Müslümanlar, ne yazık ki güven vermiyor ve inandırıcı olmaktan çok uzaktırlar. Elbette ki muhatabımız öncelikle Müslümanlar, çünkü biz Müslümanız ve kendimizden sorumluyuz. Adalets
Hayatın nabzı hızlı atıyor. Dolayısıyla ‘zamanın ruhu’nu hız tayin ediyor desek yerinde olur. Nedir bu? İleride olmak, birinci olmak, erişilemez olmak, yükselmek, yücelmek mi acaba?
Uluslararası Af Örgütü başta olmak üzere uluslararası insan hakları örgütleri İran İslam Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Türk'ü vatandaşlarının haklarının ihlaline ilişkin bir dizi ra
Bugün başta Türklere olmak üzere, Batı dünyasının İslam medeniyetine karşı takındığı tavırları, geliştirdiği davranış biçimlerini, bir türlü saklayamadığı kin ve nefret duyg
Türkiye''de Müslümanlar''ın temel sorunu kendi medeniyet ve kültür değerleriyle temaslarının asgari düzeye indirilmiş olmasıdır. Bir medeniyetin mirascısı olmaktan çok bakiyesi gibi da
Bugün İdlib’e, Hama’ya, Halep’e sırt dönmenin günü değil. Çünkü bugün o döneceğimiz sırt, yarın sınırımıza kurulacak ve emperyalist güçlerin kuklası olmaktan başkaca bir i
Zamanın bilincinde olmak insanı insan kılar. Hem bugünü hem geleceği anlamlandırırlar. Kendilerinden sonrakiler geçmiştekilere rahmet okurlar, hayırla anarlar
İyilik kıymetli, kötülük kıymetsizdir. Furkan Türkmen’den ödünç alıp söylersek; değerli olan saklanmak, korunmak ister.
Tevhid, Allah dışındaki bütün güçleri tanımama, boyun eğmeme, onlara karşı çıkarak inkâr etme eylemi olduğundan, iktidarları elinde tutan sömürücü ve işgalci güçler, menfaatleri
Hindistan'da vatandaşlık yasasına karşı gerçekleştirilen protesto gösterilerinde biri polis memuru olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti.
İslâm; tevhid, tevbeye dayanan bir dindir. Bütün iman edenleri bu iman etrafında bir ve beraber olmaya davet eder. İhtilaf, çekişme ve bölünme dinimizce hoş karşılanmaz. İlmi ve entelekt
"Hiçbir şeyin önünde eğilmeyen insan kendi yükünü taşıyamaz" der Dostoyevski. Kibir ve tekebbür, başa belâdır. Büyüklenir küçükler. Büyük olmak için değil, bilâkis olmak, varol
Modern şehirde ölüm bir yalnızlık serenadıdır çoğu zaman. Yalnızlık hayatta olduğu gibi ölüm zamanında da insanlara yapışır, hayata vedayı sıcak bir helalleşmenin koynundan alarak
Avrupa’nın büyük bir eşiği atlamak üzere olduğunun altı çizilebilir. Bu eşik, bütün kurumları yavaş yavaş yıkılan modernitenin, henüz devri son bulmadan, kendine has yöntemlerle
Umman’a bu ikinci gelişimde, Sultan Kâbûs’un 1970’de başlayıp tam 50 yıl süren uzun saltanatı sırasında -şüphesiz İngilizlerin destek ve teşvikiyle- kurduğu siyasî ve toplumsal s