Fuat Sezgin'in oryantalizme bakışının farkı-II
Follow @dusuncemektebi2
Oryantalizm ve oksidentalizm sorunsalını Fuat Sezgin hoca bağlamında konuşmaya devam ediyoruz.
Oryantalizm doÄŸuyla veya Ä°slam’la ilgilenen bir batılı bilim adamı, edebiyatçı, siyasetçi veya sıradan bir insanın istediÄŸi zaman parantez içine alabileceÄŸi bir ÅŸey midir? Dahası, Fuat Sezgin bile Ä°slam dünyasına Frankfurt’tan bakınca oryantalizm cenderesine yakalanabiliyorsa, bu cenderenin farklı bir mütalaayı hakkediyor olduÄŸunu düÅŸünmek gerekmez mi?
KuÅŸkusuz oryantalistlerin bir kültürel, dinsel ve tarihsel arka planları vardır. Elbette bu arka plana sahip insanların Ä°slam’ı veya DoÄŸuyu anlamaya çalışırken kendi kültürel kökenlerini tamamen terk etmelerini beklemek doÄŸru deÄŸildir, bu zaten hiçbir zaman hiç kimse için mümkün deÄŸildir.
Zaten anlamanın hermenötik ve ontolojik ilkesi, kendi anlam ufkumuzu terk etmemizi ÅŸart koÅŸmak yerine her birimizin sahip olduÄŸu, varoluÅŸsallığımıza yapışık, terk edemeyeceÄŸimiz ufuklarımız arasında bir kaynaÅŸmayı öngörür. Bu arada, birbirimizi anlamak için kendi anlam ufkumuzu terk ederek muhatabımızın veya anlamaya çalıştığımız kültürün anlam ufkunu benimsemeyi ÅŸart koÅŸtuÄŸumuzda hiç kimse için hiçbir baÅŸka kültür hakkında hiçbir ÅŸeyi merak etmemesini de ÅŸart koÅŸmamız gerekecektir, çünkü her türlü merak ve bilme isteÄŸi aynı zamanda bir iktidar kurma istenciyle ilgilidir diyerek daha baÅŸtan her türlü anlama ve bilme çabasını mahkum etmiÅŸ oluruz.
Fuat Sezgin’in çalışmaları da bu anlamda oryantalizmle baÅŸka Müslüman düÅŸünürlerinkinden çok farklı bir iliÅŸki kurmuÅŸ olmakla böylece dikkat çekmiÅŸ oluyor. Batı-merkezli dünya algısına alternatif ortaya koyarken bile çalışmalarına Alman enstitülerinin, bilim çevrelerinin destek vermiÅŸ olduÄŸunu unutmamak gerekiyor. Bu boyutuyla bir anlamda çalışmaları oryantalist kurumların hanesine kaydedilebilir. Ancak böyle görmek yerine onun tam da bu çalışmaları oryantalizmin kalbinde yapmak suretiyle kültürler arası diyaloÄŸun örnek ve çok etkili bir aktörü rolünü oynamış olduÄŸunu da söyleyebiliriz.
Dolayısıyla yaptığı iÅŸ bir yandan bir Batılı bilim ve araÅŸtırma kurumu içinden, yani batılı bir göze ait olarak, onun bilgi birikimine bir katkı saÄŸlamış olmak suretiyle oryantalizm hanesine yazılırken, bu ÅŸekilde oryantalizmi olumlu anlamda iyice geliÅŸtiriyor, ona derinlik ve olgunluk katıyor.
Yaptığı çalışmaların karşılaÅŸtırmalı bir boyutu olması dolayısıyla sadece Ä°slam bilim ve teknoloji tarihini ortaya koymuyor, farkı ortaya koyabilmek için onun Batıdaki tarihini de çok iyi besliyor. Böylece tersinden bir tür oksidentalizm için gerekli temel verileri de saÄŸlamış oluyor.
Bununla birlikte Fuat Sezgin’in bu katkısı tersinden kendini oryantalizmin karşısına konuÅŸlandırmış insanlarda da ayrı bir özgüven oluÅŸtururken, hatta kötü ihtimalle kendisi etnosentrizmi besleyen bir etki de yapabiliyor.
Oysa Fuat Sezgin’in bu özgün hayat hikayesi dolayısıyla onu münhasıran ne oryantalizme ne de oksidentalizme ait görmek mümkündür. O tam da iki dünyanın yeri geldiÄŸinde bütün kavgalarını bir kenara bırakarak derin bir sohbete baÅŸlamaları ve bu sohbette ortak geçmiÅŸlerini, birbirlerine iyiliklerini, katkılarını, borçluluklarını yad etme ihtiyacı hissettiklerinde dile gelenin adıdır.
O adeta iki denizin birleÅŸtiÄŸi yerde karşımıza çıkması beklenen bilgeliÄŸin bir temsilcisi gibidir.
Her biri Allah’ın denizi, ama farklı özellikleriyle, birbirine karışmayan, ama birbirini tanıdıkları yerde bambaÅŸka bir ufkun ortaya çıktığı yerde oluÅŸan bilgelik üzerine çok ÅŸey söylenebilir. Tıpkı bugün her iki denize yakın duran, her iki denizin birleÅŸtiÄŸi yerin ufkuna sahip Fuat Sezgin hocanın bize çok ÅŸey söyleyebileceÄŸi gibi. Kendi başına son derece anlamlı bir bütünlük oluÅŸturan ve baÅŸladığı yere dönerek tamamlanan hayat hikayesinin kendisinden sonraki anlama çabalarıyla da zenginleÅŸtirilmeye, geniÅŸletilmeye ve çoÄŸaltılmaya açık olduÄŸunu söylemek mümkün.
Bu hikayeden özellikle kültürel anlamaya dair etnosentrizmin tuzağına düÅŸmeden ilim Çin’de bile olsa gidip almaya dair nebevi misyonun mükemmel bir uygulamalı dersi-modelinin altını çizmeye çalıştık. Ama onun her türlü incelemede ilk vurgulanması gereken özelliÄŸini yine tekrarlayarak bitirelim: Bilim ve düÅŸünce çabalarını püriten bir ahlakla, ibadet yapar gibi bir huÅŸu ve ciddiyetle yapmak.
Buna motive eden ÅŸey ne ise o Fuat Sezgin hocanın ÅŸahsiyetinde, hayat hikayesinde fazlasıyla mevcut. Bu hayat hikayesini okuduÄŸunuzda, tam da bilim, düÅŸünce ve akademi dünyamızda neyin eksiÄŸini taşıdığımıza dair çarpıcı bir ders çıkarmamak mümkün deÄŸildir.
Åžunu söyleyerek bitirelim: Kimin hakkında konuÅŸursak konuÅŸalım, mükemmel bir kiÅŸilikten, bilimden veya düÅŸünceden bahsediyor olamayız. Elbette Fuat Sezgin’in de eleÅŸtirilecek fikirleri, duruÅŸları, eylemleri vardır. Ama onu bazı konuları konuÅŸmak için iyi bir vesile sayabiliyorsak bile bu, onun yeterince büyük bir deÄŸer olduÄŸunu gösteriyor.
Müellif: Yasin Aktay / YeniÅŸafak
(Yazının birinci bölümü: https://dusuncemektebi.com/d/190733/fuat-sezginin-oryantalizme-bakisinin-farki )
Henüz yorum yapılmamış.