Elimizi uzattığımız her şey çürüyor. Belki de dokunduğumuz için biz çürütmekteyiz. Gördüklerimiz kirleniyor. Baktıklarımız bizi kirletiyor, içimizi…
Türk Milleti’nin tarihî tecrübesinde, dolayısıyla hâfızasında içkin olan aşkın kurallılığın muhtevâsının tespiti için, ciddî ilmî çalışmaların yapılması gerek. Bizim için
İnsan kitabını okumak, öyle pek kolay bir iş değildir. Çünkü insan kitabını okumak, “nefsini bilmek” anlamına gelir. Nefsini bilen de Rabb’ini bilecektir. Bir hiyerarşi içerisinde
Fikirlerim benim, senin yahut ötekinin fikri olsa gerçekten karışmamak gerekir. Ama fikirlerimiz bizim değil, yönelimlerimiz bizim değil, tercihlerimiz bizim değil, personamız bile bizim değ
Günler, sanki hepimiz yürüyen bir bandın üzerindeymişiz ve o bant bizi her gün aynı noktalardan başka aynı noktalara taşıyormuş gibi alışılagelmiş ve durağan bir şekilde geçiyor.
Bizim birinci işimiz İslâm kalmaktır. Öncelikli vazifemiz ise çocuklarımızı en güzel şekilde koruyup büyütmektir. Çünkü bizdeki emanet, onlara geçecek.
İngiliz general Lord Richard Dannat, ABD’den satın aldıkları F35 uçaklarının Savunma Bakanlığı’nı iflas ettirdiğini söyleyerek, ABD’nin bile daha az maliyetli yeni bir savaş uçağ
Dünyayı bize büyük gösteren, bizim küçüklüğümüzdür.
Bu alemden bir alim göçtü. Yaşadığımız alemin, bizi şekillendirmiş, inşa etmiş, yormuş ve eğlendirmiş olan alemin gizli ve aşikar boyutlarının en kıymetli şahitlerinden, yetiştird
Dünya yavaş yavaş alıyor o kabiliyeti bizden. Büyüyor, büyüdükçe kendimize dair bir unutkanlık ediniyoruz. Dünya bulaşıyor her yanımıza. Ve bu bizi, ömrümüzün sonuna kadar bir daha
Olması gereken kendi kültür ürünlerimizi en kaliteli ve en kendimiz olarak meydana getirerek onun yaygınlaşması ile uğraşmaktır… Bu aşamada da “kendimiz olanın” ne olduğu hususunda
“Mevlid” hayatımızdan çıkıp gidiyor ve asker uğurlayan gençler yol kesip, meşale yakıp, arabalarla drift çekiyorlarsa bu durum neye delâlet ediyor? “Bizi biz yapan değerler”in gün
Özellikle bizim gibi, tarihinin belli bir döneminde radikal bir kırılmaya maruz kalmış ülkede, sadece yitiğinin nerede olduğunun farkında bile olunmayan hallerde değil, bir de ne yitirdiği
WhatsApp üzerinden yürütülen tartışmalar aslında bireyselliğin nasıl da yalana dönüştürülebileceği veya ne denli soysuzlaştırılabileceği üzerine zayıf bir ışık gönderdi. Gör�
Yaşamayı tam olarak bilemediğimiz, kendine özgülüğünün, başkalığının ayırdına varamadığımız, anlamına eremediğimiz özel zamanlar kaçırılmış trenler gibi boş bir istasyonun