Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Çağımızın Münasebetsiz Mehmet Efendisi

Osmanlı döneminde, rivayete göre II. Mahmut zamanında münasebetsizliği ile maruf Münasebetsiz Mehmet Efendi namında biri varmış.



Münasebetsizlik malum, yakışıksız iÅŸ gören, sıra saygı gözetmeden yerli yersiz konuÅŸan kimseye deniyor. PadiÅŸah merak edip Münasebetsiz Mehmet Efendi’yi huzuruna çağırtmış… Bakalım ne gibi münasebetsizlikler yapıyor diye öÄŸrenmek istemiÅŸ. Münasebetsiz Mehmet Efendi üç beÅŸ gün boynu bükük, bir köÅŸede oturup durmuÅŸ. PadiÅŸah da ondan beklenen münasebetsizliÄŸi görmeyince, ilgilileri çağırtıp: “Adamcağızın hiçbir münasebetsizliÄŸi yok, biraz harçlık verip gönderin onu” deyince, etraftakiler: “PadiÅŸahım sabırsızlık buyurmayınız, onun nerede ne zaman ne yapacağını, ne söyleyeceÄŸini kimse kestiremez” demiÅŸler. Çok geçmeden, Münasebetsiz Mehmet Efendi durduk yere padiÅŸaha bir sual yöneltmiÅŸ:
 
- Affedersiniz sultanım, zatı âlileri zurna çalmasını bilirler mi? DemiÅŸ. PadiÅŸah gülümsemiÅŸ:
 
- Hayır, bilmem, demiş.
 
- Bendeniz de bilmem efendim…
 
- Peder-i âlileri zurna çalar mıydı?
 
- Hayır, pederim de zurna çalmasını bilmezdi…
 
- Bendenizin pederi de çalamazdı efendim.
 
- Eee?
 
- Sultanım, belki onun peder-i muhteremeleri zurna çalardı, diye lafı uzatınca, padiÅŸah dayanamamış:
 
- Kaldırın ÅŸu münasebetsizi karşımdan, diye çıkışmış.
 
KonuÅŸma da böylece bitmiÅŸ…
 
*
 
Ortalıkta koronavirüsten deprem felaketine, oradan Ä°dlib olaylarına kadar kafaları meÅŸgul eden bunca hengâme yaÅŸanırken Münasebetsiz Mehmet Efendi de nereden çıktı diyenler olabilir.
 
GeçtiÄŸimiz günlerde KKTC CumhurbaÅŸkanı Mustafa Akıncı’nın bir Ä°ngiliz gazetesine verdiÄŸi mülakat medyaya yansıyınca onun beyanları bana Münasebetsiz Mehmet Efendi’yi çaÄŸrıştırdı.
 
Ne demiÅŸ muhterem:
 
“Esas olan KKTC’nin iki eÅŸit kurucu devletten birine dönüÅŸerek federal çatı altında ve uluslararası hukuk içinde hak ettiÄŸi saygın yeri almasıdır.”
 
Türkiye’nin 70 yıldır hassasiyetle üzerinde durduÄŸu tezi bir cümleyle berhava ediyor.
 
Ä°leri sürdüÄŸü tezle KKTC’nin varlığının ortadan kalkacağını hesaplayamıyor.
 
Bununla kalmıyor, tezini pekiÅŸtirmek isterken gaf üstüne gaf yapıyor: “‘Kıbrıs Türk’tür Türk kalacaktır’ siyaseti 1950’lerin sloganıdır.” Diyebiliyor.
 
Akıncı, bir yandan “Kendi kendini yöneten, kendi kendine yeten, kendi kurumlarında gerçek manada söz sahibi olan bir yapıya” duyduÄŸu özlemini belirtirken, sarf ettiÄŸi cümlelerin KKTC’nin varlığını ortadan kaldıracak bir politik gaflet olduÄŸunu fark edemiyor.
 
KKTC keÅŸke onun özlediÄŸi gibi kendi kendine yeten bir devlet olaydı! Türkiye’nin katkısı olmasa orada bu isimde bir devlet bulunur muydu ve Sayın Akıncı o koltukta oturabilir miydi?
 
Bu soru aklının ucundan bile geçmiyor safderun CumhurbaÅŸkanı’nın…
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.