Bir Dönem Osmanlı'nın fiilen Yönetildiği 'Pembe Konak' Yıkıldı
Follow @dusuncemektebi2
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin merkezi olarak bir dönem Osmanlı Devleti’nin fiilen yönetildiği Pembe Konak’tan geriye sadece tarihi hayaleti kaldı. Eskiden bahçesi otopark olarak işletilen konak şimdi tamamen otoparka dönüştü
Osmanlı Dönemi’nde Maarif Nazırı olarak görev yapan Münif PaÅŸa Konağı, bir süre Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin merkezi olarak Osmanlı Devleti’nin fiilen yönetildiÄŸi yerdi. Fatih ilçesindeki Türk Ocağı Caddesi’nde bulunan konak uzunca bir süre Cumhuriyet Gazetesi’ne de ev sahipliÄŸi yaptı. Gazete binası ÅžiÅŸli’deki binasına taşınınca kaderine terk edilen Pembe Konak, binanın mirasçıları tarafından 2012 yılında Ä°pekyolu Kuyumculuk’a satıldı.
Suç duyurusu sonuç vermedi
Tarihi konağın bahçesine yapılan otopark Ä°stanbul 4. Anıtlar Kurulu’nu harekete geçirmiÅŸti. Kurul, o dönem henüz ayakta olan binanın insan kaynaklı tahribat yaÅŸadığını ve bahçesindeki otoparkın bu tahribatı arttırdığını belirterek Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ancak gerekli önlemler alınmayınca binanın durumu gitgide daha çok kötüleÅŸti. Konak en sonunda geçtiÄŸimiz aylarda tamamen yıkılarak bütünüyle otoparka çevrildi.
1908-1918 yılları arasında Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti Merkez-i Umumi (Genel Merkez) olarak kullanılan binada Balkan SavaÅŸlarının yönetildiÄŸi, Ermeni Tehciri ve Bab-ı Ali baskını gibi kararların alındığı biliniyor.
Tarihi binayı otoparka çeviren ÅŸirket konuyla ilgili görüÅŸ bildirmekten çekindi ancak ÅŸirketin sahibi Ä°brahim Kaygısız, oteli satın aldıktan sonra röportajlar vermiÅŸti.
Osmanlı arşivini otel yapan şirket aldı
Konağı 11 milyon dolara satın alan Kaygısız, Radikal gazetesine ÅŸunları söylemiÅŸti:
O zaman UÅŸaklıgil Ailesi ve Cumhuriyet Gazetesi Vakfı ile uzun süren görüÅŸmelerimiz oldu. Burayı ruhuna uygun bir ÅŸekilde yapacağız. Malzeme toplamaya baÅŸladık. Gerek aile ile gerek aile dostları ve gerekse geçmiÅŸte orada çalışmış insanlarla görüÅŸmeye baÅŸladık. Ellerinde orayla ilgili bilgi belge, resim, malzeme olanları arıyoruz. Alt katta bir galeri yapacağız. Galeride kimler tarafından hangi kalem kullanılmış, okka divit mi kullanılmış, hangi masada, sandalyede oturmuÅŸ bunları araÅŸtırıp, sergileyeceÄŸiz.
Sıradan biri alsa ve tarihi silip atsaydı daha mı iyi olurdu. Ne adı, ne sanı kalırdı. Yatırım bittiÄŸinde bir bölüm yapacağım. Yazar çizerlere hafta sonları benim misafirimsiniz, diyeceÄŸim. Belki Babıâli toplantıları, sohbetler düzenleyeceÄŸim. Gençler de gelsin, üstatlarla oturup sohbet etsinler. Hayalimiz geniÅŸ.
Kaygısız, daha önce Sultanahmet’teki BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi binasını da satın alarak otele dönüÅŸtürmüÅŸtü.
"Kurtarılabilirdi"
Aslında Pembe Konak’ın yıkılacağını ilk kez Åževket Süreyya Aydemir 1974 yılında Cumhuriyet’teki köÅŸesinden yazmıştı.
Aydemir, "Pembe Konak neydi? Dünün bu kaÄŸÅŸamış binasından, çiçekli, resimli tavan çatıları, ömürlerini yitirmiÅŸ pencere pervazları, koridorları, odaları, köÅŸe bucakları arasından kimlerin sesleri gelir ve devrinin hangi meseleleri ses verir? Pembe Konak artık yıkılırken, bu arkada kalan ama son imparatorluÄŸumuza da gölgesini vuran çabaları, ümitleri, ümitsizlikleri, hayalleri ve hayal kırıklıklarını biraz hatırlamalıyız” diye yazmıştı.
