Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti sürüyor.
TBMM, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin görüşmeleri için 2 Ocak'ta olağanüstü toplanacak.
Düşmanın diliyle konuşanların düşmanın mantığına teslim olması kaçınılmazdır. Nitekim bir sonraki aşamada ‘ılımlı-aşırı’ ayrımı türünden tasnifleme çabalarının da ayn
Bir Müslüman hemen her gününün muhasebesini yapar. Başını yastığa koyduğu zaman tövbe ve istiğfara yönelir. Bu bir iç hesaplaşmadır. Yastık ve uyku; unutma ya da boş verme yeri veya
Oryantalizm ve oksidentalizm sorunsalını Fuat Sezgin hoca bağlamında konuşmaya devam ediyoruz.
Fikrî ve edebî eserleri gözden geçirildiğinde Halide Edip’in, hayatının her döneminde belli temalar üzerinde yoğunlaştığı görülür: Doğu-Batı meselesi, eğitim ve kadın, kültür
Güney Afrika ülkesi Zimbabve'de nüfusun yarısından fazlasının açlıkla karşı karşıya olduğu bildirildi. Kırsal kesimde 5,5 milyon kişi gıda güvenliğine sahip değilken, şehirlerde 2
İnsanoğlunun kullandığı hemen hemen her nesne, örnek olarak bir araba, bir tarihî geçmişe sahiptir. Bir arabayı oluşturan tekerlek, cam ve diğer unsurlar hem maddî hem de kavramsal olarak
Rusya’da bazı önemli medya mecraları, Ermeniler tarafından yönetilmelerine bağlı olarak, bir tür Rusya merkezli Ermeni propaganda ağına dönüşmüş durumda.
İsraf, zulümdür. Zulüm insanın başkasının zararından nefsinin menfaat temin etmesidir. İsraf, hakk’a karşı duruş, nefsinden taraf olma halidir.
Yarın akşam, sadece hristiyan ve kapitalist dünya değil, dünyanın çok büyük bir kısmı da, Gregorian takviminin milâd’ı, yani Hz. Îsâ Mesih aleyhisselâm’ın doğumunu esas alan bir
2019 yılını Fuat Hoca’yı konuşmaya hasrettik ama yetmedi, böylece 2020 yılının ilk yazısını da bir fatiha olarak ona dair yazmamız mukadder görünüyor.
Cemil Meriç, yirminci yüzyılın yetiştirdiği eşine ender rastlanan mütefekkirlerden. ‘‘Okumak’’ denildiğindeyse benim aklıma ilk gelenlerden. Hayatının ileriki safhalarını sahip o
Kimsenin kimseye laf söyleyemediği, yanlışların hatırlatılmasının rahatlıkla kişisel saldırı olarak algılanabildiği bir ortamda emri bil maruf ve nehyi anil münker sorumluluğu hem ço
Sokullu Mehmed Paşa’nın gündeme getirdiği “çılgın kanal projeleri” hayata geçirilmemişti. Asıl sorulması gereken soru ise, bu projelerin tartışıldığı dönemde dünyanın büyük