Sosyal medya hesaplarımızda gerçeğinden daha iddialı, daha duyarlı, daha başarılı, daha güzel veya yakışıklı, daha saygınız. Gerçek benliğimizi perdeleyen sahte bir benlikle hareket
Geçtiğimiz haftalarda "İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de gündem olan tweetlerin neredeyse yarısı sahte" başlığı ile bir haber h
Bir terim. Özünde iktisadi bir terim. Bir ideoloji bugün. Modern ideolojilerin tamamı gibi 19. yüzyılda doğmuş bir sahtekârlık. 19. Yüzyılda doğmuş dediğime bakmayın, kavram çok daha
Günümüzde sahte görüntülerin arkasında kalan Peygamber’i hakikatiyle ortaya çıkaracak güçlü araştırmalara dayalı yeni bir bilimsel çığır açmak gerekiyor.
19. yüzyılın sonlarında dünyanın neredeyse dörtte üçü Avrupalı emperyalistler tarafından sömürülüyordu. Makro bir analiz yerine Mustafa Özel, Joseph Conrad’ın romanlarından hareke
Samimilik, dindarlıktan hiçbir zaman ayrılmaz. İnsan, samimiliği kaybettiği anda Allah’tan uzaktadır. Samimilik, kendi ruhunun derindeki yaşayışını hareketleriyle ve bütün iradesiy
Modernizm ve Aydınlanmacılığın sahteliğini Fransa’nın Cezayir’deki uygulamalarında yaşayarak görmüş olan Camus, Althusser, Foucault, Derrida, Guattari, Deleuze’un yazıp söyledikler
İmam hatiplilerle ilgili konuşan Erol Mütercimler, "Buradan mezun olanlar karşımıza sahtekâr, cinsi sapık olarak çıkıyor" dedi.
Kendini doğrudan ifade etme cesaretini bulamayanlar internet ortamında, sosyal medyada sahte hesap açarak bu araçların kolaylığını istismar edebiliyor. Bu tür istismarı önlemek hukuk düze
27 bin 877 liralık para cezalarına rağmen gıda sahtekarlarının önü bir türlü alınamayınca hükümet caydırıcı yaptırımları gündemine aldı. Yeni düzenlemenin yasalaşması halinde
"Para ile insan ilişkisi aynen şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın."
Gerçekliğinden emin olmadığımız, kaynağını bilmediğimiz, fake profil ve sahte hesaplar üzerinden yayılan haberlere ve maillere itibar edip paylaşmayalım. Konunun uzmanları ve resmi maka
Ne olacak peki? Nereye gidiyor, nereye varacak dünya? Belli ki zulümle, kanla, hukuksuzlukla, gaspla kurulmuş bu sahte dünya er ya da geç yıkılacak. Şimdiden çatırdamaya başladı hatta. Ne
Adorno, her ne kadar “Doğruyla sahici eşitlenemez” dese de ahlaki ve ontolojik tecessüsler arasındaki zımni mütekabiliyeti örseleyecek yahut imkansızlaştıracak insani, makul bir nedensel
Hem hatırat hem de gezi kitabı olarak sayılabilecek “Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi” kitabı konusu itibariyle 1850’li yılların Orta Asya’sını anlatan, İstanbul’dan başlayarak