Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Bir İttihatçı'nın Abdülhamid itiraflarını Yeğeni Necip Fazıl Kısakürek anlatıyor

Osmanlı Devletinin son günlerine yaklaşılmış; İttihat ve Terakki Cemiyeti, yönetimi her alanda ele geçirmeye başlamıştı.



Ä°ttihat ve Terakkinin eski yöneticilerinden olan Ahmet Kemal Bey, teÅŸkilatta "Küçük Efendi" ve "Kara Kemal"lakabıyla biliniyordu. Cemiyette iki Kemal olduÄŸundan dolayı, lakabı zamanla Kara Kemal oldu. DiÄŸer Kemal ise, "Sarı Kemal" olarak bilinen Mustafa Kemal'di.
 
TeÅŸkilatta Talat PaÅŸa'ya "Büyük Efendi" dendiÄŸinden Kara Kemal'e de "Küçük Efendi" deniyordu. Kara Kemal, Ä°ttihat ve Terakki'nin ve Talat PaÅŸa'nın kara kutusuydu.

KARA KEMAL KÄ°MDÄ°R?

Soyu DulkadiroÄŸullarına baÄŸlı Kısakürekler soyuna dayanan Kara Kemal'in 1919'da Divan-ı Harbi Örfi mahkemesine verdiÄŸi ifadesinde, 40 yaşında olduÄŸunu beyan etmesinden doÄŸum tarihinin 1878/79 olduÄŸu çıkarılır.

 

Cavid Bey'in Ankara Ä°stiklal Mahkemesine verdiÄŸi ifadede 1925 yılında Büyük Adaya ziyaretine gelen Kemal Bey'in, 50 yaşına gelmiÅŸ olmasına karşın ilk kez adaya geldiÄŸini bildirmesinden ise, 1875 doÄŸumlu olabileceÄŸi tahmin edilir.

'in babası Fazıl Bey ile Kara Kemal'in babası Arif Bey amca çocukları; yani kuzendirler.

POSTA MEMURLUÄžUNDAN BAKANLIÄžA

Kara Kemal, Ä°ttihat ve Terakki'nin son döneminde öne çıkan ÅŸahsiyetlerinden biriydi. Kemal Bey, Ä°ttihat ve Terakki örgütüne, henüz gizli bir oluÅŸum iken katıldı.

Kara Kemal, II. MeÅŸrutiyet öncesinde posta idaresinde müsevvit olarak çalıştı, II. MeÅŸrutiyetten önce ve sonra Ä°stanbul, Edirne, Serez, Kastamonu ve Ä°zmir posta idarelerinde memurluk yaptı. Serez postanesinde çalışırken, kendisi gibi posta memuru olan Talat Bey'le tanıştı.

Posta memuru olarak çalıştığı için, Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gizliden gizliye ülkeye getirdiÄŸi dergi ve yayınların dağıtımına yardım etti.

GÄ°ZLÄ° YAYINLARI ÜLKEYE SIZDIRIYORDU

Yusuf Hikmet Bayur tarafından "Nargileci" olarak da tanımlanan Kara Kemal, nargile içmeyi çok sevdiÄŸi için kahvehaneleri sık sık ziyaret ederdi ve kendisi için gelmiÅŸ olan dergilerin dağıtımını bu kahvehaneler aracılığıyla saÄŸlardı.

 

Bu sayede, kahvehaneleri ziyaret eden vatandaÅŸlar Kara Kemal'in Avrupa'dan yurda sızdırdığı Türkçe ve Fransızca yazılarını okudu. II. MeÅŸrutiyetten sonra parti faaliyetleri nedeniyle posta idaresine devamsızlığı çoÄŸalan Kemal Bey, hakkında ÅŸikâyetler çoÄŸalınca posta nazırı olan Talat Bey tarafından nazırlık Memurin Kalem-i MümeyyizliÄŸine atandı; ancak Kara Kemal, 1911'de bu görevinden istifa etti.