Ancak Konak o günlerde ne yıkıldı ne de restorasyonu için bir çaba sarf edildi. Binanın sahibi, Cumhuriyet Gazetesi’nin kurucusu Yunus Nadi’nin çocuklarındaydı.
Ä°stanbul Anıtlar Kurulu satışın olaÄŸan olduÄŸu görüÅŸünde.Çünkü bina kamuya ait deÄŸil.
Ä°stanbul 4 No’lu Anıtlar Kurulu Üyesi Erdal Uzuner, bu tür binaların yıkılması durumunda bile aslına uygun yapılması durumunda özgünlüÄŸünden bir ÅŸey kaybetmeyeceÄŸini söyledi.
Ä°nsanların artık tarihi yapılara karşı daha duyarlı olduÄŸunu söyleyen kurul üyesi, “Åžimdi mevzuatımız daha katı kurallar içeriyor. EÄŸer bine aslına uygun yapılmazsa ÅŸirket ciddi yaptırımlarla karşılaÅŸabilir” ifadelerini kullandı.
Satıştan elde edilen gelirin önemli bir kısmının Cumhuriyet Gazetesi’ne bırakıldığı biliniyor.
Cumhuriyet Vakfı BaÅŸkanı Alev CoÅŸkun, binanın ve arsanın mülkiyetinin gazeteye ait olmadığını söyledi.
Mirasçılardan Berin Nadi hissesini Cumhuriyet Vakfı’na bağışladı
Alev CoÅŸkun, mirasın 4’te 1’inin Berin Nadi’ye ait olduÄŸunu, onun da hakkını Cumhuriyet Vakfı’na bağışladığını söyledi. Bu nedenle binanın satışından gelen paranın 4’te 1’i Cumhuriyet Vakfı’nda kaldı. O alanda iki bina olduÄŸunu söyleyen CoÅŸkun, “Tarihi olan bina yıkılsa dahi aynısını yapmak zorundalar. Arka tarafta bulunan ve sonradan yapılan binalar zaten uyduruk. Tarihi binanın bu halde olması tabii ki üzücü ama restorasyon teknik olarak mümkün müydü bilemiyorum” dedi.
Otelin mimarı Sökmen: Proje baÅŸvurduÄŸumuzda onaylansaydı yıkılmadan restore edebilirdik
Konağın arazisi üzerine yapılacak olan otelin mimarı Hasan Sökmen bina yıkılmadan hemen önce artık restorasyonun mümkün olmadığını söyledi. Binanın ahÅŸaplarının çürüdüÄŸünü ve yer yer çöktüÄŸünü belirten Sökmen eÄŸer hızlı davranılsaydı binanın tam olarak yıkılmadan restore edilebileceÄŸini söyledi. Anıtlar Yüksek Kurulu’na projeyi 3 yıl önce verdiklerini belirten Sökmen projenin hala onaylanmadığını belirtti.
“3 yıl önce bina daha kullanılabilir durumdaydı ama projeye bir türlü onay gelmediÄŸi için binaya dokunulamadı. Aradan geçen yıllar sonra artık restorasyon mümkün olmadı” dedi.
Beton binanın yıkılarak yerine 200 odalı ve 5 yıldızlı otel inÅŸa edileceÄŸini söyleyen Sökmen konağın ise aslına uygun olarak inÅŸa edileceÄŸini söyledi. Kontrollü söküm sırasında kullanılabilecek parçaların ayrıldığını ve bu parçaların yeniden yapım sırasında kullanılacağını söyleyen Sökmen tarihin bu ÅŸekilde canlandırılacağını sözlerine ekledi.
Restorasyonlarda vaktinde müdahale çok önemli
Mimar ve restoratör Erkan Kambek bu tür restorasyonlarda müdahalenin zamanında yapılması gerektiÄŸini belirtiyor. Bir zaman geçtikten sonra ahÅŸap ya da kagir yapıların restorasyonunun mümkün olmadığını söyleyen Kambek tescilli tarihi yapılar yeniden yıkılsa da aslına uygun olarak yapılması gerektiÄŸini ifade ediyor.
Kambek, “Güçlendirme ve restorasyonla kurtarılmadığı için yıkılan eserlerin yeniden yapımı sırasında, orijinal yapıdan sökülen ve kullanılabilecek durumda olan parçalar kullanılmalı” dedi.
Kaynak: Theindependentturkish
Henüz yorum yapılmamış.