Özel / Analiz Haber
Abdulaziz Tantik: Suriye’de Rejim Muhalifleri Ayağa Kalktı
Ä°ran, ciddi bir baskı altına alınmış, Lübnan’da Hizbullah büyük bir çatışmanın içinde kalmış, Rusya Ukrayna ile meÅŸgul edilmiÅŸ iken, bir akıl devreye girerek Suriye’de bir hareket baÅŸlattı. Zamanlama olaÄŸanüstü doÄŸru seçilmiÅŸ ve baÅŸlattığı hareket kısa bir sürede Halep gibi önemli bir kenti geri aldırttı. Ä°dlib tamamen temizlendi. Muhalefet Hama ve Humus’a doÄŸru yürümektedir.
Ä°ÅŸin içinde çok ciddi bir stratejik akıl olduÄŸu gün gibi aÅŸikâr! Zamanlama ve hareket kabiliyeti, Esat güçlerinin geri püskürtülmesi, teknik silahların kullanılması vesaire ile birlikte iyi hazırlanmış bir strateji ve taktiÄŸin varlığı kendisini gösteriyor. HTÅž adı öne çıkmakla birlikte birden fazla grubun ve hatta AÅŸiretlerinde iÅŸin içinde olduÄŸu gerçeÄŸi unutulmamalıdır. Türkiye ve Suriye Milli Ordusunun YPG güçlerine karşı harekete geçmesi, YPG’ ye Esat güçleri geri çekilirken orayı YPG’ ye bırakması da olayı daha karmaşık kılmaktadır.
Ä°srail BaÅŸbakanı Netanyahu’nun Harekattan önce Esat ve Suriye rejimine tehdit savurması, muhalif güçlerin harekata baÅŸlaması ile birlikte bu sefer Ä°srail Medyasında Esat bizim için daha iyi olur mesajları da eklenince meselenin ne kadar çetrefilli hale getirildiÄŸi görülmektedir. Muhalif güçlerin sosyal medya üzerinden propaganda dilini iyi kullandığını da düÅŸünürsek mesele iyice karmaşık hale geliyor.
Suriye Muhalif Güçlerinin arkasında kim var? Bu soru etrafında farklı cevaplar bulunmaktadır. Stratejinin neredeyse kusursuz boyutu dikkate alındığı zaman hemen akla gelen ve birçok strateji yazarı ABD ve Ä°srail koalisyonunun bu harekâtın arkasında olduÄŸunu ima eden yaklaşımlar öne çıkmaktadır. Rusya ve Ä°ran güçlerinin Suriye topraklarından çıkarılmasını saÄŸlayacak bir hamle olarak öne çıkması ve HTÅž ile PKK/YPG unsurlarının birlikte hareket ederek, Ä°srail’in elini güçlendireceÄŸini ve ileride Suriye üzerine tam bir hükümranlık kuracağına dair yaklaşımlar okuyabiliyoruz. Tv tartışmalarında da bunu gözlemleyebiliyoruz.
Aksa Tufanı baÅŸlatıldığında benzer yorumlar duymuÅŸtuk, hiç kimse Aksa tugaylarının kendilerinin bu stratejik hamleyi yapabileceÄŸini dikkate almamıştı. Ama durum tam olarak Gazze halkının kendi direniÅŸinin bizatihi kendisinin yaptığı bir strateji planlaması olduÄŸunu ve bir yılı geçkin olmasına raÄŸmen, bütün soykırım ve yıkımlara raÄŸmen ayakta kaldığını hala Ä°srail güçlerinin karada baÅŸarılı olamadığını bize gösterdi. Bölgesel güçlerin bir ÅŸekilde iÅŸin içinde olması, ya da küresel güçlerin bir ÅŸekilde iÅŸin içinde olması demek, tamamen onların denetiminde ve her istediklerinin yapılacağı anlamını taşımıyor. Bu deÄŸiÅŸen dünya sisteminin tek kutuplu veya çift kutuplu dünyasının yapı bozumuna uÄŸradığı gerçeÄŸini dikkate almamak demektir. Hâlbuki ister Gazze katliamı ve mücadelesi ister Ukrayna ve Rusya savaşı, ister bu yeni Suriye muhalif hareketinin baÅŸlattığı yeni hamle ve hareket yeni bir dünyanın varlığını açıkça ilan etmektedir.
Ä°ÅŸte bu noktada her hareketin, teknik olgulara, bilgilere ulaÅŸması bir tık ötede kalmaktadır. Yapay zekâ, bilgisayar ve kodlama yeteneÄŸi olan birkaç genç birçok olaÄŸanüstü hareketi kurmay akıl gibi hazırlayabilir. Bunlar o kadar uzak ihtimaller deÄŸiller. OrtadoÄŸu üzerinde uluslararası güçlerin isteÄŸi kadar bölgesel güçlerin de isteÄŸi olacaktır. Ama OrtadoÄŸu halkları artık kendi üstlerinde bir yabancı el hegemonyası istememektedirler. Ve birlikte yürümeye çalışıyorlar, buna alışmaya gayret ediyorlar. Gazze direniÅŸi de tek başına Hamas ile açıklanmamaktadır. Birden fazla gücün ortak harekât planlaması ve birlikte mücadele etmesi ile baÅŸlatılmıştır. Suriye muhalif güçleri de tek başına hareket etmemektedir. Birlikte ve aÅŸiretleri de içine alan geniÅŸ koalisyonları içeren hareketler olarak öne çıkmaktadır. Bu da halkın kendi kaderini kendisinin belirleme isteÄŸinin dışa vurumu olarak görülmesini saÄŸlar. Yapılacak yorumların gerçek yerine oturması için ise bu kaçınılmaz olmalıdır.