Ä°ttihat ve Terakki Partisi'nin 1909 yılında Selanik'te yapılan kongresine Ä°stanbul delegesi olarak katılan Kemal Bey, bu kongrede Ziya Gökalp ve Mustafa Kemal'le birlikte yıldızı parlayan delegelerden olmuÅŸtu.

TEÅžKÄ°LATIN MEÅžHUR 'Ä°KÄ° KEMAL'Ä°NDEN BÄ°RÄ°

TeÅŸkilatta meÅŸhur iki Kemal'den biri Kara Kemal Bey, diÄŸeri ise Sarı Kemal lakaplı Mustafa Kemal'di. Aynı zamanda partinin Ä°stanbul il sorumlusu da olan Kemal Bey, çevresinde Zülüflü Kemal ya da Kara Kemal, parti içinde ise, "küçük efendi" olarak tanındı.

Örgütçülükteki tecrübesi ve Cemiyet'teki mühim mevkii Kara Kemal'in TeÅŸkilat-ı Mahsusa'nın kuruluÅŸ aÅŸamasında yer almasını da saÄŸladı. Kemal Bey ilerleyen süreçte bakan bile oldu; ama mebus olamadı.

ESNAF TARAFINDAN DESTEKLENEN BÄ°R Ä°SÄ°MDÄ°

Ä°ttihat ve Terakki baÅŸa geçince Talat Bey, Ä°stanbul'da hazır ekonomik destek bulamayınca Ä°stanbul esnafını hedef kitle olarak belirledi. Esnafı politize ederek kitle haline getirme görevine ise, Kara Kemal getirildi.

 

Kara Kemal, Ä°stanbul esnafından ekmekçi, manav, hamal gibi meslekleri örgütlerken onlardan belediye ile sorunu olan esnafın sorununu partinin gücünü kullanarak kolayca çözüp esnafa menfaat saÄŸladı. Bu durum esnaf tarafından sevilmesini ve desteklenmesini saÄŸladı.

Özellikle Rum mallarının boykotu ve yerli malı kampanyaları dolayısıyla yeni açılan Türklere ait dükkânların sahiplerine, partinin Ä°stanbul teÅŸkilatı kol kanat gerdi.

Ä°STANBUL'DA EKMEK SIKINTISI ARTTIÄžI GÜNLERDÄ°

Kara Kemal, parti içinde etkinliÄŸi bulunmasına ve parti tabanını oluÅŸturan Ä°stanbul esnafını istediÄŸi yer ve zamanda toplayabilmesine raÄŸmen, geri planda kalmaya hep özen gösterdi.

Ä°stanbul'daki un, buÄŸday ve ekmek sıkıntısının gün geçtikçe arttığı dönemlerdi. Ekmek karne ile satılmaya baÅŸlamıştı. Kemal Bey bu durumu hem çözmek, hem de yerli sermayeyi güçlendirmek adına giriÅŸimlere baÅŸladı.

 

Onun öncülüÄŸünde, millî ÅŸirketlerin ilki olan Millî Mahsulat Osmanlı Anonim Åžirketi kuruldu. Bu ÅŸirket, toplam 200 bin liralık sermaye ile kurulmuÅŸ ve sermayenin yarısı Anadolu tüccarına ödetilmiÅŸti.

Åžirketin temel iÅŸlevi tahıl, tarım, koyun, yün gibi ürünlerin alımı ve satımı ile ilgilenmekti. Kara Kemal'in kurmuÅŸ olduÄŸu bu ÅŸirketin diÄŸer bir vazifesi ise, Konya-Ankara-BaÄŸdat hatları arasında ihraç edilen hububat, tiftik, yapağı, yün, deri ve afyon gibi ürünlerin alım satımını saÄŸlamaktı. Tıpkı bir hücre çekirdeÄŸi gibi oluÅŸturulan bu ÅŸirketlerin kârları ile diÄŸer ÅŸirketler meydana getirildi.

