Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Sosyal medya: E-despotizm ve manipülasyon çağı

Geçtiğimiz haftalarda "İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de gündem olan tweetlerin neredeyse yarısı sahte" başlığı ile bir haber hemen her haber sitesine düştü.



GeçtiÄŸimiz haftalarda Ä°sviçre Federal Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan bir araÅŸtırmaya göre, Türkiye'de gündem olan tweetlerin neredeyse yarısı sahte. Bu raporun tamamını temin etmek için yabancı bir uzmana Twitter üzerinden ulaÅŸtık. Raporu iletti ve ÅŸunu kaydetti: "Türkiye'de çok gündeme gelmedi ama ilginç bilgiler içeriyor ülkeniz için". Bu kadar manipülasyona açık bir mecranın ürettiÄŸi bilgi düzensizliÄŸi; piyasaları etkilemekten daha mı az tehlikeli? Bunu düÅŸünce özgürlüÄŸü kapsamında ele almamız, bu manipülasyona maruz kalan kitlenin doÄŸru düÅŸünme hakkını elinden almak deÄŸil mi? Ve tüm bunların bir merkezden yönetilen açık bilgi kaynağına doÄŸru gitmesi, hukukun dışında mıdır?

Sosyal medyanın icadından sonra doÄŸurduÄŸu birçok sorunu hukuki açıdan çözümleri ile beraber yeniden düÅŸünmek zorundayız. Sosyal medya ve hukuk baÄŸlamında kaleme aldığımız önceki yazılarımızda, sosyal medya kurallarının ulusal hukuk düzenlemelerine "kafa tutmasını"; bu mecrada iÅŸlenen suçlar ve haksız fiiller ile nasıl mücadele edileceÄŸini; sosyal medya ÅŸirketlerinin "hukuka aykırı" ve "zarar verici" paylaşımlardan sorumlu olup olamayacağı konularını ele almıştık. Bu yazımızda, sosyal medyanın ürettiÄŸi bilginin mahiyeti baÄŸlamından bir deÄŸerlendirme yapmak istiyoruz. "Yeni medya" iletiÅŸimin hızlanması, kamuoyu taleplerinin hızlıca öÄŸrenilmesi, bir konu hakkındaki yorumlara hemen ulaÅŸabilmesi gibi imkanlar sunuyor olmasına karşın, sosyal medya ÅŸirketlerinin bizatihi yaptığı "engellemeler" ile "fake" hesap ve "sahte" gündem mevzuları "bilgi düzensizliÄŸi" üretiyor ve bunun doÄŸurduÄŸu sonuçlar hukuki bir takım konuları yeniden düÅŸünmemizi gerektiriyor.

'Yanlış bilgi'

Yanlış bilginin meydana getirdiÄŸi bilgi düzensizliÄŸi bu çağın en ifsat edici enstrümanı. "Manipülasyon", "çarpıtma", "yalan haber" "uydurma" "baÄŸlamdan koparma" "hatalı iliÅŸkilendirme" gibi türleri olan yanlış bilgi, aslında her dönemde var oldu. Ancak, dijital çaÄŸ ve sosyal medya yanlış bilginin akıl almaz halde yayılmasına imkân saÄŸladı. Bir de buna doÄŸru bilginin gizlenmesi yöntemi ile sosyal medya firmalarının bizatihi kendileri de müdahil oldu. Ä°lk 2016 yılında, Facebook'un 50 milyon kullanıcısının kiÅŸisel verilerinin izinsiz ÅŸekilde ele geçirilip, ABD seçimlerinde Donald Trump'un lehine kullanıldığının "itiraf" edilmesiyle, bu konu dünya çapında "resmen" bilinir duruma geldi. Son olarak ise Ä°srail saldırılarını haberleÅŸtiren gazeteciye Twitter tarafından uygulanan sansür dünyada ciddi bir tepki ile karşılandı. Birçok ünlünün Ä°srail aleyhine yaptığı paylaşımları silmesi ise konunun bir baÅŸka boyutunu gösterdi. Bir de bu durumlara, Twitter'ın Kongre'ye yapılan baskından sonrasında Trump'ın hesabını askıya almasını, Facebook ve Instagram'ın da buna katılması olaylarını eklersek, bu çağın ÅŸartlarına uygun biçimde "ifade ve davranış özgürlüÄŸümüzü kısıtlayan" yeni bir durumu teÅŸhis ediyoruz: "e-despotizm"...

