İktidar neye izin veriyorsa onu destekleyip neye karşı ise onu eleştirmenin adı sanatçılık değil goygoyculuk olabilir en fazla. Ve evet, buradaki ‘iktidar’ lafzından Türkiye’deki poli
Batılılaşma adına yapılan uygulamaların büyük çoğunluğu bu topraklarda öteki olarak bilinen yahut Müslümanlar açısından gayrı İslami olan ve gayrı Müslimlerde gördükleri uygula
Kültür Bakanlığı’nın bir şarkıcıya vermiş olduğu, on sekiz yaş altı bir kızın örnek bir genç olması ve ödül kazanmış olması tartışılıyor. Kişinin üzerinden bir saldırı
Hepimizin bir hayatı ve bu hayatı şekillendiren birtakım değişken çevresel şartları var. Hepimizin bir karakteri ve o karaktere rengini veren duyguları, düşünceleri, zevkleri var. Reklaml
Devlet arşivlerindeki bir belge, 1901 yılından itibaren verilmeye başlanan Nobel ödülleri törenine 1912 yılında Osmanlı Devleti’nin de davet edildiğini göstermektedir. 1895 yılında bü
Libya anlaşması sonrası Türkiye, İsrail'e karşı iki önemli hamle yaptı: Donanma, Kıbrıs'ın güneyinde İsrail'e ait bir sismik gemiye engel oldu. Ardından Ankara’dan Tel Aviv’e şu me
Yokluktan mı geliyoruz? Elbette. Elbette yok olduğumuz, hiç olduğumuz bir zamanı vardı(r) herbirimizin. Bütün kainatın.
Günümüzde Doğu ile Batı’nın arasındaki sınırların yeniden çizilmesi yalnızca Doğulu insan için değil, benzer sebeplerle olduğu kadar tarihsel sebeplerle de Türk insanı için çok d
Kubbealtı Sohbetleri kapsamında düzenlenen Sayın Kemal Sayar hocamızın '' İnsanın Anlam Arayışı" adlı söyleşisi.
''Niçin yaşıyoruz ve nasıl yaşıyoruz? Yaşadığımız ile yaşamak istediğimiz aynı şey mi? Düşündüğümüz dünya yaşadığımız dünyanın neresine tekabül ediyor?” gibi sorulara
Kendi iyiliğimiz için, hepimizin ve geleceğimizin iyiliği için, daha iyi, daha yetkin, daha nitelikli içerik üretimi ve inşa’lar için uyarıcı eleştirilere her zaman ihtiyacımız olduğu
Mânevî Cihazlanma Dernekleri, 1955’teki 6-7 Eylül hâdisesi, ardından gelen 27 Mayıs darbesi, Komünizmle Mücadele Dernekleri, sağ-sol çatışmaları, öğrenci katliamları, 70’lerin Alev
Yirminci yüzyılda öldürülen insan sayısı, önceki beş bin yılda öldürülen insanların toplamından fazla. Ahlaki körlük çağında hepimiz acı bize ilişmediği sürece onu unutmayı ve
Marketteki kasiyer kız işlemini yaptığı müşteriye anlatıyor: “Her gün de ölülerimiz için gün yapmıyoruz di mi!” (Mevlit okutmuyoruz demek istiyor.) “Çok özeniyorum. Her şeyin
Bu topraklara ayağı düşenler, geçmişte bizim hakkımızda şu minval üzere tespitlerde bulunurlardı: “Türk mahkemelerinde, bizde olduğu gibi iltimas mektupları geçmez. Adaletlerinin en i