Kemal Bey ikinci ÅŸirket olan Millî Ä°thalat Kantariye Anonim Åžirketi'ni, ÅŸeker, yaÄŸ, pirinç, kahve benzeri ürünlerin ihtiyacını karşılamak için kurmuÅŸtu. Bu ÅŸirketler hem iktisadi altyapıyı oluÅŸturmuÅŸ, hem de Kara Kemal'in siyasi gücünü artırmıştı.

Ä°KTÄ°SADIN MÄ°LLÄ°LEÅžMESÄ°NDE ROL OYNADI

1913 yılında parti önderliÄŸinde ve Kara Kemal yönetiminde olmak üzere ve yerli malı kullanmayı teÅŸvik etmek amacıyla Ä°stihlak-i Milli Cemiyeti kuruldu.

Bugünkü anlamıyla milli tüketim derneÄŸi olan bu örgüt, Türk ve Müslüman üreticilerin mallarının satın alınmasını teÅŸvik etmek ve geliÅŸmeye elveriÅŸli zanaat ve sanayi dallarına Türk ve Müslüman yurttaÅŸların yönelmesini saÄŸlamak gibi milli iktisada hizmet etmeye yönelik giriÅŸimler baÅŸlattı.

CUMHURÄ°YETÄ°N Ä°KTÄ°SAT VE TEÅžKÄ°LAT ALANINDAKÄ° BÜYÜK KAYBI

Birinci Dünya Savaşı sonrası Ankara , aldığı kararla Kemal Bey'in kurduÄŸu vakıfları feshetti ve hükümetin banka ve ÅŸirketleri de feshetmesi için karar aldı. Kara Kemal'in yerli sanayinin, ticaretin ve milli burjuvazinin oluÅŸması için meydana getirdiÄŸi ÅŸirketlerin tasfiyesi ile o zamana kadar meydana getirilen ekonomik kazanımlar kaybedildi.

 

Cumhuriyet yönetimi teÅŸkilatçı, esnafı ve ticareti iyi bilen ve tecrübeli bir yönetici olan Kara Kemal'den ve kurduÄŸu ekonomik teÅŸkilattan faydalanamadı. Kara Kemal'in yerli sanayinin, ticaretin ve milli burjuvazinin oluÅŸması için meydana getirdiÄŸi ÅŸirketlerin tasfiyesi ile o zamana kadar meydana getirilen ekonomik kazanımlar kaybedildi.

Cumhuriyetin yönetiminde bu dönemde Kara Kemal ayarında bir teÅŸkilatçının ve iktisadi teÅŸekkülcünün olmaması da kaybın boyutunu göstermesi açısından manidardır.

OSMANLININ TÜM Ä°LETİŞİMÄ° ONDAYDI

Kemal Bey, örgütçü kiÅŸiliÄŸi ve Ä°ttihat Terakki Partisi'nin lideri Talat Bey'e baÄŸlılığı nedeniyle, 1912 kongresinde Talat Bey tarafından partinin en önemli karar ve yürütme organı olan merkezi umumi üyeliÄŸine seçildi.

Kara Kemal, bu tarihten sonra Talat Bey'in her siyasi kararında ve uygulamasında baÅŸrolü oynadı. Babıâli baskınının tartışıldığı Zeyrekte, Emin Bey'in evindeki iki toplantıya da katıldı. Babıâli baskınında Sirkeci posta idaresini ele geçirip, Osmanlı Hükümeti'nin tüm ülke ve yurtdışı iletiÅŸimini kontrol altına aldı.

Talat Bey, partinin asker kanadına karşı kendi gücünü kaybetmemek için olayların gerisinde kalabilme ve örgütleme yeteneÄŸi olan Kara Kemal'den yararlandı. 1913 parti kongresinde Talat Beyin istediÄŸi kiÅŸilerin parti genel merkezine seçilmesi Kara Kemal aracılığıyla gerçekleÅŸti.

"KATÄ°YEN 'MUHALEFET' YOLUNDA YÜRÜMEYÄ°NÄ°Z!"

Kara Kemal, 1922 sonlarında siyasi davranış bakımından uzlaşmacı ve birlik beraberlikten yana bir tavır sergiledi.

