Bir gün kendimize gelebilmemiz için, insan olmanın yeniden moda olması mı beklenecek?
Bu zihinsel işgale, bu kara sömürü düzenine, bu sinsi emperyalist-kapitalist tahakküme direnecek iradeyi geri kazanmadıkça, bizi asırlar boyunca insan kılan hakiki ayarlarımıza geri dönme
Hafızasını yitiren bir hayat ne hisseder? “Nasıl bu kadar dağıttığımızı bilebilseydik” dedi beyaz saçlı adam, “belki toplayabilirdik biraz kendimizi!”
Bizi salgın kurallarına riayet etmek için teşvik edecek olan şey sistemin icra ettiği genelgeler, para cezaları değil, bizzat bu koparılamaz ve feshedilemez gönül bağı olmalı. Gönüllü
On yedi günlük tam kapanma kararı alınmasının hemen ardından kapanmanın başlamasından önceki günlerde yazlıklara, tatil beldelerine ve memleketlere büyük şehirlerden akın akın insan
Başkalarında yaşamak insanın kendinde olmamak için bulduğu modern bir çare... Kendimize, kendimizden uzakta bir hayat kurabilmek için ne çok şey yapıyor, ne çok çabalıyoruz.
İşin en başına dönmeden, kendimizi düşüncesizce terk ettiğimiz bu görsel döngüyle hesaplaşmadan bunun dışına çıkılamayacak. Mümkün mü bu?
Ben Saraybosna’da bir Sırp olarak kalmadım. Kendimi din veya millet üzerinden tanımlamıyorum. Ben Jovan Divjak olarak, bu ülkenin vatandaşıyım ve Bosnalıyım.
Yazısı silinerek üzerine başka yazı yazılmış parşömen kağıdına benzetiyordum kendimi; aynı kağıt üzerinde, yeni yazılar altından çok daha değerli bir metni keşfeden bilginin sevi
Bu akıl dışı oyunu yalnızca biz oynuyoruz, biz insanlar! Hem de ne büyük heyecanla, ne büyük ihtiras ve şehvetle! Her an kendimizi, birbirimizi, hepimizi nasıl yiyip bitirdiğimizi, vaktimi
Dünya yavaş yavaş alıyor o kabiliyeti bizden. Büyüyor, büyüdükçe kendimize dair bir unutkanlık ediniyoruz. Dünya bulaşıyor her yanımıza. Ve bu bizi, ömrümüzün sonuna kadar bir daha
Olması gereken kendi kültür ürünlerimizi en kaliteli ve en kendimiz olarak meydana getirerek onun yaygınlaşması ile uğraşmaktır… Bu aşamada da “kendimiz olanın” ne olduğu hususunda
“Düşüncelerimiz aynı kazanda pişen tektip bir yemek gibi” dedi beyaz saçlı adam, “ayrı ayrı servis edildiği için biz kendimizi özel hissediyoruz sadece”
Gitmek fikri elimden tutmak üzere. Tam o sırada Ahmet Kekeç'i görüyorum. Selam veriyor, kendimi tanıtıyorum.
Dünya kavram olarak yeryüzünden farklıdır. Yeryüzü insana açılan hakikat, dünyasını kurabileceği mekânken, dünya her ilişki biçiminde kendimize kurduğumuz hayat alanını anlatır. D