Koronayı tartışırken bir anda “Sokağa çıkma yasağı” gündem oldu ve ardından Soylu’nun istifası. Bugün, düne göre daha kırılgan bir Türkiye var. Görünen o ki, hiçbir şey es
Koronavirüs salgını insanoğluna tek seçenek sunuyor; Benimle tek başına mücadele edemezsin, birleşmek zorundasın. Dayanışma ve birlikte yaşama zorunlu artık. İnsani özelliklere göre y
Bir ay öncesine kadar. Ömür törpüleyici tonda bir yeknesaklık içinde, yılları tükettiğimiz bir fasit daireyi andıran, birçokları için tünelin ucundaki ışık olarak emekliliğin gör�
Salgınla mücadele bağlamında gündeme gelen sürü bağışıklığı tezini gelip geçici bir liberalizm olarak görmemek gerekir. Güçlü olanın ayakta kalması gerektiğine yönelik “bilims
Kapitalizm; adı üzerinde: Paracılık, paranın egemen olduğu düzen demektir. Ortaya koyduğu toplumlar da meydanda. Hasta ve eşitsiz toplumlar üretiyor. Mutsuzluğu aşmak için mutluluk haplar
İlk yazımızda dünyayı sürüklemek istedikleri yeri belirtmiştik, Tanrılığa soyunan ve dünyayı bir yapay zeka sistemle kontrol etmek isteyen küresel çok uluslu şirketokrasi aklı bu yold
Bu söz hadis olarak nakledilir ama böyle bir hadis yoktur. Ancak şu sorulabilir: İnsanın bir ömür boyu sırf dünyada rahat etmek için çalışması makul ya da meşru mudur?
Dedelerimiz birbirlerine sıhhat ve âfiyet dilerdi. Sıhhat unutuldu, “sağlıklı olma, hastalıklardan uzak kalma esenlik” demek olan âfiyet yeme içme ile sınırlı bir kelime hâline geldi.
Biz ne zaman sebepler ve sebeplerin sebebini masamıza yatıracağız acaba? Eğer insanoğlu sebeplere kafa yormazsa, felaketin geliş noktasını tahmin edemez. Bu durum, sonuca götüren gidişatı
Bilim var ya bilim, acayip bir şeydir” demek manasına gelen “bilimcilik”, atom bombasının icadıyla değil de Hiroşima’ya atılan atom bombasıyla “ölür.”Fakat bir bakıma “din te
Türkiye’de vatandaşlar, dünyayı kasıp kavuran koronavirüsün etkisini azaltmak için örnek bir dayanışma gösteriyor. Kiracısından kira almayan ev sahipleri, hastaneye gidemeyen hastalar�
Kazanç, hayatın sıklet merkezi olunca, ilk bakışta, iktisadiyatla uzaktan yakından ilgisi, ilişiği yokmuş gibi gözüken nice âmil ile unsur, o yöne koşulmağa başlanmıştır. Hayat, bü
Bizim için cami bir “sosyalleşme alanı” değil çünkü. Oysa yaşlılarımız için camii, arkadaşlarını gördüğü, vakit geçirdiği, yarenlik ettiği bir yerdi. Parklar hakeza. Çay bah
Ezana beş dakika var. Cami yakın yetişirim. Misafirler yabancı değil, müsaade almaya gerek yok. Hem sonra buna alışıklar, ilk defa şahit olmuyorlarki. Namaza gidiyorum demesem kimse 'Nereye
Bir okuyucu, dünkü yazım üzerine, ‘Müslümanlar da yanlış yapabilir, elbette ama, nice Müslümanlara da ‘gâvur’ demiş olmuyor musun?’ demez mi! Bazıları sizi sırf terslemek için