Mustafa Kemal PaÅŸa, 16 Ocak 1923'te Ä°zmit'te gazetecilerle görüÅŸtükten sonra ayrı ayrı ve gizli olarak çaÄŸrılan Ä°stanbul'daki siyasi kuruluÅŸlardan üç temsilci ile görüÅŸtü. Bunlar; Yakup Kadri KaraosmanoÄŸlu (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Ä°stanbul ÅŸubesini kurmakla görevlendirilmiÅŸti), Velid Ebuzziya (1920-22 yıllarında Ä°stanbul'da gizli faaliyette bulunan Ä°stihbarat TeÅŸkilatı Mim-Mim grubunun temsilcisi) ve Kara Kemal (o sırada Ä°ttihatçıların lideri)dir.

Yakup Kadri'ye göre, Mustafa Kemal, Ä°stanbul'dan çaÄŸrılan bu üç temsilci ile yaptığı görüÅŸmelerde memlekette artık tek bir teÅŸkilat olduÄŸunu, onun da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olduÄŸu, herkesin bunun çatısı altında toplanması gerektiÄŸini dile getirdi. Kara Kemal bu sözleri onayladı, Velid ise surat asarak tepki gösterdi.

Gazi ayrıca, Kara Kemal'e Ä°ttihatçıları son bir kez toplayıp, hepsinin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında toplanmaya ikna etmesini söyledi. Bunun üzerine Kara Kemal, 12-13 Nisan 1923'te son Ä°ttihat ve Terakki Kongresini Ä°stanbul'da toplatarak, Temmuz 1923'te yapılacak seçimlere katılmama, Mustafa Kemal'in adaylarını destekleme kararı aldırdı.

Eski Ä°ttihat ve Terakki partisi üyesi olan Doktor Rusuhi Bey'in AÄŸustos 1926'da Ankara Ä°stiklal Mahkemesinde verdiÄŸi ifadeye göre, Kara Kemal eski ittihatçılardan Cavit Bey'in evinde yapılan bir toplantıda eski Ä°ttihat ve Terakki üyelerine hitaben "Gazi PaÅŸa Hazretlerine söz verdim ve sözümde duracağım. Sizler de katiyen muhalefet yolunda yürümeyiniz ve müctemain toplanıp da ÅŸüpheyi davet etmeyiniz" dedi.

TUTUKLU BULUNDUÄžU MALTA'DAN FÄ°RAR ETTÄ°

Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Ä°stanbul'u fiilî olarak iÅŸgal eden Ä°tilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nden, Ermenilerin sevk ve iskânında görev alan ve bu sırada onların sözde öldürülmelerine yol açan Ä°ttihatçıların cezalandırılmalarını istedi.

Ä°ÅŸgal altında bulunan Osmanlı Devleti de, iç ve dış baskılar sonucu 16 Aralık 1918 tarihinde Ä°stanbul'da bir Divân-ı Harb-i Örfî mahkemesini kurdu. Bu mahkemede yargılamalar ilk olarak 6 Åžubat 1919 tarihinde Yozgat Tehciri davası ile baÅŸladı. 30 Ocak 1919 gecesi ani bir baskınla içinde Kara Kemal Bey'in de olduÄŸu eski nazırlardan ve önde gelen Ä°ttihatçılardan 34 kiÅŸi tutuklandı.

Yargılama devam derken 28 Mayıs 1919 günü Ä°tilâf Devletleri, BekiraÄŸa BölüÄŸü'nde Kara Kemal Bey'in de bulunduÄŸu eski bakan, sadrazam ve önde gelen Ä°ttihatçılardan, Malta'ya götürülmek üzere 67 kiÅŸinin teslimini talep etti.

Kara Kemal Bey, bir süre sonra yaptığı firar planıyla Malta'dan 17 kiÅŸiyle birlikte kaçmayı baÅŸardı. Bu grubun kaçışı Sakarya Savaşı günlerine tesadüf eder. Firar planının mimarı sabık Ä°aÅŸe Nazırı Kara Kemal Bey'di. Ali Ä°hsan PaÅŸa hatıralarında "Ä°ttihatçı nazırlardan Kara Kemal'in komiteci ruhu ve kafası imdadımıza yetiÅŸti" der.

