Sosyal Medya

Önemli Şahsiyetler

İttihatçıların belalı silahşoru: Yakup Cemil

İstanbullu Çerkez bir aileye mensup olan Yakup Cemil, 1903’te Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır’a tayin edildi ve yıllarını Rumeli dağlarında eşkıya kovalayarak geçirdi. Burada İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılarak mizacına gayet uygun bir şekilde inandığı davanın fedaisi (ya da tetikçisi mi demek lazım) oldu. Ancak bir süre sonra cemiyetin üst kadrosuna olan yakınlığından olacak zaman zaman dengesiz davranışlar sergiledi ve en yakın arkadaşları tarafından istenmeyen adam haline geldi. Sonunda Enver Paşa’ya darbe yapmak gibi çılgınca bir girişiminden suçlu bulunarak idama mahkûm edildi.



Faili meçhul cinayetler

Ä°ttihat ve Terakki saflarına katıldıktan sonra Rumeli’de hem Sultan II. Abdülhamit iktidarına hem de bölgedeki çetelere karşı mücadele eden Yakup Cemil gaddar bir askerdi. SinirlendiÄŸi vakit gösterdiÄŸi sert tepkiler herkesin korkulu rüyası haline gelmiÅŸti. O ve onun gibi cemiyetin birkaç fedaisinin merkezi idare tarafından Rumeli’de görevlendirilen memurlara karşı yaptıkları suikastlar Ä°stanbul’da çok ses getirmiÅŸti. Rumeli’deki bu karışık süreç, 1908 yılında Sultan II. Abdülhamit’in MeÅŸrutiyeti yeniden ilan edip Kanun-u Esasi’nin yürürlüÄŸe girmesine kadar devam etti. II. MeÅŸrutiyet’in ilanı ile birlikte askerlikten istifa ederek sadece cemiyet için çalışmaya baÅŸlayan Yakup Cemil, bir ara Ä°ran’da da benzer bir devrim gerçekleÅŸtirmek için yola çıktıysa da 31 Mart Vakası nedeniyle Ä°stanbul’a ekibiyle birlikte geri dönmek zorunda kaldı. Payitahtta da rahat durmayan Yakup Cemil’in Ä°ttihat ve Terakki iktidarına karşı muhalefet ettiÄŸi gerekçesiyle cinayete kurban giden gazetecilerden Ahmet Samim ve Zeki Bey’in öldürülmeleri hadisesine karıştığı için yargılanması istendi ancak delil yetersizliÄŸinden bir ÅŸey yapılamadı (ya da yapılmadı).

Trablusgarp’tan kovuldu

Yakup Cemil, Ä°talyanların iÅŸgal giriÅŸimleri üzerine gönüllü subay olarak Eylül 1911’de tekrar orduya katıldı ve Trablusgarp’a gitti. DüÅŸmana karşı gösterdiÄŸi cesaretle herkesi kendine hayran bıraktı. Ancak dengesiz davranışlarına burada bir tanesini daha ekleyerek siyahi bir Türk Subayını nöbetinde uyuduÄŸu bahanesiyle vurarak öldürdü (TeÄŸmen Åžükrü Efendi). Bu hadisenin gerçek sebebi hiç anlaşılamadı. Üstü kapatılan bu olaydan sonra Enver PaÅŸa tarafından Ä°stanbul’a yollanması Yakup Cemil ile PaÅŸanın arasının ilk kez açılmasına neden oldu.

23 Ocak 1913 yılında Ä°ttihatçılar bir baskınla hükümeti devirdiÄŸinde (Bab-ı Ali Baskını) Yakup Cemil bir kez daha baÅŸroldeydi. Enver PaÅŸanın onca vakadan sonra yanından hiç ayırmadığı bu fedainin baskın sırasında Harbiye Nazırı Nazım PaÅŸa’yı kimsenin beklemediÄŸi bir sırada ÅŸakağından vurması herkesi ÅŸaşırtmıştı. Enver PaÅŸa, Çerkez olan Nazım PaÅŸanın öldürülmesi karşısında baÅŸlarda biraz afallasa da tekrar toparlanmış ve Sadrazam Kamil PaÅŸa’ya silah zoruyla istifa mektubu yazdırmıştı. Yakup Cemil ise Bab-ı Ali Baskınından sonra daha etkin hale gelerek Ä°ttihat ve Terakki’nin silahÅŸörlüÄŸünü yapmaya devam etmiÅŸti. Öyle ki artık siyasete de karışır olmuÅŸ, hükümette kimlerin yer alması gerektiÄŸine dair kendince kararlar vermeye baÅŸlamıştı.

Kafkas cephesinde de rahat durmadı

Enver PaÅŸa, Yakup Cemil’den kurtulabilmenin yolunu I. Dünya Savaşı sırasında onu Kafkas Cephesine göndermekte buldu. Bunun üzerine Yakup Cemil, çoÄŸu tutuklulardan oluÅŸan iki bin kiÅŸilik bir kuvvetin başında Ä°stanbul’dan motive edilmiÅŸ bir ÅŸekilde yeni görev alanına doÄŸru yola çıktı. (Bu kuvvetler TeÅŸkilat-ı Mahsusa’nın nüvesini oluÅŸturmuÅŸtu) Ancak burada da rahat durmadı. BaÅŸarısız gördüÄŸü askerleri cephede kurÅŸuna diziyor, hal ve hareketleriyle zaten zor ÅŸartlarda savaÅŸan MehmetçiÄŸin moralini bozuyordu. Bu yüzden önce Bitlis’e daha sonra BaÄŸdat’a gönderilmesi uygun görüldü. BaÄŸdat’ta da başına buyruk bir ÅŸekilde hareket etmesine daha fazla tahammül edemeyen Halil PaÅŸa, bir yolunu bularak onu Ä°stanbul’a yollamayı baÅŸardı.

