1 Eylül 1874 tarihinde Edirne’de doğdu. Babası Kırcaali’ye bağlı Çepleci köyünden Kadı Ahmed Vâsıf Efendi, annesi Hürmüz Hanım’dır. İlk eğitimini Vize’de aldıktan sonra Edir
Hukuk Devleti terimi Almanya’da, Fransız Devrimi sonrasında ve 19. yüzyıl başlarında doğdu. Bu terimi kullananlar herhalde Fransız Devrimi sloganlarının temelsizliğini, aldatıcılığın
Devrin kudretli paşaları Talat, Enver ve Cemal yurdu terk ettikten hemen sonra Refik Halid Karay “Zaman” isimli İttihat ve Terakki muhalifi bir gazetede şu satırları yazacaktı;
Âbide-i Hürriyet, Kâğıthane vadisine hâkim bir tepenin üstünde inşa edilmiştir. Bu sebeple, bulunduğu yer önceleri Hürriyet-i Ebediye, günümüzde ise kısaca Hürriyet Tepesi olarak adl
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin merkezi olarak bir dönem Osmanlı Devleti’nin fiilen yönetildiği Pembe Konak’tan geriye sadece tarihi hayaleti kaldı. Eskiden bahçesi otopark olarak işleti
İstanbullu Çerkez bir aileye mensup olan Yakup Cemil, 1903’te Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır’a tayin edildi ve yıllarını Rumeli dağlarında eşkıya kovalayarak geçirdi. Bura
Osmanlı İttihat ve Terakkî Cemiyeti, 1889-1918 döneminde birbirinden çok farklı organizasyonlar şeklinde faaliyet göstermiş olup isim benzerliği dışında gerek örgütsel yapı gerek üyel
Osmanlı-Türk toplumuna uzun süre egemen olan bir ideoloji iki gün sonra iktidara gelişinin yüz beşinci yılına girecektir.
Batı’nın niyeti, daha 1830′larda Fransa’nın Cezayir’i bizden koparmasıyla ilk işaretlerini verir. Sonra Tunus’u, Mısır’ı, Libya’yı, Balkanlar’ı kaybederiz. Derken, ittihatç�
Yıldıray Oğur'un bu yazısı Karar Gazetesinden iktibas edilmiştir
31 Mart Olayı, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne, iktidara tam hâkim olmak ve Sultan II. Abdülhamid'i etkisiz hale getirmek için bir bahane olmuştu. İttihatçılar, kendilerinin sebep olduğu bu i
Prof. Dr. Şakir Gözütok'un kaleminden....
İttihat ve Terakki Partisi’nin iktidar yıllarıdır. 1909’da Galatasaray Kulübü’nden ayrılan bir grup futbolcu, Kadıköy’de Progress (Terakki) adında bir futbol kulübü kurar. Amaç, a
Aleyhindeki onca İttihatçı iddia ve iftiraya, hücum ve karalamaya rağmen halkın bunlara zerre kadar itibar etmediği, ölüm haberini nereden duyduğu bilinmeyen muazzam bir kalabalığın kendi
Osmanlı Devletinin son günlerine yaklaşılmış; İttihat ve Terakki Cemiyeti, yönetimi her alanda ele geçirmeye başlamıştı.