Sykes-Picot sınırları kanla çizilmemişti. Osmanlı Çanakkale'den Filistin'e, Basra'ya, Kafkaslara kadar her cephede dökülen kanla yıkıldı. Yerine kurulan Ortadoğu denklemi bu yıkımın ba
Zalimlerin ve onların kurbanı olan mazlumların olduğu bir dünya bizi tanıklığa çağırır. Hiç kan dökülmemiş, çocuklar hiç yetim kalmamış, ıstırap yürekleri kavurmamışçasına d
Şu sıralar Abdülmehdi’nin yerine yeni bir isim arayışı mevcut. Sokağın sesine kulak verilirse mevcut siyasi mekanizmanın içinden gelecek bütün adaylar şaibeli duruyor. Yeni başbakan k
Dini “ritüel”lerimiz ve “seremoni”lerimiz var. Bu işi çok seviyoruz. “Merasim” diyoruz ya hani ondan. Süslü camilerimiz var. Camilerde itikaf odası var mı, tahkim odası var mı? Ç
Ulu orta herkesin kullandığı, dilimize pelesenk ettiğimiz, kapsamını, anlamını düşünmeden ifade ettiğimiz çok önemli kavramları aşındırmada üzerimize yok. Hangi kavramlar mı? Tam b
Batılılaşma maceramızın en merkezî yerinde durur Paris. Batılılaşma siyaseti Londra’da pişirilir ama kültürü Paris’ten edinilir. Neden? Londra muhafazakârlığın merkezidir. Orada d
Birlik ve beraberlik vurgusunu bu denli sık yapmamızın birinci nedeni, hemen yanımızda duran yakıcı, yıkıcı ve yorucu örneklerdir. Irak, Suriye… Kendi içimizde görüş ayrılıkları ya
Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Avusturyalı yazar Peter Handke, Srebrenitsa'da yaşanan soykırımla ilgili sorulara sinirlenerek, "Boş sorularınız için tuvalet kağıdını tercih ed
İslam dünyasındaki diğer şehirler gibi Şam da, ilmi hareketliğin yaşandığı dönemlerde inşa edilmiş medreselere ve kültürel tesislere sahip
Pek çok yazar “İslam’ın evrensel mesajı”na vurgu yapa dursun, bu yazıda “İslam evrensel değildir!” demek istiyorum. Neden böyledir? Çünkü ‘evrensel’ kelimesinin kullanımına
Müezzin efendi “hayye ale’s-salah” derken girdik Pir Mehmet Hayati Dergâhı’na. Bu insanlar, topluca namaz kılmaları yasaklandığında bu zikirlere, bu mevlit toplantılarına ‘kendi k�
Veysel Efendi gibilerle çok muhatap oldum hayatım boyunca. Kendi yetersizliklerini bastırmanın yegâne yolu olarak “güç yetirebildiklerini vicdansızca ezmek” seçeneğini kullananlarla yani
Rekabetin ve tamahkarlığın insanı iyi yönde güdülediğine, bu yönüyle de kaçınılmaz olduğuna dair Batılı anlayışı artık bir kenara bırakalım. Rekabet saldırganlığı kamçılar
Karşımızda mazisi neredeyse 25 asır öncesine dayanan eski bir medeniyet ve daha sonra Şia inancını millî ve romantik kisve hâline getirmiş bir millet vardır. Bu milletin tarihini, kültür
Bir topluma kendi rengini verebilmek, orada inancından ve hayat tarzından kaynaklanan kendi kültürünü oluşturabilmeye bağlıdır. Kültürden bizim anladığımız şudur: Edindiğiniz bilgile