Suriye muhalefetinin doÄŸru bir zamanlama, doÄŸru bir strateji ve doÄŸru bir birlik üzerinden hareket ederek baÅŸlaması kadar, kiminle ne kadar iliÅŸki içinde olması gerektiÄŸi konusunda da kendi iradesine yaslanması bir o kadar elzem ve önemlidir. Yapılan açıklamalara dikkat kesildiÄŸinde ABD ve Rusya’ya karşı olunmadığı bakışı öne çıkarılmaktadır. ABD açıklamaları ise meseleye tam hâkim olmadıklarını ayan beyan açığa çıkarmaktadır. Ä°srail ise her zaman olduÄŸu ortalığı karıştırmaya yönelik stratejik açıklamalar yaparak iÅŸi kendi lehine çevirmeye çalıştığı görülmektedir.
Türkiye’nin açıklamaları ise çok temkinli ve çok dikkatli bir dil üzerinden inÅŸa edilmektedir. Suriye Milli Güçlerinin en az üç tanesinin bu harekâtın içinde yer alması dikkate ÅŸayandır. Aynı Suriye Milli Güçlerinin YPG/PKK güçlerine karşı baÅŸlatılan harekâtta yer alması ve oraları temizleme isteÄŸi Türkiye’nin nerede durduÄŸunu göstermesi açısından önemlidir.
Türkiye her kes ile görüÅŸerek meseleyi tam sahiplenmektedir. Oradaki halkın yeniden göç ve katliama maruz kalmasını istememektedir. Bunu açık bir dille söylemektedir. Bu da bize harekâtın bizatihi oranın rejim muhalifi güçlerinin yaptığını bize göstermektedir. Kendilerine yönelik son iki aydır Ä°dlib’te yapılan saldırılara karşılık verme arayışının saÄŸladığı iradeye dayandığı açıktır. Bu hiçbir güç ile perde gerisinde görüÅŸmediÄŸi anlamını taşımaz! Ama görüÅŸtüÄŸü perde arkası güçlere tam olarak yaslanmayacağını gösterir. Bu da yeni dönemin politik ve stratejik durumunu açıkça gösteren bir göstergedir.
O yüzden meydana gelen olaylara, özellikle de OrtadoÄŸu denkleminde geliÅŸecek olaylara, artık yeni dönem konsepti içinde ve çok parçalı güç mantığı içinde deÄŸerlendirmelere yönelmek bizi doÄŸruya taşır. Türkiye özelinde Suriye’de meydana gelen rejim muhalifi harekât için hemen ABD Ä°srail yaftası vurmak bir müslüman açısından zanna dayalı bir iftiraya neden olabilir. Elimizde soÄŸuk savaÅŸ dönemi argümanları içinde veya Ä°ran jeopolitiÄŸine destek mahiyetinde bu propagandalara katılmak büyük vebaldir. Meseleyi suhuletle ve sükûnetle düÅŸünebilmeyi ve tartışabilmeyi baÅŸarmalıyız ki üzerimize oynanacak oyunları deÅŸifre ederek onlardan kurtulmayı baÅŸarabilelim…
Müslüman Âlim, entelektüel ve aydınlara düÅŸen ÅŸey; Müslümanların karşı karşıya kaldığı veya kalacağı tehditleri sadece Müslümanların lehine olacak ÅŸekilde düÅŸünmeleri, doÄŸru tanımlamaları, doÄŸru bir tasvire yönelmeleri ve doÄŸru bir strateji üzerinden ortadan kaldırmaya yönelik düÅŸünceler geliÅŸtirmeye çalışmalarıdır. Halkı bir noktaya yönelik taşımaya yardımcı olmak yerine ümmetin birliÄŸini yeniden düÅŸünmek, bütün mezhep ve meÅŸrepleri bir tarafa bırakarak müslüman olma paydası altında yeni bir bütünlüÄŸü inÅŸa edecek bir düÅŸünce zeminini kurmaları elzemdir. Tek başına bir ulus devletin ayakta kalması giderek zorlaÅŸacaktır. Bu yüzden ulus devlet yerine ümmetin ayaÄŸa kaldırılması, ulus devletlerin ise ümmetin birliÄŸinin kendi güvenliklerinin teminatı olduÄŸu gerçeÄŸini kavramalarını saÄŸlamak kıymete haizdir. Uluslararası güçlerin, iki yüzyıldır bu toprakların yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürdüklerini unutmadan buna izin verilmemesi gerektiÄŸinin iradesini de beyan etmeyi bir sorumluluk olarak üstlenecek bir entelektüel havzaya ihtiyaç vardır.
Henüz yorum yapılmamış.