DüÅŸünce özgürlüÄŸü

Ä°nsanların düÅŸündüklerini aktarmasının önündeki tüm setlerin kaldırılması, söylenenler sebebiyle insanlara güven tesis edilmesi devletin hem görevi hem ödevidir. Bu konunun alabildiÄŸince özgür yorumlanması gerektiÄŸini düÅŸünenlerdeniz. Ancak sosyal medyanın "bilgi düzensizliÄŸini tesis etme platformuna" dönüÅŸmesine de bir tedbir getirilmesi gerektiÄŸini düÅŸünüyoruz. Ä°fadelerin niteliÄŸine dair hukuki sınır ve çizgi Yargıtay Ceza Genel Kurulunca ÅŸöyle özetlenmiÅŸtir: DüÅŸünce ve "ifade özgürlüÄŸü sadece lehte olduÄŸu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenilmeye deÄŸmez görülen haber ve düÅŸünceler için deÄŸil, devletin veya toplumun bir bölümünün aleyhinde olan onları rahatsız eden haber ve düÅŸünceler için de uygulanır. Bu demokratik toplum düzeninin ve çoÄŸulculuÄŸun gereÄŸidir. EleÅŸtiri de kaynağını bu özgürlükten alır. EleÅŸtirinin doÄŸasından kaynaklanan sertlik suç oluÅŸturmaz, eleÅŸtiri övgü olmadığına göre sert kırıcı ve incitici olması da doÄŸaldır. Kurumlar eleÅŸtirilirken görüÅŸ açıklama niteliÄŸinde bulunmayan, küçültücü, aÅŸağılayıcı ifadeler kullanılmamalı, baÅŸka bir anlatımla onların saygınlığını zedeleyici veya yok edici, varlık nedenini tartışılır hale getiren hareketlerden kaçınılmalıdır." Ä°nsanların, bilgi düzensizliÄŸine maruz kalması ve düÅŸüncelerinin etkilenmesi de en az ifadelerinin niteliÄŸi kadar önemli.

Sahte gündem

"Sahte gündem" genellikle siyasette yer alan bir konudur. Taraflar birbirini bununla itham ederler. Gündemi çarpıtma, esas sorunlardan uzaklaÅŸtırma, bilinçli olarak sahte gündem oluÅŸturma gibi... Sosyal medya ile bu artık sadece siyasette deÄŸil hemen alanda söz konusu olabiliyor... Tasarlanarak veya üretilerek bir kitabın, bir elbisenin, bir dizinin gündem olması mümkün. Yani kendi doÄŸal seyrinde geliÅŸen bir durum olmadan, yapılandırılan bir süreç olarak karşımıza çıkabiliyor... Bu konuda çok ilgi çekici bir rapor yayınlandı. Bu rapor bir çok konuya deÄŸinip ciddi analizler sunuyor. GeçtiÄŸimiz haftalarda "Ä°sviçre Federal Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan bir araÅŸtırmaya göre, Türkiye'de gündem olan tweetlerin neredeyse yarısı sahte" baÅŸlığı ile bir haber hemen her haber sitesine düÅŸtü. Bu konu çok dikkat çekiciydi. Bu raporu temin etmek için yabancı bir uzmana Twitter üzerinden ulaşıp raporun tüm metnini talep ettik. Raporu iletti ve ÅŸunu kaydetti: "Türkiye'de çok gündeme gelmedi ama ilginç bilgiler içeriyor ülkeniz için"

Astroturfing

Rapor gerçekten çok ilginç. Sosyal medyada ve özellikle Twitter'da nasıl bir manipülasyon yürütüldüÄŸünü gayet bilimsel veriler, analizler ve matematiksel bir takım bilgiler vererek sunuyor. "Ephemeral Astroturfing Attacks: The Case of Fake Twitter Trends" baÅŸlıklı rapor 11.03.2021 tarihinde yayınlanıyor... Burada bir kavrama dikkat çekmek isteriz: Astroturfing. "Bir kiÅŸi, ürün veya politika için aslen tabanda geniÅŸ çaplı bir destek bulunmamasına raÄŸmen, böyle bir desteÄŸin var olduÄŸu izlenimini yaratmayı amaçlayan eylemler bütünü" olarak tanımlanıyor. Bu "sahte zemin oluÅŸturma*" durumu önceleri klasik medya araçları ile yapılıyordu. Ama artık internet bu tür eylemlerin gerçekleÅŸtirildiÄŸi ana alanlar halini aldı. Hatta bu dönemde "Astroturfing" yapması için tutulan ÅŸirketlerin otomatik bir ÅŸekilde sahte IP adresleri sanal hesaplar ile her türlü "kampanyaya" giriÅŸtikleri ve bu sahte hesapların kampanyalarında kullanılmak için aylar veya yıllar öncesinden oluÅŸturuldukları, bu durumun fark edilmesinin ise artık çok zorlaÅŸtığı biliniyor... Dört yazar tarafından kaleme alınan rapor, "twitter trendlerine yönelik yapılan saldırıları" ve böylece oluÅŸturulan sahte gündemleri ele alıyor: "Bu saldırılar sadece baÅŸarılı olmakla kalmıyor, aynı zamanda yaygın...19 binden fazla benzersiz sahte trend tespit ettik...." 8 binden fazla hesap, sadece sahte deÄŸil, aynı zamanda çoÄŸu aktif kalan ve güvenliÄŸi ihlal edilmiÅŸ hesaplar saldırılara katılmaya devam etti..."