MÄ°LLÄ° MÜCADELE DÖNEMÄ°NDE KARA KEMAL

Mütareke sonrası kurulan ilk istihbarat teÅŸkilâtı olan Karakol Cemiyeti, Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti'nin bir devamı niteliÄŸindeydi ve Enver ve Talat PaÅŸaların direktifleri ile kuruldu.

Önceleri Ä°ttihat ve Terakki Fırkası'nın baÅŸsız kalan mensupları arasında gizli bir korunma ve direniÅŸ grubu halinde oluÅŸan bu cemiyet, daha sonra Anadolu'da baÅŸlatılan Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nı destekleyen gizli bir kuruluÅŸa dönüÅŸtü. Eski ittihatçılardan Kurmay Albay Kara Vasıf Bey ve eski Ä°aÅŸe Nazırı Kara Kemal Bey tarafından (K. G) rumuzu ile faaliyete geçecek olan bu gizli cemiyet, 1918 yılının Kasım ayında kuruldu.

Ä°stanbul'da iÅŸgal kuvvet mensupları da dâhil olmak üzere, her çevreden insanla temas ederek, ülke için bir çıkış yolunun arandığı dönemde bir ara ihtilalci metotlarla iktidarı elde etmek meselesi ciddî bir ÅŸekilde bahis konusu olmuÅŸtu.

Hatta Karakol Cemiyeti kurucularından Kara Kemal ve arkadaÅŸları, Sadrazam Tevfik PaÅŸa'yı kaçırmak, yerine tarafsız birinin sadarete gelmesini temin etmek için, Mustafa Kemal ve arkadaÅŸlarına teklifte bulunmuÅŸlardı. Fakat bunun ne derece baÅŸarılı olacağı konusunda fikir birliÄŸine varılamadı.

16 Mart 1920'de Ä°stanbul'un resmen iÅŸgali, Karakol Cemiyeti'nin sonu oldu. Ä°ÅŸgalden sonra Kara Kemal ve Kara Vasıf, Malta'ya sürüldü ve Cemiyet Merkez Heyeti üyeleri Anadolu'ya geçti.

Ä°KTÄ°DARI ELE GEÇÄ°RMEYE KARAR VERDÄ°LER

1925 Åžubatında baÅŸlayan Åžeyh Sait Ä°syanı sonrasında yapılan mahkemelerde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası görevlilerinden bazılarının ceza alması ve bu arada ünlü Ä°ttihatçılardan Kara Vasıf Bey'in "Mustafa Kemal PaÅŸa'yı istiyorsanız Halk Fırkasına gidiniz, Halife'yi istiyorsanız bizim Fırkamıza geliniz" ÅŸeklinde propaganda yaptığı için yargılanması, parti üzerindeki kuÅŸkuları artırdı.

Daha sonra 5 Haziran 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Takrir-i Sükûn Kanunu'na dayanılarak parti kapatıldı. Kurdukları yeni partinin de kapatılmasıyla Ä°ttihatçılar yine ortada kaldılar.

"Bu memlekette iktidar yalnız bizim hakkımızdır. Biz ayrıldıktan sonra gelenler iÅŸlerini bitirmiÅŸlerdir, artık çekilsinler" dediÄŸi iddia edilen komitacı Ä°ttihatçılar, Ä°kinci Grup liderlerinden Ali Åžükrü Bey'in öldürülmesinden sonra artık kendi bildikleri yoldan iktidarı ele geçirmeye karar verdiler.

MUSTAFA KEMAL'E 'SUÄ°KAST'

Mustafa Kemal'in suikast yapılarak etkisiz hale getirilmesi fikri oluÅŸtu ve bu fikrin gerçekleÅŸmesinde en etkili ismin de Kara Kemal olduÄŸu iddia edildi. Mahkemede kendinden en çok söz edilenlerden biri olan Eski Ä°aÅŸe Nazırı  Kara Kemal'in büyük bir komitacı olduÄŸu ve tek başına bir hükümeti devirebilecek zekâ ve kabiliyete sahip olduÄŸu dile getirildi.

