen, devletin kurtulması için müesseselerde esaslı yeniliklerin zaruriliÄŸine inanan Mustafa ReÅŸit PaÅŸa, memlekette radikal bir ıslah ve reformu, devletin hayatî varlığının beka ve idamesinin lüzumlu bir ÅŸartı olarak kabul ediyordu.”2 Zamanının icaplarını kavramasını bilen, bildiÄŸi iddia edilen, kurtarıcı gözüyle bakılan bu devlet adamının, Osmanlı Devleti’ni kurtarmak için zaruri gördüÄŸü bu radikal ıslahatın ne olduÄŸunu, gene adı geçen Ord. Profesör’ün kaleminden okuyalım: “Mustafa ReÅŸit PaÅŸa; Osmanlı Devletinin bekasını, Ä°slâmî esaslara dayanan Osmanlı ana teÅŸkilatının temelinden deÄŸiÅŸtirilmesinde, onun yeni bir siyasî ve hukukî nizam ile teçhiz edilmesinde görmektedir.”3
 
Ä°ÅŸte Batıcılık yolundaki ilk radikal eylemin temel esprisi, özü budur: Devletin, Ä°slâmî esasa dayanan temelini, yeni bir siyaset ve hukuk düzeniyle, yani Batı’nın hukuk, siyaset, toplumsal düzeniyle deÄŸiÅŸtirmek! Türkiye’nin Batıcı aydınının bu temel esprideki ortak görüÅŸü o gün bugün hep aynı kalmıştır. Bu görüÅŸün gerçekleÅŸtirilmesinden bekledikleri yararlar da deÄŸiÅŸmemiÅŸtir. Gerçeklerin, bu beklenen yararların boÅŸ bir umuttan ibaret olduÄŸunu bütün somutluÄŸuyla, vuku bulan trajedilerin bütün acı sonuçlarıyla, olanca çıplaklığıyla göstermesine raÄŸmen, bu aynı boÅŸ, kör nokta üstünde direnmelerini izah etmek bizim aklımıza zor geliyor. Kur’an’a müracaat edelim: “Allah’a yemin olsun ki, senden evvelki ümmetlere de Resuller gönderdik. Åžeytan, onların amellerini kendilerine süslü gösterdi. Bugün de Åžeytan, onların velisidir.”4
 
Batı’dan beklenenlerin hiçbiri gerçekleÅŸmedi. Tersine, bütün olaylar, bu bekleyiÅŸin boÅŸ bir hayal olduÄŸunu gösterdi. Buna raÄŸmen, aynı noktada, abese dönüÅŸmüÅŸ bir çaba içindeki didiniÅŸ devam ediyor. Tanrıların mahkûm ettiÄŸi Sisyphe’in cezası gibi... Camus, Sisyphe’i, yeryüzü sürgününe atılmış insanın abes çabasını açıklayacak bir örnek diye seçmiÅŸti, onun yerine Batı’ya mahkûm bizim Jön Türkleri seçseydi örneÄŸinde yanılmış olmazdı.
 
----------------------------------------------------------------------
 
Dipnotlar
 
1 Burada, Namık Kemal’in veya adı geçen diÄŸer isimlerin Müslümanlığı veya Ä°slâm’a sadakatleri sorgulanmıyor, onların siyasal bilinçleri söz konusu ediliyor.
 
2 Ord. Prof. Dr. Recai Galip Okandan, Amme Hukukumuzun Ana Hatları, İstanbul, 1957, s.68.
 
3 Agy.
 
4 Kur’an, En-Nahl: 63.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.