Herkes yeniden sosyolojiyi keşfediyor. Gazeteciler, tıpçılar, tarihçiler, siyasetçiler “sosyolojik açıdan” diye söze giriyorlar . Çok doğal bir şey bu. Çünkü büyük bir gerçeklik
Özel bir durumun içindeyiz. Bilmediğimiz ve görmediğimiz bir musibetle sınanıyoruz. İnsanlıktarihinde örnekleri çok olan, maalesef bizim de hayatımıza denk gelen bir salgın felaketi yaş
Yumuşak güç tahakküm ve istismar amaçlı bir siyasettir ve Türkiye’nin takip ettiği siyaset ile ilişkilendirilemez. Dayanışma kavramı ile tanımlayabileceğimiz bir süreç yaşıyoruz. �
Olaya bireysel açıdan bakıldığında bu ülkede de faşizan zihniyetin bazı kafalarda capcanlı yaşamakta olduğunu görmek insanı üzüntüye gark ediyor. Bireysel ilişkilerde kendine muhalif
Müslüman göçmenler, Yunanistan kapılarında rezilliği bütün dehşetiyle yaşıyorlar. Kurşun yiyorlar, gaz yutuyorlar, tarım ilaçlarında nefessiz kalıyorlar. Afganistan’dan, Pakistan’
Modernite ile beraber anne yeni bir tarihte yaşıyor artık. Anne, salt işçidir. Anne, bütün gün evlatlarından ve ocağından ayrı düşmüştür. Başka insanların işlerinde, başka insanla
Küresel işbölümündeki eşitsizlikler üzerinden dünya yeni bir “Kavimler göçü”nü yaşıyor. Pandora’nın kutusu açıldı. AB’nin sınırlarının başladığı yerde Türkiye baraj�
Suriye’de on yıla yaklaşan iç savaşın Türkiye açısından en kritik dönemini yaşıyoruz. Suriye’de daima PKK uzantısı teröristlerle ve IŞİD’le savaşmış olan Türkiye, şimdi İd
İran belki de tarihinin en çalkantılı dönemini yaşıyor. Son birkaç ayda ülkede baş gösteren olayların listesini tutmak bile artık zor. Bununla birlikte, hepsinin ortak bir özelliği var:
Bir Regaip gecesinin başlangıç noktasında, bir ikindi vakti, Allah’ın ayetlerini dinleyerek ve muhabbetli dualar ederek sırladık kabrine dünyadaki vadesi dolan Ragıp ağabeyi. Takdir-i ilâ
Merhametimiz ve duyarlılığımız yine de büyük oranda yaşıyor Allaha şükür ve toplumun yozlaşmasına mani oluyor. Ancak akıl ve mantık yerine temelsiz bir duygusallık ve anlık coşkunlu
Tramp aslında ne yaptı? Mevcut fiili durumu tanıdığını beyan etti. Esasen şimdi Siyonist devlet Filistin’in tamamını işgal altında tutuyor ve yerli halka hiçbir hak tanımıyor. Bir tek
Marifet sahipleri ile marifetleri tınmayanlar, heyhat, aynı dünyada yaşıyor!
Zor zamanlardan değil, ateş çemberinin içinden geçiyoruz. Hatta sadece geçmiyoruz ateş çemberinde yaşıyoruz. Üstelik bizim yakmadığımız ama yanmasına katkı verdiğimiz, söndürmek i�
Nurettin Topçu, ''merhametin olmadığı yerde insan da yoktur'' diyor. Var mıyız? O halde, şunu söyleyebiliriz: Biz aslında insanı kaybediyoruz. İnsanoğlu, durmadan hata veriyor.