 

Mayıs 1926'da Güney ve Batı Anadolu illerine geziye çıkan Mustafa Kemal PaÅŸa, Balıkesir'den Ä°zmir'e hareket etmek üzere iken Ä°zmir'de kendisine bir suikast hazırlandığı ihbarı yapıldı. Suikastçıları kaçırmak için anlaÅŸma yapılan Giritli Åževki adlı bir motorcunun isimlerini verdiÄŸi kiÅŸiler, Ä°zmir'de yakalanarak gözaltına alındı.

Haber Ankara'ya ulaşınca İsmet Paşa durumu mahkemeye bildirdi, mahkeme heyeti Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na mensup milletvekillerinin ve diğer ileri gelenlerin tutuklanmasını, evlerinin aranmasını ve bunların elde edilecek belgelerle birlikte İzmir'e sevk edilmesini kararlaştırdı ve ardından İzmir'e hareket etti.

KANIT OLMADAN Ä°DAMA MAHKÛM

Yurt dışında bulunan Rauf Orbay ve Adnan Adıvar Bey hariç, kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın liderlerinin tamamı tutuklanarak Ä°zmir'e götürüldü.

Yakalanamadığından dolayı gıyaben yargılanan Osmanlı Devleti'nin eski Ä°aÅŸe Nazırı Kara Kemal Bey de, idama mahkûm edildi. Görünürde  konusunda Kara Kemal'e isnat edilecek bir suç bulunmamıştı.

 

Bu konuda yalnızca Kör Ali Ä°hsan Bey adlı bir kiÅŸinin ifadesi vardı. Ali Ä°hsan Bey'in ifadesine göre, Kara Kemal, Hafız Mehmet ve Ziya HurÅŸit'in de dâhil olduÄŸu bazı doÄŸu mebusları ile Ä°stanbul'da gizli bir toplantı yapmış, bu toplantıya kendisi alınmayınca bunun bir suikast planı olabileceÄŸinden ÅŸüphelendiÄŸini dile getirmiÅŸti. Bu da ÅŸüpheden öteye geçemedi.

KARA KEMAL'Ä° Ä°HBAR EDENE ÖDÜL!

Hükümet, suikast haberinin kamuoyuna duyurulmasından itibaren, Ziya HurÅŸit, Ä°zmit Mebusu Åžükrü ve Sarı Edip Efe'nin ifadelerine dayanarak, Ä°zmir Suikastı tertipçilerinden olduÄŸunu açıkladığı kaçak olan Kara Kemal'i ihbar edenlere 10 bin liralık bir ödül koydu.

Ankara Ä°stiklal Mahkemesi'nde sorgulanan Ä°ttihat ve Terakki'nin mesul kâtiplerinden ve Kara Kemal'in yakın adamlarından Hüsnü Bey, Kara Kemal'in "Artık siyasi iÅŸlerle uÄŸraÅŸmayacağız, kendi ticari iÅŸlerimize bakacağız"dediÄŸini söylemiÅŸti.

Hüsnü Bey'in ifadesine göre, Kara Kemal muhalefetteki Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası ile alakadar olmamıştı. Kara Kemal bu konudaki bir soruya "Biz kendi iÅŸimize bakacağız, muhalif fırka ile bir iÅŸimiz yoktur" ÅŸeklinde cevap vermiÅŸti.

Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi baÅŸta olmayı ve yönetmeyi seven Kara Kemal Bey, iktidarda olan Cumhuriyet Halk Fırkası'nda Mustafa Kemal'le birlikte yer almak istemiÅŸti. Muhalefette olan Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası'nda siyaset yapmaya sıcak bakmamıştı. Mustafa Kemal'den olur alamayan Kara Kemal, Cumhuriyet Halk Fırkası'na giremeyince ticaretle uÄŸraÅŸmayı tercih ederek siyasetten uzak durmuÅŸtu.

