Selahattin Çakırgil: Başka değer dünyasına ait olanın kınamasından korkma
Follow @dusuncemektebi2
Bir okuyucu, dünkü yazım üzerine, ‘Müslümanlar da yanlış yapabilir, elbette ama, nice Müslümanlara da ‘gâvur’ demiş olmuyor musun?’ demez mi! Bazıları sizi sırf terslemek için kaleme sarıldıysa, susmak da bir cevap şeklidir.
Halbuki, o yazıda geçen ‘gâvur ve gâvurluk’la hedefin, hiçbir inanç topluluÄŸunun olmadığı etraflıca anlatılmaya çalışılmış, bir çok örnekler verilmiÅŸ ve sonra da, ‘gâvurluk’ olarak eleÅŸtirilen davranış ÅŸekli sadece ‘gayrimuslim’ olanlara mahsus deÄŸil.. Bugünlerde karşılaşılan bazı alçaklıklara karşı hemen her kesimde tepkiler dile getirilirken, ‘gâvurluk ancak bu kadar olur!’ denildiÄŸini iÅŸitiyoruz.’denilmiÅŸti.
Geçelim..
***
Ama, emperial güç odaklarının etki alanında olan dünyada olup biten ‘gâvurluk’lardan da söz edilecek olunursa.. Onların da, kendilerini çok ‘akıllı ve kurnaz’, âlemi ise sersem zanneden bir noktada olduklarına dair yığınla örnekler zikredilebilir. Biz ‘gâvurluk’ derken, elbette o emperial- ÅŸeytanî dünya düzenini, çaÄŸdaÅŸ fir’avun sistemlerini de kasdediyoruz. Ki, MusevîliÄŸin de, Ä°sevîliÄŸin de özünde o güç odaklarıyla bir uzlaÅŸma yoktur.
***
O ÅŸeytanî güçler evvelki gün esaslı bir algı operasyonu daha çektiler bütün kamuoyuna..
‘Coronavirus’ tehdidi karşısında Amerikan BaÅŸkanı Trump’ın, Avrupa ülkeleriyle Amerika arasında iki taraflı seyahat sınırlaması getiren kararının duyurulması esnâsında, Amerika’dan Rusya’ya ve Avrupa’ya kadar hemen her yerde, sanki o hastalığın kaynağı, Müslüman mâbedleriimiÅŸ gibi, Ä°stanbul’un büyük câmilerinden birinde yapılmakta olan bir dezenfektasyon çalışmasını dünyaya yaydılar ve hemen bütün etkin medya organlarında bu fotoÄŸraf gösterildi. Kaldı ki, Türkiye o seyahat sınırlamasının dışında tutulmuÅŸtu.
Toplumların zihin ve idrakiyle oynama operasyonu iÅŸte böyle.. Asıl düÅŸmanın her vesileyle iÅŸaretlenmek istenmesiçabası...
‘Coronavirus’un engellenmesi için yapılan çalışmaları anlatmak için meselâ, New York’taki meÅŸhur ‘Hürriyet Heykeli’nin ya da Roma’da, ünlü Sainte Paul Katedrali’nin temizlenmesine dair bir fotoÄŸraf dünyanın bütün medya organlarında yayınlansaydı, bunun mantığı ve mesajı ne olurdu?
***
Dünya zıd deÄŸerlerin çatışma alanıdır
‘Mükevvenât, bir âlem-i ezdâddır, zıdlar âlemidir ve her ÅŸey, kendi zıddıyla kaimdir ve bir mânâya kavuÅŸur’denilmiÅŸtir. Yaratan’ın yaratıştaki ezelî ve ebedî sırrı ve kanunu buradadır. Dünya da bu muazzam mükevvenât’ın birfküçük parçasıdır. HerÅŸey burada da, Rahmanî Güçlerle Åžeytanî Güçler arasındaki mücadeleden ibarettir.
Allah’u Teâlâ’nın bu ezelî kanununda Hakk ve Rahmanî Güçler safında yer alanlar için, karşı taraf elbette Åžeytanî Güçler kutbudur. Her kiÅŸi ve toplum da kendi aslî dünya görüÅŸünün, kendi deÄŸerler sisteminin gereÄŸince hareket eder. Çünkü, biz ve onlar, ortak bakış açısına ve deÄŸerler sistemine sahib deÄŸiliz.
Fransızların 500 yıl öncelerde yaÅŸamış olan ünlü tefekkür adamlarından Montaigne’in ‘Denemeler’ adı altında türkçeyede çevrilen eserinde ilginç ve düÅŸündürücü bir örnek vardır..(Özetleyerek aktaralım), der ki :
‘Eski Yunan’da bir taife varmış, ölülerini yerlermiÅŸ..
Ne korkunç..
Ama, onlar da ölülerini gömen bizleri görselerdi; sevdiklerini yiyip onları kendi damarlarındaki kanda yaÅŸatmak varken, onları karanlık bir çukura gömüp terketmenin ne kadar korkunç olduÄŸunu söylemezler miydi?’
