Sosyal Medya

Çağın zalim sistemleri içinde yalnızlığın onuru

İnsana düşünme ve inanma payı bırakmayan bir hayat veya bir dünya anlayışı. Bir Müslüman kendisi gibi düşünemiyor. Kendisi gibi düşünüyor gibi görünüyor ama düşünüş ve anlayış biçimi tamamen yabancı.



Dünyayı kuÅŸatan küresel ve emperyal ruhun etkisi oldukça etkili. Farkında olunmadan insanlık savruluyor. Bu, ancak çıkar çevrelerinin iÅŸine gelebilen ve âdeta bayram edilen bir dönem. Bunun büyük ölçekte olduÄŸu kesin, ancak küçük ölçekte de lokal gibi görünen ama etkisi olan bir kuÅŸatmadır ne yazık ki.
 
Ä°nsana düÅŸünme ve inanma payı bırakmayan bir hayat veya bir dünya anlayışı. Bir Müslüman kendisi gibi düÅŸünemiyor. Kendisi gibi düÅŸünüyor gibi görünüyor ama düÅŸünüÅŸ ve anlayış biçimi tamamen yabancı.
 
Yazılarımıza kimi dostlarımızdan itirazlar geliyor. Nedeni neden sadece Müslümanlar merkeze alınıyor ve muhatap alınıyor diye. Temel sorunun insan olması gerekmiyor mu? Elbette bunun doÄŸru bir yanı var, ancak bizim açımızdan bütüncül olamıyor. Ä°nsanlığı kurtuluÅŸa erdirecek saÄŸlam ve saÄŸlıklı düÅŸünüÅŸler Ä°lâhî olan. Åžu vurgumu sürekli yapıyorum. Ben Müslümanım; önce kendimden, yakınlarımdan, çevremden, Müslümanlardan ve insanlıktan sorumluyum. Ä°nsanlığın onuru ve kurtuluÅŸu da ancak Ä°slâm inanç ve düÅŸüncesiyle olabilir. Ä°slâm derken Kur’an, Peygamber’in sünneti, yaÅŸayışı, peygamberler silsilesi ve Ä°slâm medeniyet bütünlüÄŸü.
 
Batı, insanlık adına olan bütün hamleleri ve giriÅŸimleri engelledi, önünü kesti, ideolojiler üretti, hiçbiri insanlığı kurtarmadı, felâketten felâkete sürükledi. Ä°nsanlık bunalımda ve mutsuz. Bunun sorumlusu genel anlamda ne Ä°slâm ne de Müslümanlardır. Batı ruhuna kapılanların açmazıdır.
 
Batı, metafiziÄŸi tüketti, yok etti. Ä°lâhî olandan uzaklaÅŸtırdı. Ä°slâm ve Müslümanlar bu özünü koruyor. Müslümanlar açısından sorun kendileri olamamaları ve emperyalizmin ve Batı ideolojilerinin güdümüne ve etkisine girmeleri.
 
Ä°slâm’ı temsil noktasında sorunlar var. Müslümanlar kendisi deÄŸil. DüÅŸünleri, yaÅŸayışları, algılayışları yabancıları gibi. Müslümanlar küresel emperyalizmin tamamen etkisinde ve kuÅŸatmasında.
 
Bu anlamda büyük bir yalnızlık söz konusu. Ä°slâm düÅŸünce ve inanışını hakkıyla yaÅŸayan, savunan ve eser ortaya koyan çok az. Müslüman entelektüellerin bu kadar kolay teslim olabileceÄŸi aklımızın ucundan köÅŸesinden geçmezdi.
 
Giderek yalnızlaşılan bir dönem. Bu, bir güç yitimi midir, bir kaçış mı? Sanıyorum ki kaçış ve güçten yana oluÅŸ.
 
Hakikat arayıcıları ve yolcuları öteden beri azdır. Peygamberlerden, büyük velilerden ve Allah dostlarından biliriz.
 
Ä°nsanlar sırf çıkarı zedelenmesin diye hakikatten, doÄŸruluktan ve adaletten kaçıyorlar. Ä°ÅŸin kolayına kaçıyorlar.
 
Yalnız olma onuru insana bir anlamda güç ve direnç kazandırır. Onlar bildikleri yol istikametinden asla ÅŸaÅŸmazlar.
 
Üstat Necip Fazıl, yalnızlık ve onurlu duruÅŸun ÅŸiirini Sakarya Türküsü’nde dile getirir:
 
“Yol onun, varlık onun gerisi hep angarya
 
Yüz üstü çok süründün, ayaÄŸa kalk Sakarya”
 
SesleniÅŸinin nedeni de budur. Bazen yılgınlığa kapılıyor, bazen umudunu kesiyor ama hiçbir zaman yolundan vazgeçmiyor Üstat. Onun sesleniÅŸi nehir simgesinden Müslüman insana sesleniÅŸidir.
 
Bugün için kalabalık gibi görünen milyonlarca Müslüman arasında yalnızlık elbette çok acı. Fakat bu umut yitirme anlamına gelmez hiçbir zaman. KiÅŸi her ÅŸeyden önce kendinden sorumludur. KiÅŸi sorumluluÄŸunu yerine getiriyor ve yönünü bozmuyorsa, iyilik ve güzellik tohumlarını eke eke gidiyorsa bir gün bir biçimde karşılığını bulacak. Dönemlerin zalim sistemleri ve onları temsil edenleri olsa da. Yalnızlık onuru bambaÅŸka bir durum.
 
 
 
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.