Sosyal Medya

İsmet Özel: Yazmak nedir veya bir sevgili ne işe yarar?

Aşk aslı itibariyle cismanî (dünyevî) ve yine aslı itibariyle ilâhî (uhrevî) olmak üzere ikiye tab’an ayrılmış mıdır; yoksa biz insanlar bu ayrımı keyfimiz istediği için, işimize öyle geldiği, bir kaçamak temin edebiliriz diye mi yapıyoruz?



Bilelim ki, nasıl tezahür ederse etsin aÅŸk uydurma bir ÅŸey deÄŸildir ve her zaman, her yerde kendi giriÅŸimci tarafını tutar. Odur ROMA’yı tersinden okutturan: AMOR. AÅŸk hiç yoktan kendinden söz ettirmeÄŸi sever ve Parlez-moi d’amour diye tutturur. AÅŸk muhatabını ÅŸaÅŸkınlaÅŸtırır ama kendisi ÅŸaÅŸkın deÄŸildir. AÅŸkın doÄŸru telâffuzunu hangi dilin, hangi lisanın, hangi lügatin rapta geçirdiÄŸine hükmetmekte zorlanırız. Bahsimiz sevme olunca onun her çeÅŸidi ve her derecesi incelikle tasrihe, sarahate muhtaç kalacaktır. Sevmeleri birbiriyle iliÅŸkilendirirken fark ederiz ki, aÅŸk uÄŸruna benimsenilen her ne ise ruh katlarında kendine aÅŸkın üstünde bir yer seçmiÅŸtir. Bakıyoruz Balzac da kendi ölçüsünde ikiye ayırmış aÅŸkı.
 
Gerçek aÅŸk Balzac’a göre olduÄŸu yerde kalan deÄŸil, günden güne büyüyen bir ÅŸeydir. Capcanlı olmasa günden güne büyüyemezdi. Büyümeseydi canını koruyacak güçten mahrum bırakılırdı. Demek ki, aÅŸk öyle bir ÅŸey ki, onu yazık etmeÄŸe kimse güç yetiremiyor. AÅŸka son vermeÄŸe ölümün bile gücü yetmiyor. AÅŸkı yazık edemiyorlar. Peki, bu yazık edilmeme iÅŸi nasıl saÄŸlanabiliyor? SaÄŸlama iÅŸini edebiyata havale ederek iÅŸin içinden çıkıyoruz. Böylece aÅŸka okunup yazılabilir bir vasıf ekleyerek onun yazık edilmeyiÅŸini senede baÄŸlıyoruz. Balzac’ın dediÄŸine göre bizim muhafazamıza lâyık olmayan bir aÅŸk daha var. Balzac onu, yani umumun aÅŸk olarak bildiÄŸi ÅŸeyi sefil bir ihtiras tabiriyle tasvir ediyor. Umuma mahsus efkâr-ı umumiye o sefil ihtirası baÅŸa gelen bir ÅŸey sayarak sorgulamaksızın, olduÄŸu haliyle kabul ediyor. Biz Türklerin umumhane dediÄŸi yere antik çağın Yunanlıları aÅŸk evi derlerdi. Aslında hepimiz aÅŸka umuma mensup yanımızla bakarız. Her aÅŸk gecesi bir romana bedeldir dediyse Balzac da öyle yapmıştır. Anlayacağınız, Balzac’ın yücelttiÄŸi, aşığın ve maÅŸukun birini diÄŸerinden tefrik edemeyeceÄŸimiz bir vahdete ulaÅŸtıkları aÅŸktan kimsenin, hadiseyi mübalaÄŸa eden Balzac’ın da haberi yok.
 
Umumî bilginin bir parçası durumundaki aÅŸk bir duyguymuÅŸ gibi algılanır. Duygu ve fakat düÅŸünce deÄŸil. Hakkında ne denilmiÅŸ olursa olsun aÅŸkın akılla izah edilemeyeceÄŸi, dolayısıyla bir mesele olarak ele alınamayacağı mütearife kabul edilir. AÅŸktan haberdar oluÅŸumuz önümüze uÄŸraşılması gereken bir iÅŸ deÄŸil tanınmaÄŸa deÄŸer bir vakıa çıkarır. Vakıa burada düÄŸümlenmiÅŸ ÅŸeyin çözümüne okuma yazma ile okunma yazma ile yazılarak, okunarak kavuÅŸulduÄŸudur. Bir düÄŸümü zikrediÅŸimiz dilin, lisanın, lügatin hayat verici hususiyetinden ötürüdür. Bu düÄŸüm sebebiyle Luis Bunuel kendi dilinde yazmış Benito Perez Galdos’u Fransızlara bir ruh imparatorluÄŸu kazandırmış Balzac’tan daha büyük romancı sayar. 
 
Balzac hepimize Batı Medeniyetinin meÅŸrebini öÄŸretti. Bunu Fransız lisanının güçlü bir mümessili olarak yaptı. Büyük bir müstemleke imparatorluÄŸunun lisanı olarak Ä°spanyolca bir Galdos çıkarmış ise bu ancak okuma yazma münasebetiyle kendini keÅŸfetme memnuniyetine taalluk eder. Ä°nsanoÄŸlu kendini iman ile keÅŸfedebildiÄŸi kadar inkâr ile de keÅŸfeder. Dünya hayatının süsü kendini inkâr ile keÅŸfetmeÄŸi kendini iman ile keÅŸfetmekten daha cazip hale getirmiÅŸtir. Ä°nsana her türden okumak, her çeÅŸidiyle okunmak, her üslup ile yazmak, her meÅŸrebe intibak ile yazılmak yurt olarak dünyanın mı, ahiretin mi hayırlı olduÄŸuna dair bir fikir verir. O fikrin vesilesi sevgilidir. AÅŸkın ilahi olup olmayışı sevenin istiap haddine bakar.
 
KaracoÄŸlan “Güzel sever diye bühtan ederler
         Benim Hak’tan özge sevdiÄŸim mi var” diyor.
 
Yalan mı söylüyor?
 
 
 
Kaynak: İstiklal Marşı Derneği / 8 Mart 2019

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.