Yaşadığın inancı topluma mal edebilmek
Follow @dusuncemektebi2
Bir topluma kendi rengini verebilmek, orada inancından ve hayat tarzından kaynaklanan kendi kültürünü oluşturabilmeye bağlıdır. Kültürden bizim anladığımız şudur: Edindiğiniz bilgilerin hayat tarzına ve inanca dönüşmüş görüntüleri, davranış biçimleri kültürdür.
Bu hayat anlayışınız bir süre sonra evinizi ve çevrenizi düzenlemenize, mimarinize, estetik anlayışınıza ve sanatınıza yansır, ardından geniÅŸ bir coÄŸrafyaya yayılır sizin gibi inanmayan insanlar için bile özenilir, hayat tarzı haline gelir, onlar da bu yaÅŸama biçimini benimserler. Derken davranışında baÅŸkalarından farklı bir insan tipi ortaya çıkar ve böyle bir toplum, yeterli toprağı ve kendini savunma gücü de varsa kurumlaşır ve medeniyet haline gelir. Yani medeniyet olduÄŸunuzda sizin gibi inanmayanlar da sizinle beraber, sizin gibi yaÅŸamayı içselleÅŸtirir, benimser ve kimliklerini sizin medeniyetinizle tanımlarlar. Onların farklılığı sizin medeniyetinizin gıdası ve zenginliÄŸi olur.
Aksine siz Müslüman olduÄŸunuz halde baÅŸka bir kültürle yaÅŸar, kimliÄŸinizi onların medeniyetiyle tanımlarsanız bu defa da siz onların manevi deÄŸerlerini benimser ve mümin olduÄŸunuz, ya da öyle olduÄŸunuzu sandığınız halde o medeniyet içinde erir ve bir süre sonra onunla aynileÅŸirsiniz. Tıpkı midyenin içine aldığı, sıkıp kendisi için bir varoluÅŸ sebebi, gıda ve enerji haline getirdiÄŸi böcek gibi olursunuz.
Bu sebeple Ä°slam’ı topluma çıkarmak, topluma mal etmek kendi bilgi ve inancınızdan kaynaklanan kültürünüzü oluÅŸturmanıza baÄŸlıdır. Bunun için inandığınız deÄŸerlerin gerçekten deÄŸer olduklarını bilecek düzeyde bir bilinçle yeniden mümin ve müslim olmanız ön ÅŸarttır. Sonra kimseye zarar oluÅŸturmayan durumlarda inancınızın gereklerini yerine getirmekten istihya ve eziklik duymayacak seviyede bir özgüvene sahip olmalısınız. Mesela bir hastanede beklerken, mescid bulamıyorsanız, baÅŸka mani de yoksa temiz bir köÅŸede kıbleye dönüp namazınızı rahatlıkla kılabilmelisiniz. Bunun için seccadeye de ayakkabılarınızı çıkarmaya da ihtiyacınız yoktur. Tam da Necip Fazıl’ın dediÄŸi gibi: ‘Ä°ÅŸte iz, geliniz, toprak post, Allah dost’. Resulüllah (sa) ‘siz pabuçlarınızla da namaz kılın, Yahudilerden farklı olun, çünkü onlar pabuçlarıyla ibadet etmezler’ buyurması bu noktada anlamlıdır. EÄŸer böyle bir durumda etrafınızdakiler sizi istiskal ediyorlarsa, en azından o mekânda sizin inanç, kütür ve medeniyetinizden hiçbir eser kalmamıştır. O halde alacağınız daha çok yolunuz var demektir. Böyle bir istiskal yok da siz eziklik ve çekimserlik duyuyorsanız o takdirde de sizin imanınızda ve Ä°slamınızda problem var demektir. Her halükarda bu çift yönlü problemi halletme yolunda olmalısınız.
Bu noktada sembolleri ve her bir kültür ögenizi küçümsemeden toplumda görünür kılmak, temsilini de güzel yaparak sevilmesini, ona alışılmasını ve kabul görmesini saÄŸlamanız gerekir. Bunu inancınız adına yapmış olmanız, sizin için yıllarca nafile ibadet etmekten, kıyaslanmayacak kadar daha büyük bir ibadet olduÄŸunda iÅŸi bilenlerin hiç ÅŸüphesi olmaz. Buna da yine Resulüllah’ın ÅŸu tavsiyesine uyarak baÅŸlayacaksınız: ‘KardeÅŸinin yüzüne tebessümle bakman sadakadır’.
Allah’ın sevdiÄŸi bir kul olmanın belirtilerinden biri toplumda hüsnü kabul görmektir. Bu da yine bir hadisi ÅŸerifin mealidir. Bizim en çok kaybettiÄŸimiz noktalardan birisi burasıdır. Bir asırdır ezik ve ikinci sınıf insan görülmemizin etkisiyle, bunu yaptıklarını varsaydığımız kesime karşı pasif bir misilleme olarak abus, haÅŸin, antipatik ve nefret ettirici duruÅŸumuzdur. Oysa nazik ve kibar olmaya en layık ve en muhtaç insan Müslüman insandır.
Kısaca Ä°slam’ın sembollerini toplumda görünür kılmayız. Tebessümle ambalajlanmış bir selamı kinci sıraya koyabiliriz. Yine Efendimiz’in beyanlarıyla, ‘selamı yayın, tanıdığınız tanımadığınız herkese selam verin’. Ben bunu deniyorum ve selama hazır gördüÄŸüm herkese selam veriyorum. Sonuç ÅŸu: Her on kiÅŸiden altısı selamı normal olarak alıyor, üçü memnuniyetle ve sayıldığına sevincini izhar ederek alıyor, en çok biri de hiç oralı olmuyor.
Kısaca selam en önemli sembollerimizden biridir. Sonra nefret edilmeyecek ÅŸekilde giyeceÄŸimiz alametifarika olan kılık kıyafetlerimiz gelir. En azından bize tam karşıt olduÄŸu bilinen kültürel sembolleri asla kullanmamak. Kaybolan her sünnet, yabancı bir kültür ögesine yer açar, böylece de zeminimizi kaybetmiÅŸ oluruz.Cinsiyet eÅŸitliÄŸi için çabalayanların ilk hedefi önce cinslerin sembollerini ortadan kaldırmaktır.
Nedenini düÅŸündünüz mü?
Faruk BeÅŸer / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.