Unutma! Kalbini kaybetmediğin sürece her şeyi yapabilirsin. Her şeye yeniden başlayabilir, dünyayı değiştirecek ateşin fitilini yakabilirsin. Yeter ki kalbini kaybetme.
Bir de ‘kalbi bağımlılık’ meselesi var. Beden sağlığımıza dikkat ettiğimiz kadar ruh sağlığına da özen göstermeliyiz. Kalbimizin bağlandığı yerleri ve önceliklerimizi yeniden
İnsan, bu dünyaya üç temel ihtiyaçla gelir. Bunlar bedenî gelişimi temin için gıda, rûhî hayatın tekâmülü için terbiye, zihnen ve kalben terakkî için de ilim ihtiyacıdır. Bunları
Demek ki, kalb-i selîm sahibi olmak, makbul bir imana sahip olmakla eş değerdir. Kalb-i selîm için çalışmak, bir insan için olmazsa olmazdır. Hem dünyadaki huzuru hem de âhiretteki necât�
Din tarifine ‘akıl sahipleri…’ diye başlar. Bu aklı Şer’î Şerif’in akıl tanımına koyarak hareket etmezsek; bu, her insanda hatta hayvanda bulunan hesapçı akıldır. ‘Ne yaparsam
“Çılgın mahşerinde ses ve renklerin.../ Benden sor sırrını mesafelerin/ Benden sor ve benden dinle akşamı.../ Rabbim bu sonsuzluk ve onun tadı...” diyor ‘Eşikte’ şiirinde üstad Ah
Eğer herhangi bir şeyi hırs içinde istiyorsak, farkında olmasak da günlük hayatımız bir çatışma alanına dönüşmüştür. Tabii, öncelikle kalbimiz...
Vicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger’in ifadesiyle, “benim içimden ama kendimden öteden” gelir. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden bir barbarlık karş�
İnsanın yaradılış hikmeti, dünyadaki aziz bir misafir olarak varoluş serüvenindeki duruşuna ve fıtratının muhafazasına dayanır. Akıl, kalp ve ruh selameti, tefekkür ve tevekkül ile ka
Kalbin, insanlardan çektiği bunca çilelere rağmen insan oğluna hizmetten usanmayışının hikmetine şaşacaksın belki. O bilir ki hayâ hikmetle beraberdir; hizmetse kalbin en büyük emrid
Marketteki kasiyer kız işlemini yaptığı müşteriye anlatıyor: “Her gün de ölülerimiz için gün yapmıyoruz di mi!” (Mevlit okutmuyoruz demek istiyor.) “Çok özeniyorum. Her şeyin
İbn-i Hâldun'a göre, "Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz." Arının en nadide çiçekleri araması gibi, yaseminin en serin yamaçları seçmesi gibi, serçelerin en dallı budak
Zalimlerin ve onların kurbanı olan mazlumların olduğu bir dünya bizi tanıklığa çağırır. Hiç kan dökülmemiş, çocuklar hiç yetim kalmamış, ıstırap yürekleri kavurmamışçasına d
Erol Göka Hocamız, perşembe günü, ölümle ilgili alışık olmadığımız muhtevada bir yazı kaleme aldı. Sadece zihnimizi değil, kalbimizi de çalıştıran bir yazı. Altını çizdiğim c
“Binâsının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binâsının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ate