Müslümanların kültür ve sanatla ilişkisi tarih boyunca hep sıkıntılı olmuştur. Biz kendimizi bu alanlardan uzak tuttuğumuz için onlar bizleri bu sahneden görmeye aluşık değiller. Dola
Şeriat eşitliği değil adaleti (dengeyi) hedeflemiştir. Eşit muameleyi hak etmeyene eşit muamele yapmak zulümdür.
Bilim var ya bilim, acayip bir şeydir” demek manasına gelen “bilimcilik”, atom bombasının icadıyla değil de Hiroşima’ya atılan atom bombasıyla “ölür.”Fakat bir bakıma “din te
Ev dediğimiz ve galiba artık biraz yabancısı gibi olduğumuz şeyin içinde belli bir süre için bile olsa yeni bir yaşantı modeli üretmemiz gerekiyor. Herkes değil belki ama yine büyük ço
Kazanç, hayatın sıklet merkezi olunca, ilk bakışta, iktisadiyatla uzaktan yakından ilgisi, ilişiği yokmuş gibi gözüken nice âmil ile unsur, o yöne koşulmağa başlanmıştır. Hayat, bü
Modern teknolojinin icadı olan âletler masum değildir. Bu âletler sayesinde vücut bulan sistem bir Frankeştayn’dır. İdeoloji teknolojiyi; teknoloji ideolojiyi besliyor. Köroğlu vaktiyle bo
TV'de Prof Üstün Gökmen, halkımızın uzmanların görüşlerine itibar etmediği ve pozitif bilimlerin verilerini esas almadığı’’ndan yakınıyor. Evet, katı ve donuk bir yabancı ideoloj
Bizim için cami bir “sosyalleşme alanı” değil çünkü. Oysa yaşlılarımız için camii, arkadaşlarını gördüğü, vakit geçirdiği, yarenlik ettiği bir yerdi. Parklar hakeza. Çay bah
Ezana beş dakika var. Cami yakın yetişirim. Misafirler yabancı değil, müsaade almaya gerek yok. Hem sonra buna alışıklar, ilk defa şahit olmuyorlarki. Namaza gidiyorum demesem kimse 'Nereye
‘İnsan en çok yaşadığı yere benzer’ demişti biri değil mi? ‘Üst üste yerleştirilmiş kutular’ın zihnimizdeki ilk çağrışımları ‘istif’, ‘benzerlik’ ve ‘sıkışma.�
Amiş Efendi de, "Cenab-ı Hakk zatı gereği (bizatihi) en büyüktür. Başkasına nisbetle değil!" der. (Bu, şerhi uzun sürecek bir bahistir.) Kullarına gelince, insanoğlu bir damla sudan yara
Dünyanın her tarafından yansıyan görüntülerden insan idrakine yansıyan, o toplumların manevî dünyasından da haber veriyordu. Hem Çin’de, hem de Avrupa ve Amerika’da meydana gelen ‘c
Kirliliğin sadece bedenimizi sardığını zannettik. Oysa değilmiş. Ruhumuzun ne kadar kirlendiği ortada. Koronavirüs korkusuyla maske, deterjan, sabun, kağıt mendil, kağıt havlu, kolonya gi
Eşitlik adına söylenen her şey kadın için bir eziyet ve kadın-erkek açısından da ötekileştirmeden başka bir şey değildir. Kadının doğal yapısına biyolojik indirgemecilik diyen anla
“İstiklâl Marşı... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim mille