Sosyal Medya

Akif Emre Arşivinden: Müslümancılık vs. İslamcılık

Türkiye''de Müslümanlar''ın temel sorunu kendi medeniyet ve kültür değerleriyle temaslarının asgari düzeye indirilmiş olmasıdır. Bir medeniyetin mirascısı olmaktan çok bakiyesi gibi davrandıklarından aidiyet duygusunun beslediği kimliklerini yine ötekiler kanalıyla tanımlıyabiliyorlar.



Kimlik, farklı olana/ötekine göre tanımlandığı kadar yapılan "seçicilik"e de gönderme yapar; seçtikleriniz kimliÄŸiniz biçimlendirir. Türkiye''de, Müslümanlığını bir kimlik olarak, varoluÅŸsal bir deÄŸer olarak tanımlayan, algılayan insanların bu coÄŸrafyada varlıklarını meÅŸru kılabilmeleri için, geçmiÅŸ ve gelecek tasavvurlarının toplum ve mekan boyutlarında koordinatlarını belirlemeleri beklenir. Kültürel, tarihi, siyasi anlamda koordinatların belirlenmesi, aslında sizin neyi önerip neyi reddettiklerinizi ele veren "Müslüman kimliÄŸi"ne muhteva kazandıran "seçkiler dizge"sidir. Çünkü kimlik farkı olana/ötekine iÅŸaret ettiÄŸi kadar biraz da "seçilen"i yeniden kurgulama iÅŸidir. Hobsbawm''cı ifadeyle "geleneÄŸin yeniden keÅŸfi" aynı zamanda bir kimlik inÅŸasıdır.
 
Türkiye''de Müslümanlar''ın temel sorunu kendi medeniyet ve kültür deÄŸerleriyle temaslarının asgari düzeye indirilmiÅŸ olmasıdır. Bir medeniyetin mirascısı olmaktan çok bakiyesi gibi davrandıklarından aidiyet duygusunun beslediÄŸi kimliklerini yine ötekiler kanalıyla tanımlıyabiliyorlar. Adeta, öteki tarafından keÅŸfedilmeyi beklemektedirler.
 
Öteki tarafından keÅŸfedilme psikolojisinin günlük siyasal tutum ve entelektüel dile yansıyışı; ödünç kavramlara sığınarak kimliÄŸin ifadesi, tanımı ÅŸeklinde tezahür etmektedir. Ve bu durum aslında tarihsel olarak yaÅŸanmakta olunan medeniyet krizinin bir uzantısı gibi görünmekle birlikte nevzuhur bir duruma da iÅŸaret etmektedir.
 
O bir "Müslüman-cı"
 
Åžöyle ki; Ä°slamcılığın siyasal iktidara yürüdüÄŸü, iktidar aygıtlarını (gücünü demek daha doÄŸru) ele geçirmek üzere olduÄŸu varsayıldığı son on yıllık süreç sonunda; kendi tanımının ötekine teslim edilmesi, hatta kendisinin ötekiyle özdeÅŸleÅŸtirilmesi gibi ibretlik bir son/uca doÄŸru gidilmektedir. Ödünç kavramlarla baÅŸlayan kendini ifade tarzı ödünç kadroların, ödünç ideologların istihdam edilmesine kapı açmış bulunuyor.
 
"Postmodern darbe"nin soft darbesi karşısında pes ediveren ilkesizlik, ödünç kavramlara sığınmanın durumu kurtarmaya yetmediÄŸini farketmekte gecikmeyecekti. Ve nevzuhur durum burada kendini gösterecek; ödünç kadrolar devÅŸirilerek, ödünç kavramların ödünç ideologlarca dillendirilmesi gibi nerede duracağı kestirilemeyen bir sürece girilecekti. DevÅŸirilen "öteki"ler (kadro ve kavramlar) için durum hiç de bu kadar felsefi mülahazalara imkan tanıyacak kadar karmaşık, çapraşık deÄŸildi. Oynadıkları rolün farkında olarak duruma uygun bir iÅŸ ve misyon icat etmekte gecikilmeyecekti.
 
Yeni ideolojinin adı icat edilmiÅŸti bile: "Müslüman-cı"lık. O artık bir Müslüman-cı olarak kendisine biçilen yeni rolü ateÅŸin biçimde oynamaya hazırdı. Gerçi merkezde tükettiÄŸi itibarı nedeniyle gidecek baÅŸka kapısı da yoktu. Böylece Ä°slamcılık yapmadan Ä°slamcılar''ı kollama misyonu, bize özgü bir pratik akılla formüle edilmiÅŸ oluyordu.
 
Postmodern darbeyle kavga bitmese de kavgaya neden olan kimlik tanımı buharlaÅŸacak, yeni tanımlar, yeni kimlikler içselleÅŸtirilmeye baÅŸlanacaktı. Ödünç kadrolar bu anlamda hayli iÅŸlevseldi. "Kim demiÅŸ bu kızlar..." ya da "kim demiÅŸ falan partililer" "ÅŸunun düÅŸmanı, bunun taraftarı" ÅŸeklinde baÅŸlayan savunma görünüÅŸte hayli etkin ve bela savan türdendi. Ä°slamcılar''ı savunurken onlara yeni bir kimlik biçmenin, bu kimliÄŸi (gönüllü) benimsetmenin bundan daha pratik ve risksiz yöntemi olamazdı.
 
Toplum mühendisliÄŸinin uygulamaya konduÄŸu günlerde, ondan korunmak üzere imdada yetiÅŸen Müslüman-cılık, Ä°slamcılık iddiasının, hatta Müslüman kimliÄŸinin dönüÅŸtürülmüÅŸ biçimi olarak meÅŸruiyetini ilan etmiÅŸti bile. BaÅŸta fark edilmemiÅŸ olsa da zamanla giydirilen gömleÄŸe alışmakta zorluk çekilmediÄŸi görülecekti. Gelinen noktada, baÅŸta ne idüÄŸü, nasıl ÅŸekil alacağı pek kestirilmeyen yeni durum/kimlik/elbise tümden olmasa bir kesimce hayli benimsenmiÅŸ görünüyordu. GeleceÄŸin sosyal bilimcileri için hayli ilgi çekici bir alan çalışması (case study) imkanı doÄŸmuÅŸ bulunuyordu.
 
Ve üstüne yakıştırmakta geciktirmediÄŸi urbasıyla yeni kimliÄŸine iliÅŸtirilecek fotoÄŸrafı çektirilebilirdi artık. FotoÄŸraf filminin negatifin uçup gerçek resmin ortaya çıkması gibi, yeni negatifin nasıl bir fotoÄŸraf sunacağı merakla bekleniyor.
 
Ödünç ideologların iÅŸleri mi, yoksa misyonları mı bitmiÅŸti? Çıkacak fotoÄŸraf bunu gösterecek.
 
Kaynak: Yenişafak- Arşiv (3 Mayıs 2001)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.