Ä°stanbul’a döndüÄŸünde Binbaşılığa terfi ettirilen Yakup Cemil, Enver PaÅŸa’dan eskiden olduÄŸu gibi bir yakınlık göremedi. Ä°ttihatçılardan Kara Kemal’e, her türlü kanunsuz eylemine raÄŸmen müsamahakâr davranılması karşısında Yakup Cemil daha da cesaretlenmiÅŸ, ordu kumandanlığı ve paÅŸalık isteyecek kadar dengesini kaybetmiÅŸti. Çünkü o, Enver PaÅŸanın dahi bu noktalara kendisi sayesinde geldiÄŸini düÅŸünüyordu.

Enver PaÅŸa’ya darbe giriÅŸim

1.Dünya Harbinin kötü gidiÅŸatından Ä°ttihatçı üst kademeyi sorumlu tutan Yakup Cemil, Enver PaÅŸa’ya karşı darbe yapmak, hükümeti devirip devleti savaÅŸtan kurtarmak için harekete geçmeye karar verdi. Bu fikrini Çanakkale SavaÅŸları devam ederken Enver PaÅŸa’nın eski yaveri Yenibahçeli Åžükrü Bey ile yeni yaveri Yüzbaşı Mümtaz ile paylaÅŸtı. Yakup Cemil bu isimlerle yaptığı görüÅŸmede savaşın daha da kötüye gideceÄŸini, bu durumu arkadaÅŸlarına bir türlü anlatamadığını, tek çare hükümeti devirmek olduÄŸunu açıkça ifade ederek kendisiyle birlikte hareket etmelerini istedi. Fakat Yüzbaşı Mümtaz böyle zor bir zamanda hükümetin yanında durmak vatani bir görevdir diyerek bu teklife ÅŸiddetle karşı çıktı ve görüÅŸmeyi sonlandırdı. YaÅŸanan bu durumdan Enver PaÅŸa’nın habersiz olması beklenemezdi (Dâhiliye Nazırı Talat PaÅŸa haberleri veriyordu). KuÅŸçubaşı EÅŸref’in kendisini izlemek üzere arkasına adam taktırdığının farkında olan Yakup Cemil buna raÄŸmen planı için ikna turlarından hiç vazgeçmedi. Bunun üzerine Enver PaÅŸa, Rumeli’de beraber mücadele ettikleri günlerin hatırına Yakup Cemil’i yanına çağırarak görüÅŸmek istedi. Enver PaÅŸanın yalısında gerçekleÅŸen görüÅŸmede PaÅŸa, Yakup Cemil’i övücü sözlerin ardından devletin kendisine ihtiyaç duyduÄŸunu, böyle iÅŸlere tenezzül etmemesi gerektiÄŸini, düÅŸmanın bir amacının da bizi birbirimize düÅŸürmek olduÄŸunu uzun uzun anlattı (Bu arada Enver PaÅŸa bu iÅŸin arka planında baÅŸka güçlerin olduÄŸunu düÅŸünecek ama bunu açıkça belli etmeyecekti). Yakup Cemil hiçbir ÅŸey söylemeden PaÅŸanın elini sıkarak yalıdan ayrılsa da geri adım atmadı.

Sonunda idam edildi

Dâhiliye Nazırı Talat PaÅŸa, Yakup Cemil’in kendilerine daha fazla bela olmaması için 13 Temmuz 1916 yılında darbeye teÅŸebbüs ve Enver PaÅŸa’ya suikast tertip etmek suçlarından tutuklanarak askeri mahkemeye sevk edilmesini saÄŸladı. BekiraÄŸa BölüÄŸü’nde tutuklu kaldığı sırada kendisini ziyaret eden Kara Kemal baÅŸta olmak üzere Ä°ttihatçıların tanınmış simaları Yakup Cemil’e, ifade verirken suikast düzenlemek ya da hükümete darbe yapmak gibi konulara hiç girmemesi yönünde nasihatler vermiÅŸ az bir ceza ile onu kurtarmaya çalışmışlardı. Ancak Talat PaÅŸa aynı fikirde deÄŸildi. Hâkim karşısında tüm tembihlere raÄŸmen planlarını itiraf etmekte bir sakınca görmeyen Yakup Cemil “Vatana Ä°hanet Kanunundan” idama mahkûm edildi. Enver PaÅŸanın Berlin’e gitmesini fırsat bilen Talat PaÅŸa vekâleten idam kararını hemen onayladı (Enver PaÅŸa her ÅŸeye raÄŸmen Yakup Cemil’e karşı farklı arkadaÅŸlık hisleri beslemekteydi).

11 Eylül 1916 günü Yakup Cemil, Kâğıthane Köprüsü yakınlarında kurÅŸuna dizilmek suretiyle idam edildi. Cenazesi ailesi tarafından alınmayınca sessiz sedasız Topkapı Mezarlığına defnedildi (Mezarı ÅŸu anda kayıp). Vatana ihanetten idam edilen Yakup Cemil’in geride kalan ailesine -Enver PaÅŸa’nın etkisiyle olacak- vatana hizmetten maaÅŸ baÄŸlandı.

Gerçek Hayat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.