Beş kardeşler. En büyüklerinin adı Siyami. Diğerlerinin isimleri sırasıyla Fatma, Yaman, Nudiye ve Maide… Beş yetim, beş öksüz… Vakit eski vakit… Bir cihan harbi, bir de kurtuluş sa
Bugün başta Türklere olmak üzere, Batı dünyasının İslam medeniyetine karşı takındığı tavırları, geliştirdiği davranış biçimlerini, bir türlü saklayamadığı kin ve nefret duyg
"Hiçbir şeyin önünde eğilmeyen insan kendi yükünü taşıyamaz" der Dostoyevski. Kibir ve tekebbür, başa belâdır. Büyüklenir küçükler. Büyük olmak için değil, bilâkis olmak, varol
Şehrin kuzeyinde Efrâsiyâb tepesi diye bilinen yükseltinin güney yamaçları mahallî çevrede kutsal bir mevki olarak kabul edilmiş, bu alanın önemi bölgede İslâmiyet’in yayıldığı ta
Gerçek dünya, nefsin arzularını karşılayamadığı korkutucu bir boşluktur artık.
‘Tüm yaşamımızı şekillendirenin bu bellek olduğunu fark edebilmemiz için, çok az da olsa belleğimizi yitirmeye başlamamız gerekir’ diye yazar Luis Bunuel, ‘Kendini ortaya koyamayan b
Osmanlı’yı, Rumeli ve Anadolu üzerinde iki ayağı üstünde duran bir insana benzetirsek, 1913’te Rumeli anavatanının kaybıyla devlet daha fazla yaşayamamış ve 1922’de yıkılmıştı.
Şark kültüründe birey, tek başına bir hiçtir. Tek başına hak arayamaz. Kendi aklı ve fikri doğrultusunda söz söyleyip görüş beyan edemez. Daima bir gruba, cemaate, tarikata, şeyhe itt
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin güvenliğinin ve geleceğinin kendi sınırlarımızda değil, çok daha ötesinde başladığı gerçeğini anlayamayan kifayetsiz muhterislere en güzel cevab�
Yakın tarihe bakışımız salt duygusal! “Duygusal” olanın “bilimsel”, “tarihsel”, “mantıksal” olmak gibi bir zorunluluğu zaten yoktur: Yakın tarihe ilişkin “derin analiz”le
Kendini dünyada bir yere koyamayıp bir yere ait hissedememiş bu önemli yazarın en büyüleyici kitaplarından biridir; "Kırmızı ve Siyah". Stendhal hâlet-i ruhiyesini ve gözlem yeteneğini b
Birileri kurtarsın diye feryat etmekle, oraya buraya bakmakla, yardım aramakla vakit geçirme… Ne yapılabilirse sana, onu, sen yapabilirsin ancak! Neyse sende o kayanın altına sıkışıp kalan
Şuur, belirlilik; sihrin, belirsizliğin çelişiğidir. Sihirde alicengiztuğrulvari el çabukluğu, göz boyama tarz iken, şuurda yön-demli olma, "-den, -a'ya" gitme esastır; kısaca yöntem.
İbn-i Hâldun'a göre, "Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz." Arının en nadide çiçekleri araması gibi, yaseminin en serin yamaçları seçmesi gibi, serçelerin en dallı budak
Sosyal medyanın algı operasyonlarıyla nasıl canavara dönüştüğünü görüyoruz. Aileyi koruyamazsak insan türünün yok olmasına engel olamayız. O yüzden İstanbul Sözleşmesi’nden der