Ferhad''a acıma ey talib, dağları delerken yorulmaz o! Mecnun''a da gülme sakın, divanesi olduğu yâr uğruna kaybettiği aklın ardından aslâ gözyaşı dökmez.
"Ayrıcalıklı ve toplumsal değerlerden kopuk" olmakla suçlanan kurumlara yönelik güçlü bir dönüştürme arzusu var. Dışişleri Bakanlığı, böylesi bir değişimin dışında tutulması
Bugünün dünyası, her geçen gün daha yoğun bir şekilde askerileşen bir dünyadır. Bilim ve teknoloji, daha çok silahlanmaya hizmet ediyor, insani amaçlardan çok, askeri ve ideolojik ama�
Muhabbet yoksuluyuz, yani muhabbete muhtacız, burası kesin. Yoksuluz, çünkü muhabbetten yoksunuz.
Bir milletin geçmişi yani tarihi üzerinde, en hafif tabirle, operasyon yapabilmek için göz önünde bulundurulması gereken ilk ilke, o milletin tarihinin yok-sayılması, bu mümkün değil ise
Yokluktan mı geliyoruz? Elbette. Elbette yok olduğumuz, hiç olduğumuz bir zamanı vardı(r) herbirimizin. Bütün kainatın.
Türkiye gibi önemli liderlerini kültleştirme ile günümüz meselelerinden sorumlu günah keçileri haline getirme uçlarının birinden diğerine savrulan bir toplumda II. Abdülhamid'in bu şeki
Kendi iyiliğimiz için, hepimizin ve geleceğimizin iyiliği için, daha iyi, daha yetkin, daha nitelikli içerik üretimi ve inşa’lar için uyarıcı eleştirilere her zaman ihtiyacımız olduğu
Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!
İSAR'ın bahar dönemi, İhsan Fazlıoğlu'nun 20 Şubat tarihinde verdiği "Üç Boyutlu Bilginin Mücessem Temsili: Osmanlı İlim Geleneği" başlıklı açılış dersi ile başladı. İlginin bi
Genç okuyucularımız Tanpınar’ın bugünkü popülerliğine bakarak Huzur’un yayımlandığı tarihte kapışıldığını zannedebilirler. Hayır, Huzur’un ilk baskısı 1970’lere kadar pi
Tasavvuf kaal ilmi değil, hâl ilmidir!” Yani hakikat''in bilgisi, “o dedi, bu dedi”yle öğrenilemez; bilakis hakikatin bilgisine, yaşamakla, tecrübe etmekle ulaşılabilir.
Türk Milleti kavramının mefhûmu, Büyük Selçuklu – Anadolu Selçuklu – Osmanlı – Cumhuriyet sürecinde gerçeklik kazanan ve nesnelleşen bin yıllık tarihî bir tecrübedir.
Bir toplumun diğerlerinden bütünüyle "farklı" ve "özgün" olduğunu savunan istisnâcılık (exceptionalism) kavramsallaştırması literatürde genellikle iki topluma atıfta bulunmaktadır.
Son elçinin kendi soyundan geleceğini bildiği içindir ki Adem ''yaklaşma'' yasağından kaçınmadı. Adem''le Havva''yı kandıran, yoldan çıkaran gerçekte şeytanın fısıltıları olmayıp