SAKLANDIÄžI EVÄ°N KÜMESÄ°NDE Ä°NTÄ°HAR ETTÄ°

Polis raporlarına göre Milli Kantariye Åžirketi araziye memuru Niyazi, Ä°stanbul Ä°thalat GümrüÄŸü dört numaralı ambar memuru Mazhar Efendi ile birlikte ambar memuru olması dolayısıyla, Kara Kemal'i bir ÅŸahsa ait sandığa koyarak ya da gümrük memuru kıyafetine sokarak yabancı vapurlardan biri ile kaçmasına yardım edecekti.

Gümrükçü Mazhar'ın ihbarı sonucu, polisin bu plandan haberdar olmasıyla Kara Kemal'in kaldığı evin, 27 Temmuz 1926 günü etrafı sarıldı. Saklandığı evin bahçesindeki kümese gizlenen Kara Kemal, yakalanacağını anlayınca tabancası ile intihar etti.

Kara Kemal'i yakalama baÅŸarısı Ä°stanbul Polisinin olmuÅŸ; on bin lira ödül ise, yakalamada yararı dokunan polis memurlarına yararlılık ölçüsüne göre dağıtılmıştı.

SUÄ°KAST KONUSU ONUN ÖLÜMÜYLE BÄ°R 'SIR' OLDU

Bu suikast giriÅŸiminde en büyük fail olarak Kara Kemal ön plana çıktı. Ancak bu konuda ortaya konmuÅŸ somut bir veri bulunmuyor. Yargılama esnasında mahkemede olmadığından ifadesi alınamadı. Kemal Bey, polis tarafından sıkıştırıldığı evin kümesinde 27 Temmuz 1926'da tabanca ile intihar edince, Ä°zmir Suikastına dahli konusu, kendisiyle birlikte sır oldu.

Kemal Bey'i Ä°zmir Suikastı konusunda suçlayabilecek tek etken, Ä°stiklal Mahkemesi'nde yargılanmamak için firar etmiÅŸ olmasıydı.

Kara Kemal'in vefatından sonra Ankara Ä°stiklal Mahkemesi'nde devam eden eski ittihatçılarla ilgili yargılamada da, Kemal Bey'i suçlayacak herhangi bir somut unsura rastlanmamıştı.

ÖLDÜ MÜ, ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?

Kara Kemal, 'in  isimli romanına esin kaynağı olmuÅŸ önemli bir ÅŸahsiyetti. Eski bir istihbarat teÅŸkilatı üyesi olduÄŸundan kendini kamufle edebilen gizemli bir insandı.

Partinin ve Talat PaÅŸa'nın kara kutusu olarak bilinen Kemal Bey, çok güçlü bir kiÅŸi olmasına raÄŸmen olayları perde arkasından yöneten ve ön plana çıkmayı sevmeyen bir kiÅŸiydi.

Yargılamalar esnasında polis tarafından sıkıştırılan Kemal Bey'in saklandığı evin kümesinde intihar ettiÄŸi iddiası ise, günümüzde dahi çözülememiÅŸ bir tartışma konusudur. Bazı iddialara göre Kemal Bey, polis tarafından öldürülmüÅŸtür. Cesedinde pek çok kurÅŸun yarası olduÄŸu da söylenir.

KURT KANUNU VE "BÜYÜK SUÇ"UN GÖLGESÄ°

Kemal Tahir, -Kemalist kapışmasının son çekiÅŸmesini ele aldığı Kurt Kanunu romanında Kara Kemal'in aÄŸzından ÅŸu cümleleri yazar:

"Halifeyi Ä°ngilizler alıp gittiler de halifeliÄŸini neden sürdürmediler?… Bu halifeliÄŸin kaldırılması iÅŸi, görünürde, bizden çok Müslüman sömürgeleri olan büyük devletlerin iÅŸine gelse gerek… Halifelik sürüp çıkarılırken, Fener Patrikhanesi'nin Ä°stanbul'da bırakılmasına akıl erdirmek zordur."

