Son elçinin kendi soyundan geleceğini bildiği içindir ki Adem ''yaklaşma'' yasağından kaçınmadı. Adem''le Havva''yı kandıran, yoldan çıkaran gerçekte şeytanın fısıltıları olmayıp
Fiziki iklim şartları kadar toplumsal ve siyasal iklim şartları da alarm veriyor, hem küresel hem de bölgesel düzeyde. İnsanoğlu yapıp ettiği aşırılıklarla tabiatı tahrip etmenin, ekin
İslam dünyasında, bilimsel alandaki kısırlığı anlamaya yönelik çabalar genellikle; alt yapı eksiklikleri, ayrılan bütçelerin azlığı, bilim politikası kusurları, insan niteliği tür
Çin özelinde söylersek kamplar kapatılmalı, özgürlükleri ellerinden alınan insanlar serbest bırakılmalı. Başkaları insan haklarını daha yoğun şekilde ihlal etse de, Çin jeopolitik n
KADEM “25 Kasım Kadın’a Şiddet Haftası” sebebi ile Aile Bakanlığı’nın da desteklediği “Şiddeti engellemek insani ve vicdani bir sorumluluktur. Unutma, Sen Varsan Şiddet’e Yer Yo
"Ölüm sadece insana değil, bilgiye de gelir. “Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda” der şair. Ürettiğimiz hoş sedalar, kapanan siteler ile hangi ummana gider?
Antik Yunan ve Ortaçağ filozoflarının adalet ile ilgili konularda daha çok iyi, ortak iyi, erdem, ahlak, bilgi gibi kavramlara değinmesi dikkat çekicidir. Bu kavramlar modern paradigmayla deği
Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
İnsana düşünme ve inanma payı bırakmayan bir hayat veya bir dünya anlayışı. Bir Müslüman kendisi gibi düşünemiyor. Kendisi gibi düşünüyor gibi görünüyor ama düşünüş ve anlay
Prof. Dr. Hasan Onat: Hz. Muhammed insanları hikmetle, ilimle ve güzel öğütle Allah'ın yoluna çağırmış(16/125); insanlara sert ve kırıcı değil, yumuşak ve merhametli davranmış; toplu
Gerçekten de, modernitenin insana yaptığı en büyük kötülük, insanı tabiattan kopartması ve Tanrı’yı hayatın dışında tutmak istemesidir. İnsan, varlığını sürdürebilmek için n
İslam adına kan dökenlerin dinle kurduğu ilişki de modern insanın reaksiyoner halinin dini izdüşümü olarak görülebilir. İslam tarihini kısa devre yorumlayan bir anlayış gelenekle kurdu
İnsanın sadece kendi öz gayesi ve çıkarı için çabalayıp etrafındaki kimseye fayda sağlamaması. Mahluk, aldığını vermeye başladığında olgunlaşmıştır.
Çile, öldürmek için değil, diriltmek için varedilmiştir mü’minin akîdesince. Nasıl demir tavında dövülerek üretilirse, mü’min de çileyle yoğrularak doğrulur, bütün güçlükler
Yanan bir memleketi terk etmiyoruzdur da yokluğumuz bir memleketi yok etmeye yetiyordur. Çünkü surlarla yani betonlarla ve insanlarla kuşatılmış şehirler, özgürlükten başka, çok başka �