Sahte trendler

Trend olmak yani "eÄŸilim gösterilen bir konuda popüler hale gelmek", sosyal medya gündeminde yerini üst sıralarda almak. Sosyal medyada çok konuÅŸulan gündemler içinden en fazla konuÅŸulanlara verilen ad. Rapor tam olarak bunlar üzerinde duruyor ve ÅŸunu diyor: * Twitter trendlerinin zarar gördüÄŸünü görüyoruz. * Türkiye'de yerel olarak yapılan (astroturfing) saldırılar, Türkiye'nin 11,8 milyon aktif kullanıcısını etkiliyor. * Twitter trendlerine yönelik saldırılar 2015 yılında baÅŸladı. * Bunun küresel boyutu da var. * Türkiye'deki en iyi 5 günlük trendin en az yüzde 47'si ve en iyi 10 küresel trendin en az yüzde 20'si sahte. * Saldırı içeren paylaşımında Twitter, bir tweet'in silinip silinmediÄŸini dikkate almıyor. * Bu saldırı alanı halen açık!... Bu tredlerin siyasi olanları bir yana sosyal dokuya etki edenleri ve özellikle ayırımcılık içeren ifadelerin olduÄŸunu görüyoruz. Yine güncel siyasi davalar için bir akım oluÅŸturma amaçlı, siyasi parti liderlerinin ön plana çıkarılması hususları da bu gündemler içinde yer alıyor. Ancak en tehlikeli olanları toplumu maniple etme ihtimali yüksek olanlar: #SuriyelilerDefolsun gibi paylaşımlar...

Sosyal manipülasyon!

Manipülasyon, siyasetten, sosyal hayata; iÅŸ yaÅŸamından, yargısal faaliyetlerde baÅŸvurulan bir yöntem. Ancak bu yöntem toplumun çeÅŸitli unsurlarına zarar verici türden... Manipülasyon, "yanlış bilgi ya da söylenti yayarak" bir kanaati etkilemek olarak nitelenebilir. Burada doÄŸru olanın "yanlış", gerekli olanın "gereksiz", olmamış olayın "olmuÅŸ" gibi gösterilmesi hali söz konusu. Bu durum toplumsal tercihlere yansıdığı anda önü alınamaz sorunlar çıkmaya baÅŸlıyor... Bu "sosyal silah", bazen bir durumu "tasdik etmek", bazen "tehdit ve ÅŸantaj", "üstü kapalı korkutma", "aÅŸağılama", "ego kamçılama", "konuyu deÄŸiÅŸtirme" vb ÅŸekilde tezahür edebilir. Bunu ustalıkla yapanlara da "manipülasyon sanatçısı" deniyor. Konuya hukuki açıdan bakarsak "etkilemenin" odağı piyasa, ticaret ve yargı olursa cezalar öngören kurallar konulduÄŸunu görüyoruz. Misal olarak Türk Ceza Kanununun "Fiyatları etkileme" suçu (m.237) iÅŸçi ücretlerinin veya malların deÄŸerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doÄŸurmak amacıyla "yalan haber ve havadis yaymayı" suç olarak düzenlemiÅŸtir. Yine Ceza Yasası "Adil yargılamayı etkilemeye teÅŸebbüs" baÅŸlıklı maddesinde (m.288) bir davada veya soruÅŸturmada, yargı görevi yapan kimseler "etkilemek" amacıyla alenen sözlü veya yazılı paylaşım yapılmasını suç olarak kabul etmiÅŸtir. Sermaye Piyasası Kanunu 107/2 uyarınca, "sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, deÄŸerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat saÄŸlayan" kiÅŸiler cezalandırılacaktır. Dikkatinizi çekerse, "mevcut hukuk düzeni", kaynağı olan "toplumun" düÅŸüncelerinin deÄŸiÅŸmesine sebep olan "sosyal manipülasyonları" gündemine almış deÄŸildir.

