Din tarifine ‘akıl sahipleri…’ diye başlar. Bu aklı Şer’î Şerif’in akıl tanımına koyarak hareket etmezsek; bu, her insanda hatta hayvanda bulunan hesapçı akıldır. ‘Ne yaparsam
Üsküdar Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü 4. Sınıf öğrencileri ‘Mezuniyet Projesi ’ dersi kapsamında bir halkla ilişkiler kampanyası düzenleyerek özel öğrenme güçlüğünü
ABD, Süleymani suikastına benzer suikastlara devam ederek, İran’ı caydırmayı, söz dinlemesini ve müzakere masasına oturmasını sağlamayı hedefliyor. Bu müzakere masasında İran’dan z
Tanzimat'tan beri içinde savrulduğumuz "baskıcılık-komploculuk" sarmalını kırmak ancak onu yaratan yapısal nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir
İsmail Kara’nın ‘İsyan Ahlâkı Peşinde-Nurettin Topçu Albümü’nü okurken, seyrederken bir düşünce adamının hayatının dışında, onun yaşadığı günleri, kişileri de okumuş o
24 Şubat 1942’de içinde sekiz yüze yakın Yahudi göçmenin bulunduğu ve “yüzen tabut” olarak nitelendirilen Struma adlı gemi Karadeniz’de bir Rus denizaltısı tarafından torpillendi.
Canlarını kurtarabilen Müslümanlar, “Elveda Kastinya, elveda Valencia” diyerek bindikleri kayıklarla Akdeniz’e açılıp gözyaşları içinde Endülüs’e veda ediyor. Beni çok etkileyen
İki roman okudum; kadının rol yapma kapasitesine dairdi. Rol sahnede olduğunda sıkıntı yok. Ama gündelik hayata dâhil olabilmek için rol yapmak zorunda kalmak, kendi dışına çıkmak, kend
İran Şia’sı Kasım Süleymani’nin ölümüyle düşmanına karşı psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Bu anlamda yüzlerce yıllık Şia geleneğini de göz önüne aldığımızda Süleym
Bir Sırp atasözü şöyle der: “Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş durmaksızın/sürekli değişir”. Son iki yüzyılın dünyasını en iyi ifade eden belki de en güzel
Türkiye, Libya Anlaşması’nı yapmakla, kendisini bu yeni jeopolitik denklemin dışında tutan plana ağır bir darbe vurdu; doğru bir hamle yaptı. Ancak sonuç alınabilmesi için vakit geçir
Mümin de depresyon yaşar ama onu onurla taşır, dünyanın tüm yüklerini, O’ndan gelen tüm musibetleri, dertleri, tasaları, hüzünleri, acıları onurla taşıdığı gibi. “Hüküm O’nu
Osmanlı’dan miras kalan kadim kavram “mahalle olgusu” bize aslında çok şey ifade eder. Sorumluluk bilinci ile sosyal dayanışmayı; birbirlerini tanıyan ve birlikte ibadet eden insanların
Sosyobiyoloji veya diğer adıyla evrimsel psikoloji, bulguları kadar teorik zemini de çok tartışılan yeni bir bilim dalı. Bu sahada yapılan çalışmalara esas olan ana fikir “modern insanı
Sultan Abdülaziz bugün bu köşeye siyasi kudreti ya da idari reformculuğu nedeni ile konuk oluyor değil. O, bugün burada, çünkü konumuz müzik. Daha doğrusu iktidar ve sanat çevreleri a