“İstiklâl Marşı... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim mille
“Seyyid Kutub İslâmi Çalışma Metodu”, müellif Muhammed Berekât’ın; Seyyid Kutub’un hareket yönteminden ve İslam’a bakış açısından çok etkilenmesi nedeniyle kendisinin hayatı
Adana'da tarihi eser kaçakçılarına yönelik operasyonda el yazması 3 dini kitap ele geçirildi.
Bugünkü ayyıldızlı bayrağımız Osmanlı döneminde 15. yüzyıldan itibaren kullanılmaktadır. En son İtalya’da yeni bulunan bir el yazmasında, Venedikliler’in 1680’lerde Mora Yarımad
Şevket Rado tarafından bizzat Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin el yazmasından yararlanılarak oluşturulan kitap, okunmak için adeta ben buradayım diyor, okuyucuyu ivedilikle yanına çağırıyor
Düşünmek, yapmak ve yazmak ekseninde gelişiyor eğitim. Tüm bunlar için de düşünceye yatırım yapmak gerekiyor. Danışmanlık çağın olmazsa olmazı haline geliyor. Aklın, fikrin pazarla
İslâm dini, bir şahsın üzerinde olmayan bir kötülüğü söylemeyi yasak ettiği gibi --çünkü bu apaçık bir iftira olur-- hakikaten sahip olduğu kötü vasıfları veya işlediği bir hat
2019 yılını Fuat Hoca’yı konuşmaya hasrettik ama yetmedi, böylece 2020 yılının ilk yazısını da bir fatiha olarak ona dair yazmamız mukadder görünüyor.
Merhamet başlıklı bir şiir yazmaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştım. Şansımı, bu kez yazıyla denemek istiyorum. Demiştik, yine diyelim: Merhamet, insan olmanın birinci şartı
Geçen hafta “Türkiye’nin Parazit’i nerede?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Elbette kişisel yazarlık tarihimin en az okunan ve en az tepki alan yazısı oldu. Niçin “elbette” diyo
Son birkaç yazıda İslam'ın yeniden bir toplum ve dünya dini olmasının yollarını düşünüp kendi aklımca yazmaya çalıştım. Bunun muhteşem bir sarayı oluşturan tuğlaların sağlamlı
Aşk aslı itibariyle cismanî (dünyevî) ve yine aslı itibariyle ilâhî (uhrevî) olmak üzere ikiye tab’an ayrılmış mıdır; yoksa biz insanlar bu ayrımı keyfimiz istediği için, işimize
Türbeler, çeşmeler ve mezarları gezerken üzerilerindeki sembollerin ne anlama geldiğini merak eden Edebiyat Öğretmeni Fatih Çavuş, altı yıldır İstanbul'daki tarihi mezarların üzerine �
Hukuk Devleti terimi Almanya’da, Fransız Devrimi sonrasında ve 19. yüzyıl başlarında doğdu. Bu terimi kullananlar herhalde Fransız Devrimi sloganlarının temelsizliğini, aldatıcılığın
“Tarsus Kadın Cezaevi’nden bir hakim yazıyor. Aslında kitap olacak nitelikte uzun bir mektup. Çok kısaca özetliyorum: Çok zor bir süreç yaşadık. 16 haftalık hamileydim. Bütün bu sür