Resulullah Efendimiz ramazan ayını bir nimet ve fırsat olarak bilir, gereğini eksiksiz yapar, içini doldururdu. Resulullah elinde ne varsa muhtaçlara dağıtırdı. Başkalarını kendine terci
Peygamber Efendimiz"in özelliklerini okurken, şu cümle dikkatimi çekmiş ve hemen altını çizmiştim: "Sıradan değildi, fakat sıradan insanlar gibi yaşardı." "Biz insanın dışına bakmay�
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz SAV Ramazan'ı nasıl geçirirdi? Nelere dikkat ederdi?
Unutmayalım ki Cenâb-ı Hak, merhamet edenlere merhamet eder. Hakîkî mânâda bir merhamet ise, Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi, yalnızca birbirimize olan merhamet değil, bilâkis büt�
İstanbul Valiliği, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında, toplu taşıma araçlarında sosyal mesafenin korunması amacıyla alınan yeni tedbirlerin 13 Nisan Pazartesi günü saat 05.00'ten i
1812’de İstanbul’da çıkan veba salgınında şehrin beşte biri ölmüş, durumu fırsat bilen kefen ve sabun satıcıları mallarını birkaç misli fiyata satarak mağdur halkı daha da mağd
Sancak’ta, halkı Müslüman ve Boşnak olan Tutin kasabasındaki bir camiden, içli bir ses yükseliyor. Ağır ağır okuyor öğlen namazını Müezzin Efendi... Allahu Ekber derken buğulanıyor
Amiş Efendi de, "Cenab-ı Hakk zatı gereği (bizatihi) en büyüktür. Başkasına nisbetle değil!" der. (Bu, şerhi uzun sürecek bir bahistir.) Kullarına gelince, insanoğlu bir damla sudan yara
Nureddin Yıldız Hocaefendi, Koronavirüs ve benzeri salgın hastalıklar karşısında Müslümanların göstermesi gereken tavrı yorumladı.
Lokantaların kapısında ilk duyulan sestir o. Tezgah arkasında bekleyen ustanın gözleriyle yakaladığı müşteriyi içeri çekmek için tebessümlü bir çehreyle yaptığı ilk hamle: Buyrun E
Türkiye’de hızlıca yaygınlaşan bir fenomen mevcut: Batı ülkelerinde yetişen âlim/vaizler, özellikle lise-üniversite çağındaki Müslümanlar tarafından büyük bir dikkatle izlenip tak
Osmanlı döneminde, rivayete göre II. Mahmut zamanında münasebetsizliği ile maruf Münasebetsiz Mehmet Efendi namında biri varmış.
91 yıl önce bugün Türkiye’ye iltica eden Lev Troçki, Atatürk’e telgrafında şöyle diyordu: sınırı zora boyun eğmek durumunda olduğum için geçiyorum. Lütfen, Bay Başkan uygun duygu
Buldozeri annemin ve babamın üzerine doğru sürdüler. Annem ve babam, efendimiz Hasan gibi, annemiz Aişe gibi cesurdu, geri adım atmadılar. İsrail buldozeri, şeref ve onurlarından bas
Ya tahammül ya sefer diyerek, yazdıkları ile hakikate, aşka, inanca, iyiliğe, hayra, yaratılmış tüm güzelliklere davet eden Usta’nın ömrüne bereket, gönlüne bereket diyorum. Ve okurla