Kemal Tahir, içinden geçenleri Kara Kemal'e cesaretle söyletmeye devam eder:
 
"Hakkımızda karar çoktan verilmiÅŸ… Yani Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nu yıkma, halifeliÄŸi ortadan kaldırma kararı… Ama ne olursa olsun, bir dünya imparatorluÄŸu bizim (Ä°ttihatçıların) elimizde parçalandı. 400 milyon Ä°slamlığın halifeliÄŸi kaldırıldı ortadan… Sorumlusu biziz. Suç ne kadar büyükse çekilecek cezanın da o kadar büyük olması gerekir… Bu anda, yüzüme vuran daraÄŸacı gölgesi, suikast suçlusu olduÄŸumdan deÄŸildir Emincim… Büyük suçun gölgesidir bu…"
 
Kemal Tahir'in "büyük suç" dediÄŸi, Osmanlı Devletine son verilmesi ve hilafetin kaldırılmasıdır. Kara Kemal, farkına varmadan buna hizmet ettiÄŸini itiraf ederek vicdan azabı çeker.
 
'ABDÜLHAMÄ°D' PÄ°ÅžMANLIÄžINI NECÄ°P FAZIL KALEME ALDI
Kara Kemal'in baba tarafından yakın akrabası olan Necip Fazıl Kısakürek, Ulu Hakan Ä°kinci Abdülhamid Han adlı kitabında, Ä°ttihatçıların Abdülhamid konusunda yaÅŸadıkları piÅŸmanlığa deÄŸiniyor.
 
Kara Kemal'in de içinde bulunduÄŸu Ä°ttihat ve Terakki'nin, geri dönüÅŸü olmayan faaliyetlerinden dolayı yaÅŸadıkları vicdan azabını, Kara Kemal'in aÄŸzından ÅŸu sözlerle anlatıyor:
 
"Ä°stikbaldeki gerçek Türk Tarihçisinin kulağına fısıldadığımız bu vak'a hakikîdir ve babam Fazıl Beyin amca oÄŸullarından ve Kısakürek'lerden, Ä°ttihatçıların Ä°aÅŸe Nâzırı Kara Kemal tarafından, dayım ve yine eski Ä°ttihatçı Kerim Milâr'a anlatılmıştır. Ä°ttihatçıların polis teÅŸkilâtında yüksek dereceli bir memur ve birçok yerde Emniyet MüdürlüÄŸü yapmış olan dayım, Kara Kemal'den naklen derdi ki:
 
-Ä°ttihat ve Terakki'nin Türk ve milliyetçi kadrosu, Abdülhamid'in ne büyük, hatta emsalsiz bir padiÅŸah olduÄŸunu biliyor, fakat onu makamına iade etmek ve tutulan istikameti deÄŸiÅŸtirmek için vaktin geçmiÅŸ olduÄŸunu esefle görüyordu. Ä°ttihatçılık hareketinde eser müessiri aÅŸmış ve gizli tesir (Yahudi ve Mason tesiri) artık istikamet deÄŸiÅŸtirmeyi imkânsız hale getirmiÅŸti. Nitekim Abdülhamid'in cenaze namazında hüngür hüngür aÄŸlamaktan kendisini alamayan Talat PaÅŸa bu ince ruh ukdesinin ilancısı olmuÅŸtur."

 

Kemal Tahir, içinden geçenleri Kara Kemal'e cesaretle söyletmeye devam eder:

"Hakkımızda karar çoktan verilmiÅŸ… Yani Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nu yıkma, halifeliÄŸi ortadan kaldırma kararı… Ama ne olursa olsun, bir dünya imparatorluÄŸu bizim (Ä°ttihatçıların) elimizde parçalandı. 400 milyon Ä°slamlığın halifeliÄŸi kaldırıldı ortadan… Sorumlusu biziz. Suç ne kadar büyükse çekilecek cezanın da o kadar büyük olması gerekir… Bu anda, yüzüme vuran daraÄŸacı gölgesi, suikast suçlusu olduÄŸumdan deÄŸildir Emincim… Büyük suçun gölgesidir bu…" 

Fikriyat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.