Gökhan Özcan: Nereye varacak bu dünya?
Follow @dusuncemektebi2
Ne olacak peki? Nereye gidiyor, nereye varacak dünya? Belli ki zulümle, kanla, hukuksuzlukla, gaspla kurulmuş bu sahte dünya er ya da geç yıkılacak. Şimdiden çatırdamaya başladı hatta. Ne gelecek yerine peki? Hak ettiğimiz ne ise o!
Ne olduÄŸuna, ne yaparsak onunla baÅŸa çıkacağımıza dair doÄŸru dürüst bilgi sahibi bile olamadığımız bir yeni zamanlar virüsü, adeta elini kolunu sallaya sallaya dünyayı dolaşıyor. En yoksullardan en makam-mevki sahiplerine kadar herkesi tehdit edebiliyor ve bazılarını gerçekten eline geçirip tüketiyor. Korku içten içe insanlığı kemiriyor, ÅŸehirler boÅŸalıyor, cesetler caddelerde çürümeye terkediliyor, çuvallara doldurulup topraÄŸa veriliyor. Ä°nsanlar evlerinden yüzünde maskelerle çıkıyor, virüsü engellemeye ve korkularını gözlemeye çalışıyorlar.
Bu kadar deÄŸil dünyanın güncel fotoromanından yansıyan karanlık görüntüler... Uygarlığın beÅŸiÄŸi diye anlatılan Avrupa kıtasının sınır kapılarında, iltica peÅŸindeki çaresizliÄŸi aÅŸikâr bir yığın insan, aç, yorgun, çoluk çocuk denmeden ateÅŸe tutuluyor, tartaklanıyor, aÅŸağılanıyor, çırılçıplak soyulup kış soÄŸuÄŸunda tazyikli suya tutuluyor. Azgın sularla boÄŸuÅŸan botlarına saldırılıyor, dondurucu sularda ölüme itiliyor. Bütün bunlar olurken, o uygarlık kıtasının köklü ve aynı zamanda çaÄŸdaÅŸ üniversitelerinde hocalar hiçbir konsantrasyon kaybına uÄŸramadan öÄŸrencilerine felsefe, psikoloji, etik, estetik, metafizik anlatmaya devam edebiliyor. O ülkelerin yöneticileri hâlâ tepelerden aÅŸağılara bakarak özgürlükçü ve demokratik nutuklar atmaya devam ediyor. Az önce zaten bağıran ayrımcı dilleriyle, ancak az sayıda mülteciyi seçerek kabul edebileceklerini itiraf ederek yedikleri haltın üstüne kendi elleriyle mum dikmemiÅŸler gibi... Mülteci, apaçık ki, iÅŸlerine yaradığı, sürüme katılabildiÄŸi, asimile edilebilirliÄŸi ölçüsünde kabul edilebilir bir ‘öteki’! ÇaresizliÄŸine el uzatılabilir, umudu olunabilir biri deÄŸil onlar için bir umut kendilerine sığınan bu insanlar, gündelik hayatlarının çukurlarını en rantabl ÅŸekilde doldurabilecekleri bir dolgu... Can deÄŸil onlar, bir nevi ‘canlı’!
Bu kadar da deÄŸil ama...
Güç ve kazanç merkezlerinin yeraltı hatlarında önemli kaymalar yaÅŸandığı bariz görünüyor. Kimin kimle iÅŸ tuttuÄŸu, kimin kimin altını oyduÄŸu belli deÄŸil... Muhtemel ki hepsi aynı anda oluyor. Uluslararası oyunlarda diplomatik centilmenlik kuralları belli ki tamamen rafa kaldırılmış. Devletler birbirine güvenmiyor, devletler üzerinden toplumlar da birbirlerine karşı milyon tane vehimle doldurulmuÅŸ bir halde... Küresel bir paranoya yaÅŸanıyor adeta ve kimse henüz bunun adını koyabilecek durumda deÄŸil...
Zihinsel tektipleÅŸtirme, kültürel sığlaÅŸtırma, insanları belli bir vasata baÄŸlayarak kendi anlam dünyalarından uzaklaÅŸtırma operasyonları mimarlarının bile kontrolünden çıkmış gibi görünüyor. Bu küresel ÅŸuursuz dalganın gidip nereye toslayacağını kestirmek neredeyse imkansız artık. Ä°nsanlık bir meramı olmadan yaÅŸamaya müptela oldu.
Bilim, teknoloji, ilerleme, aydınlanma ve saire... Bütün bu meselelerle ilgili olarak kurulan her cümlenin ardından, belli belirsiz gülme efektleri duyuluyor sanki ÅŸu kahredici küreselleÅŸme ‘sit-com’unda.
Ne olacak peki? Nereye gidiyor, nereye varacak dünya? Belli ki zulümle, kanla, hukuksuzlukla, gaspla kurulmuÅŸ bu sahte dünya er ya da geç yıkılacak. Åžimdiden çatırdamaya baÅŸladı hatta. Ne gelecek yerine peki? Hak ettiÄŸimiz ne ise o!
Bütün bu yaÅŸananlar bize sadece acı ve gözyaşı getirmiyor, sadece tedirginlik, korku, hayal kırıklığı ve öfke yaÅŸatmıyor; aynı zamanda içten içe sarsıyor da bizi. Ä°ÅŸte bu zamanın imtihanında bizim hiç çalışmadığımız yerden çıkan soru bu! Cevabını içimizin epeydir kilitli tuttuÄŸumuz odalarında aramamız gerekiyor. Hatırlamayı baÅŸarabilirsek eÄŸer, hakikatin orada bizi beklediÄŸini göreceÄŸiz. Bizim sebeplere ihtiyacı olmaksızın her sığınanı rahmetiyle sarıp sarmalayan bir sahibimiz var! Biz onun sonsuz kudretine inananlarız ve O ne derse o olur!
Amenna ve saddakna...
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.