***
O halde, dünyaya bakış açısında sahib olunan aslî hayat deÄŸerleri farklı olanların birbirine nefret ederek, ürkerek- korkarak bakmalarından daha tabiî ne olabilir?
Ama, ‘Ä°nsanlık geçmiÅŸ asırlarda olduÄŸu gibi deÄŸil artık, özellikle, insan hak ve hürriyetleri konusunda bir takım ortak noktalarda birleÅŸtiler, dünya halkları.. Meselâ, Ä°kinci Dünya Savaşı sonun da ilân olunan ‘BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°nsan Hakkları Beyannâmesi..’ denilebilir.
Evet, bu iddiaya inanırsak, öyle..
Ancak, insanlığın dörtte birini oluÅŸturan Müslümanların, o‘Ä°nsan Hakları CihanÅŸumûl/ Evrensel/ UniversalBeyannâmesi’nin hazırlanmasında hiç bir etki ve katkıları olmamıştır. O yaldızlı kavramların ölçeÄŸini baÅŸka dünyaların, baÅŸka deÄŸerler sisteminin temsilcileri yazmışlar ve bu ölçüleri kabullenmeyenleri de ‘medenî insan toplumları’ arasına almayacaklarını ifade etmiÅŸlerdir. Nitekim, birkaç yıl önce Avrupalı etkin bir lider, ‘Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi(AÄ°HM)’nin kararlarının tartışılmasına karşı, kendi mantığına göre gaayet doÄŸru bir ÅŸekilde, ‘Bu mahkemenin kararlarını, baÅŸka dünyaların deÄŸerleri açısından tutarsız bulanların unuttuÄŸu bir nokta var, bu mahkeme, Avrupa kültür ve medeniyetinden imbiklenmiÅŸ bir hukuk anlayışına sahiptir; baÅŸka dünyaların ölçülerine göre deÄŸil.. Adından da belli, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi.. Ve biz bu hukuk sisteminin de bu kültür ve medeniyetin de en üstün deÄŸerleri ürettiÄŸine inanırız.’ demiÅŸti.
Kendi aslî deÄŸerlerinizden vazgeçer veya onların etkisizliÄŸini kabul ederseniz; böyle..
***
Sözgelimi; Filistin coÄŸrafyasında üstelik devletsiz, ordusuz, ama asırlardır o toprakların sahibi olan mazlum bir Müslüman halka kartşı, sionist Ä°srail rejiminin 70 küsur yıldır yaptığı her türlü zulüm karşısında, emperial ve ÅŸeytanî güç odaklarının basmakalıp kararlar ilân edip, ‘gerilimin tırmandırılmaması için’ tavsiyelerde bulunmaktan öteye uyguladığı bir yaptırım var mı?
Ä°kinci Dünya Savaşı’nın galipleri sayılan B. Amerika, Rusya, Ä°ngiltere, Fransa ve Çin devletlerinden hattâ birinin vetoetmesiyle bile, BirleÅŸmiÅŸ Milletler TeÅŸkilatı’nın nasıl âtılvaziyete düÅŸtüÄŸü ortada.. Ve hemen bütün müslümancoÄŸrafyaları da Filistin’le aynı kaderi paylaşıyor ve paylaÅŸmaya namzeddir. Siz hâlâ, Ä°nsan Hak ve Hürriyetleri gibi sözleri tekrar edebilirseniz, sizin nasibiniz ancak, emperial-ÅŸeytanî ve gücetapar uluslararası zorbaların çizmeleri altında ezilmek deÄŸil midir?
O halde çaresiz miyiz?
Hayır!. Ama, Ä°slâm Milleti’nin ve hakları gasbedildiÄŸi için zayıf düÅŸmüÅŸ /bütün mustaz’af toplumların dünya çapında uyanmasını gerekir.
25 yıl öncelerde, 3 gün süren bir ‘Ä°slâm Ä°nsan Hak ve Hürriyetleri’ konulu bir ‘müslüman uluslararası konferans’ınson konuÅŸması için kürsüye gelen HâÅŸimî Refsencanî, ‘KardeÅŸler; eÄŸer emperyalist güçler gelip ‘Bizim buralarda hayatî menfaatlerimiz var!’ diye, Müslüman coÄŸrafyalarını iÅŸgal ediyorlar ve siz de, o zaman mukabil askerî güçlerinizle onların coÄŸrafyalarında, aynı güçlerle karşılarına dikilip, ‘Bizim de burada hayatî menfaatlerimiz var.. Geliniz, savaÅŸmaksızın uzlaÅŸma yollarını arayalım ve sizin ve bizim insanlarımız ölmesin, insan emeÄŸiyle meydana gelmiÅŸ olan zenginlikler tahribe uÄŸramasın, ülkelerimiz viraneye dönüÅŸmesin..’ diyemezseniz; ‘Ä°nsan Hak ve Hürriyetleri’ bir masaldan ibaret kalır!’ demiÅŸti.
Bu görüÅŸe itirazı olanımız var mı?
Bütün mes’ele, kendi zaaflarımızı göremeyiÅŸ ve kendi birliÄŸimizi yeniden kuramayışımızda düÄŸümlenmekte..
Henüz yorum yapılmamış.