Sosyal Medya

İbrahim Tenekeci: Tüketim ve Şikayet Toplumu

Bir de ‘kalbi bağımlılık’ meselesi var. Beden sağlığımıza dikkat ettiğimiz kadar ruh sağlığına da özen göstermeliyiz. Kalbimizin bağlandığı yerleri ve önceliklerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Ruh, bedenden daha mı değersizdir?



Madde bağımlılığı’ ifadesinden hep zararlı alışkanlıkları anlıyoruz. Yani bedeni ilgilendiren birtakım haplar, sıvılar vs. Bunların önemli bir kısmı insanı kendisinden ediyor. Onca mücadeleye raÄŸmen bağımlı sayısı azalmıyor, tehlikeli bir biçimde artıyor. Çünkü insanların psikolojik dayanıklılığı azaldı.
Mehmet Dinç’ten ilhamla: SaÄŸlıklı bir ÅŸeye baÄŸlanamayan saÄŸlıksız ÅŸeylere bağımlı oluyor.
 
Bir de ‘kalbi bağımlılık’ meselesi var. Beden saÄŸlığımıza dikkat ettiÄŸimiz kadar ruh saÄŸlığına da özen göstermeliyiz. Kalbimizin baÄŸlandığı yerleri ve önceliklerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Ruh, bedenden daha mı deÄŸersizdir?
 
Nasihatin yarısını ve esasını unutup da hiç ölmeyecekmiÅŸ gibi yaÅŸayan insanlara dönüÅŸüyoruz. Uzun vadeli planları devletler yapar. Ä°nsan kendisine daima ÅŸunu sormalıdır: “Ya bu gece ölürsem?” Gündüz de olabilir.
 
Bize göre ‘madde bağımlısı’ olmanın bir diÄŸer anlamı da dünyaya düÅŸkünlüktür. Kalbimizi ona baÄŸlamaktır. KonuÅŸmamız gereken konulardan biri de budur. Bir devlet politikası olarak sürekli tüketim teÅŸvik ediliyor.
 
Tüketim ve ÅŸikâyet toplumu haline geldik. Hayatlar genellikle ‘almak’ ve ‘biriktirmek’ üzerine kurulu. Emlâk, lüks otomobil, pahalı kıyafet, dev bütçeli iÅŸler vs. Dünyaya ait ÅŸeyler, insanda hırsa ve ihtirasa neden olur. Kalbimizi uyuÅŸturur. Tamamen uzak da duramayız gerçi. AteÅŸ gibi düÅŸünürsek, mesafemizi korumaya çalışmalıyız.
 
Ä°stanbul Arkeoloji Müzesi’nde Hitit devrinden kalma tarla tapusu tableti var. O tarla günümüze deÄŸin yüzlerce kez el deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. Kimseye kalmamış, kalmayacak. Herkes gitmiÅŸ, o kalmış. Adı üstünde, taşınmaz mal.
 
Atalarımız, fâni olan dünya hayatı için ‘hayat-ı müstear’ ifadesini kullanmış. Bunu benden küçük bir kardeÅŸimizden öÄŸrendim.
O halde ÅŸöyle söylemek icap eder: Kalıcı deÄŸiliz ve sadece aramızda olanları deÄŸil, olmayanları da sevindirecek iÅŸler yapmalıyız. Bunun yolu da ancak kalpten geçer.
 
Kalp nedir? Kiraz için gittiÄŸimiz bir bahçede karaca gördük. Arkadaşımız fotoÄŸrafını çekti ve bu güzelliÄŸi sosyal medya hesabından paylaÅŸtı. Gelen ilk uyarı: “Åžimdi bunu bölgedeki avcılar görür ve hemen öldürür. Lütfen siliniz.” Kalp, iÅŸte bu hassasiyettir. Kimine ilgisiz gelse de budur.
 
‘Biriktirmek’ bahsine de biraz eÄŸilmek gerekiyor. Nihayetinde biz de bir ÅŸeyler biriktiriyoruz. Meseleye derinlik kazandıran, tutkunun veya hevesin kültüre dönüÅŸmesidir. Kimi kıymetleri ve vesikaları gelecek nesillere saÄŸ salim aktarmak için koruma altına almak. Her ÅŸeyi devletten bekleyemeyiz.
 
 
YeniÅŸafak / ArÅŸiv

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.