İnsanoğlu yaşamını nerede sürdürürse sürdürsün ilk evvela kendini güvende hissetmek ister.Tehlike bu kadar yakınımızda iken güvenliğimizi nasıl sağlayabiliriz?
Bizi kolay günler beklemiyor. Kötü ihtimale göre hazırlık yapalım da, kolay gelirse bahtımıza. Birbirimize sabrı tavsiye edelim ve öğüt verelim. Cesaretimizi, sabrımızı ve dualarımız
Covid 19 üzerinden yeni dersler devrede. Okursak veya sadece virüsün hareket seyrine değil, virüsle birlikte devreye giren yeni sistemin anlamını verilere dayanarak bulabilirsek, virüsü yendi
Corona Virüs hayatımızdan elini çekecek ve bizler zincirlerimizden boşanmış gibi büyük bir açlık ve ihtirasla ‘eski hayatımız’a koşacağız. Maddiyatla tıkınmaya, çılgınca satı
Müslümanların kültür ve sanatla ilişkisi tarih boyunca hep sıkıntılı olmuştur. Biz kendimizi bu alanlardan uzak tuttuğumuz için onlar bizleri bu sahneden görmeye aluşık değiller. Dola
Neden kendi evimizden, yani kendi hayatımızdan, yani kendimizden kaçmak için bu kadar çırpınıyoruz? Neden her şey dışarıda kaldığında içeride bir hayat yok? Soralım mı bu soruları k
Yeni tip korona virüsü bence bize en çok “aczimizi” hatırlatsa ne güzel olur. Kendimizi doğaya, tabiata, diğer canlılara, en önemlisi de Allah’ın nizamına üstün sanıp kibirlendiği
90’lı yılların başına gidelim ve bir an kendimizi sıradan bir SSCB vatandaşı yerine koyalım. Dünyanın neredeyse üçte birine hükmeden ve sonsuza dek hükmedecekmiş gibi duran imparator
Özne olma iddiamız hangi bağlamda ifadesini bulur ya da görevimiz sadece olan biteni yorumlamak mıdır, yoksa bilfiil işin içinde olmak mıdır?Kuşkusuz bu sorulara cevap vermek için tekrarda
Müslümanlar, ne yazık ki güven vermiyor ve inandırıcı olmaktan çok uzaktırlar. Elbette ki muhatabımız öncelikle Müslümanlar, çünkü biz Müslümanız ve kendimizden sorumluyuz. Adalets
Her anlatı içerisinde insan kendi anlamını yeniden üretir. Maddeyi manaya dönüştüren evi yuvaya dönüştüren şey hikâyelerdir. Kendimizi gerçekleştirme adına hikâyelerimiz olmalı. H
Bugün bizler İslâm dünyası toplumları olarak bu uyku/uyuşukluk durumundan uyanmalı ve kendimize gelmeliyiz. Anlamlı ve kavi bir benlik/kendilik inşa edebilmeliyiz…
Ağzından insan sözünü hiç düşürmeden, sokak köşelerinde, dünyanın bütün köşelerinde insanları katleden bu Avrupa’yı bir kenara bırakalım… Avrupa’nın yaratamadığı bütün
Bu zamanın kirini, karasını, zehrini hepimiz üstümüze başımıza bulaştırdık. Her geçen gün biraz daha kirleniyor, kararıyor, zehirleniyoruz. Kimse aynada kendine göz kırpmasın, hepimi
Ehli dil olmak zor bir durum. Gönül dilimizi yitireli ne çok yitiğimiz olmuş. Ne çok duvarlar örülmüş, ne çok çıkmazlar oluşmuş. Kendimizi unutur olmuşuz.