Ne yapabiliriz?

Tezahür eden bu durumlara karşı atılması gereken en önemli iÅŸ bir uluslararası sistem ve düzen kurmak veya en azından buna adım atmaktır. Ä°nternetin kullanımı konusu "bağımsızlaÅŸmadan" bu girdaptan çıkmanın da pek güç olduÄŸunu bilmeliyiz. Bu aÅŸamada içeriÄŸi itibarıyla gerçeÄŸi ortaya koyan, yanlış bilgi veren platformları ve paylaşımları "ifÅŸa" eden bir çok mekanizmaya ihtiyaç var. Bunun güvenilir olması için "bağımsız" olması gerekiyor. Aksi halde kendisi de bir manipülasyon kaynağına dönüÅŸebilir.... Bu anlamda teyit edici bilgiler içeren hesapların, siteleri ve platformların olması ve sayılarının arttırılması gerekiyor. Ülkemizde bunun güzel örnekleri var ancak bu tür yapılanmaların çoÄŸalması lazım. Bir diÄŸer konu ise maÄŸduriyetler noktasında bilinçlenmenin saÄŸlanması. Bu alanda doÄŸan ve sebep olunan maÄŸduriyetlere karşı haklarını bilen ve özellikle internet platformlarının ÅŸikayet mekanizmalarını kullanabilen bir kitlenin oluÅŸması da önemli. Zira, ÅŸikayet-inceleme baÄŸlamında harekete geçecek mekanizmalar birçok haksızlığın önüne geçebilecektir.

Son sorular

Tüm bu anlattıklarımızda çıkan sonuç ÅŸu: Bu kadar manipülasyona açık bir mecranın ürettiÄŸi bilgi düzensizliÄŸi; piyasaları etkilemekten daha mı az tehlikeli? Bunu düÅŸünce özgürlüÄŸü kapsamında ele almamız, bu manipülasyona maruz kalan kitlenin doÄŸru düÅŸünme hakkını elinden almak deÄŸil mi? Ya da tüm bunların bir merkezden yönetilen açık bilgi kaynağına doÄŸru gitmesi, hukukun dışında mıdır? Piyasada tekelleÅŸmek suç da bilgiyi yönetme de tekelleÅŸmek hukuka uygun mu? Ulusal hukukları hiçe sayan bir yaklaşımla nereye kadar gidebiliriz? Bunlar sesli düÅŸündüÄŸümüz bu sorular. Bunlar yeni çağın hukuki sorunları!..

Ä°fade, düÅŸüncenin somutlaÅŸmış halidir. Bu somutlaÅŸmış durum artık diÄŸer insanları da etkiler durumdadır. Bu etkileyiÅŸ düÅŸünsel birikimin saÄŸlanması, tartışma ve hoÅŸgörü ortamının oluÅŸması ve gerçeÄŸe ulaÅŸmanın saÄŸlanabilmesi iÅŸlevi ifa edebilir. Fakat aynı süreç, insanları manipüle etmek ve yanlış yönlendirmek gibi sonuçların da ortaya çıkarınca, önü alınamaz biçimde "bozucu bir duruma" dönüÅŸmektedir. Haliyle bu "bozuk durumda" hukuktan, haktan ve demokrasiden bahsetmek mümkün olmaz!... Bu hal ve ÅŸart altında bahsettiklerimiz hukuk kuralları ile etik kurallar arasındaki "gri" alanda kalıyor gibi gözükse de ulusal ve uluslararası hukukun düzenleme alanına girmesi gereken konumdadır. DiÄŸer bir ifade ile "piyasa" olgusunu "toplum deÄŸerleri ve yapısı", "özgür tercih hakkından" daha kıymetli tutan hukuk anlayışının, "toplumsal manipülasyona çanak tutan" sosyal medyanın geldiÄŸi bu aÅŸamada bir revizyona ihtiyaç duyduÄŸu apaçık bir gerçek! Bu gerçekle yüzleÅŸmek zorundayız...

Müellif: Cüneyt Altıparmak (Hukukçu) / Kaynak: Star-Açık GörüÅŸ

*"Bu kavramı nasıl TürkçeleÅŸtirebiliriz?" diye Sayın Mehmet DoÄŸan Beyefendiye sordum ve aldığım yanıttır.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.