Sosyal Medya

Akıl ve temelden yoksun bir duygusallık

Merhametimiz ve duyarlılığımız yine de büyük oranda yaşıyor Allaha şükür ve toplumun yozlaşmasına mani oluyor. Ancak akıl ve mantık yerine temelsiz bir duygusallık ve anlık coşkunluklar da hem hakkaniyetten hem de doğruluktan saptırıyor. Belki de biraz akılla desteklenmiş bir duygusallığa ihtiyacımız var.



Ä°yi mi kötü mü tartışılır ama ÅŸurası bir gerçek ki duygusal bir toplumuz. Duygusallığımız çoÄŸunlukla merhamet ve samimiyet ekseninde tezahür etse de bazı hallerde de akılcılığın önüne geçen bir hal arz ediyor. Duygusallığımız sebebiyle dayanışma ve yardımlaÅŸma reflekslerimiz saÄŸlam ama anlık tepki ve coÅŸkunluklara da neden oluyor çoÄŸunlukla.
 
Duygusallığı her ÅŸeyin önüne koyuyoruz ama tabir-i caizse “iÅŸ ciddiye binince” veya “iÅŸin ucu kendi menfaatimize dokununca” bazılarımıza bir haller oluveriyor. Duygusallık yerini adeta tuhaf bir “profesyonelliÄŸe” bırakıveriyor.
 
Elbette ki bu genelgeçer bir durum deÄŸil ama çok da azımsanacak bir hal de deÄŸil maalesef. Mesela deprem nedeniyle oluÅŸan hassasiyet ve iyiniyet, birden bire birtakım tipler tarafından suistimal edilebiliyor. Artık bir kliÅŸe haline gelen “Biz böyle çok güzeliz” türünden ifadeler, aslında bu toplumun “normali” olan yardımlaÅŸma ve dayanışma hasletini öylesine sündürüyor ve baÄŸlamından koparıyor ki, fırsatını bulanlar tarafından suistimal edilebiliyor.
 
Elazığ’da kiralık ev fiyatları birden bire 2 katına çıkıyor mesela. Evet, gayet soÄŸuk bir arz-talep analizi yapılsa bu artışı normal gören olabilir. Ancak böylesine netameli bir durumda böyle bir artış yapılmasına fırsatçılık mı demeli yoksa ahlaksızlık mı? Zor durumda bulunan insanlar için sahte bir duyarlılık gösterip, fırsatını bulunca sıkıntılı durumlarından faydalanmaya çalışanlarla nasıl “böyle çok güzel” olunabilir?
 
Veyahut, 2 kuruÅŸ kar etmek uÄŸruna dere kumu kullananlarla, demirden çalanlarla.. Aslına bakılırsa, kaçak yapıları büyük çapta açık veren bütçeye gelir saÄŸlamak için “affeden” siyasetçilerle de “çok güzel” olunabilir mi acaba?
 
Duygusallığı her ÅŸeyin önüne koyunca aslında hem akli davranmaktan hem de belki de insaflı olmaktan uzaklaÅŸanlar var. Kendi menfaatini, tüm diÄŸer herkesin durumundan öne koymak akli davranmakla açıklanamaz. Olsa olsa anlık coÅŸku veya tepki halet-i ruhiyesiyle açıklanabilir ki, bunu maalesef çokça görüyoruz. ABD’ye kızıp iphone kırmalar veya Hollanda’ya kızıp portakal bıçaklamalar, Rusya’ya öfkelenip Moskova’ya at sürmeye niyetlenmeler gibi.. Durum deÄŸiÅŸince de öfkelendiklerine birden sevgi beslemeler… Akıl mantık yerine duygu ve menfaat odaklı yaklaşım, hem makro hem de mikro ölçekte görülebiliyor. 
 
Babam anlatmıştı; 70’li yıllarda Bolu dağında aşırı kar sebebiyle birçok araç mahsur kalmış ve bu duruma bir otobüsle yakalanmışlar. Yaklaşık 2 gün süren bu esaret sırasında dinlenme tesislerinde fiyatlar üçe beÅŸe katlanıvermiÅŸ. Halbuki yolda kalana yardımcı olmak inancımızın önemli bir nüvesidir.
 
Birkaç sene önceki Atatürk Havalimanı patlamasının ardından bazı kendini bilmez taksicilerin zordaki insanları 100 dolar veya euro gibi rakamlara götürmesi gibi bir acayiplik de hala hatırlarda mesela. Bu toplumun yüzlerce yıllık birikimi ve geleneÄŸinde olmayan bu hasletler nasıl bu ÅŸekilde tezahür edebiliyor diye sormamız gerekir.
 
Mesela ÅŸu sıralarda ikinci el otomobil piyasasının hali de tam bir sosyolojik ve toplumsal araÅŸtırma konusu olmaya aday bir garabeti sergiliyor. Elbette ki herkes kendi satmak istediÄŸi emtiadan en yüksek kazancı elde etmek ister, ancak bunun da bir ölçüsü olduÄŸunu düÅŸünmek gerekiyor. Bu durum o kadar acayip bir hal almış durumda ki, artık çeÅŸitli mecralarda ciddi bir tartışma konusu olarak üzerine yorumlar yapılıyor. Satamadığı malını ederinden daha da yüksek seviyelere çıkaranlar ve onları görüp daha da yüksek rayiçler belirleyenler… Turistleri veya yolda kalmışları yakalayınca “nasıl olsa bir daha görmeyiz” diyerek fahiÅŸ fiyat isteyen çıkarcı esnaf misali, herkes karşısındakini kandırabilme derdinde adeta. Halbuki kendisinin de aynı muameleye uÄŸrayacağı da ortada.
 
Merhametimiz ve duyarlılığımız yine de büyük oranda yaşıyor Allaha ÅŸükür ve toplumun yozlaÅŸmasına mani oluyor. Ancak akıl ve mantık yerine temelsiz bir duygusallık ve anlık coÅŸkunluklar da hem hakkaniyetten hem de doÄŸruluktan saptırıyor. Belki de biraz akılla desteklenmiÅŸ bir duygusallığa ihtiyacımız var.
 
 
Burak Kıllıoğlu / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.