Sosyal Medya

Gökhan Özcan'ın kaleminden Mehmet Ragıp Karcı

Bir Regaip gecesinin başlangıç noktasında, bir ikindi vakti, Allah’ın ayetlerini dinleyerek ve muhabbetli dualar ederek sırladık kabrine dünyadaki vadesi dolan Ragıp ağabeyi. Takdir-i ilâhî, her doğan gün geliyor dünyadaki hikâyesini tamamlıyor. Hatırası yaşıyor ama ardında güzellikler bırakanın gönüllerdeki hatırası ömründen uzun yaşıyor.



Seksenli yılların sonlarında tanıştım Ragıp aÄŸabeyle. Gazeteye (eski Zaman) uÄŸrardı ara sıra. Nabi aÄŸabey, gazetedeki odasında tanıştırmıştı bizi. Gelip gittikçe muhabbeti demlemeye baÅŸladık. O yıllar, benim de yirmili yaÅŸlarımın baÅŸları; yazmaya niyetlendiÄŸimiz, yazmak için cesaret biriktirmeye çalıştığımız yıllar, kelimelerle emekleme zamanları... Fırsat buldukça gazetenin küçük boÅŸluklarına içimizden geçenleri bırakıyoruz, ben, baÅŸkaları, baÅŸka gençler... Ragıp aÄŸabey, büyük bir dikkatle okurdu o acemilikleri, sonra ilk karşılaÅŸtığımızda üstüne konuÅŸurduk. Aynı zamanda komÅŸuyduk, aynı iÅŸçi sitesinde yan yana bloklarda oturuyorduk. Kahvaltılarda misafir etmeye baÅŸladı beni, çay demledi, mükellef sofralar kurdu, kendi eliyle tavada yumurta piÅŸirdi. EÅŸliÄŸinde ÅŸiir, roman, hikâye... Kütüphanesinden ödünç kitaplar verdi, okumam için, öÄŸrenci halimle bu kitaplara o kadar parayı veremem diye... Özellikle Faulkner’ı hatırlıyorum, çok severdi onu, çok konuÅŸtuk üzerine. Benim heyecanla karaladığım her satıra da ilgi gösterdi. Saman kâğıdına daktiloyla yazdığım, iki sayfayı bile bulmayan bir hikâye taslağımın arkasına kurÅŸun kalemle düÅŸtüÄŸü Osmanlıca notu otuz yıla yakındır saklıyorum. Yazmaya azmetmiÅŸ toy, hayat acemisi, henüz ayaklarını yere basmakta güçlük çeken, başında kavak yellerinin bin bir türlüsü esen bir delikanlının minnetinin bir vesikası olarak.
 
Ragıp aÄŸabey anlatmamı istemezdi diyerek bugüne kadar pek kimseye anlatmadığım bir hadiseyi de bu vesileyle buraya not düÅŸmek isterim. Sözünü ettiÄŸim kahvaltılardan birinde “Konser var, gidip seninle biraz türkü dinleyelim” dedi Ragıp aÄŸabey. Canıma minnet, bayıla bayıla olur dedim. Konserin olduÄŸu gün sözleÅŸtiÄŸimiz gibi Kızılay’da buluÅŸtuk. Beni ÅŸöyle baÅŸtan ayaÄŸa bir süzdü. “Böyle olmaz” dedi. Anlamadım o da hiç izah etmeye çalışmadı. “Gel benimle” dedi, ben de peÅŸine takıldım. Bulvar’daki büyük maÄŸazalardan birine girdik. “Seç bakalım” dedi, elbiseleri göstererek. Mahcup olmuÅŸtum, ne yapacağımı bilemedim. “Anlaşıldı, beraber yapacağız bu iÅŸi” diyerek koyu hardal rengi bir ceketle baÅŸladı, sonra ona kahverengi bir pantolon ekledi, krem bir gömlek, kravat, çorap ve ayakkabı... Hepsini sonra kim bilir ne kadar zaman taksitlerini ödeyeceÄŸi hesabına yazdırdı, çıktık maÄŸazadan. Yarım saatte baÅŸtan aÅŸağı donanmış, konsere gitmeye müsait hale gelmiÅŸtim. MeÄŸer konsere protokolden de epeyce gelen olacakmış, bizim delikanlı hırpaniliÄŸimiz de orada tabiatıyla sırıtacakmış. Merak ettim yıllarca ama hiç soramadım; gerçekten konser için miydi bütün bu alışveriÅŸ, yoksa punduna getirip genç bir yazarın fiyakasını düzelterek bir hayır mı iÅŸlemiÅŸti Ragıp aÄŸabey.
 
Burmalı yılları baÅŸladı ardından. Sahiplerini iyi tanıyor, onun himayesinde yıllarca sığınağımız olan bu eski usul tatlıcı dükkânında büyük hürmet görüyordu. Bize orada içinden ÅŸiirler okudu, içine kazınmış hatıralarını anlattı, gönülden çaldığı baÄŸlamasını, ciÄŸerinden söylediÄŸi türkülerini, nefeslerini, deyiÅŸlerini dinletti. ÇiÄŸ köfte yoÄŸurdu, elleriyle ikram etti. Velhasıl bir avuç delikanlının hayatına unutulmaz bir hatıra olarak aÄŸabeyliÄŸini nakÅŸetti.
 
Bir Regaip gecesinin baÅŸlangıç noktasında, bir ikindi vakti, Allah’ın ayetlerini dinleyerek ve muhabbetli dualar ederek sırladık kabrine dünyadaki vadesi dolan Ragıp aÄŸabeyi. Takdir-i ilâhî, her doÄŸan gün geliyor dünyadaki hikâyesini tamamlıyor. Hatırası yaşıyor ama ardında güzellikler bırakanın gönüllerdeki hatırası ömründen uzun yaşıyor. Ragıp aÄŸabey tam öyle benim için... Beni biraz adama benzetmek için giydirdiÄŸi o bir takım elbise deÄŸildi çünkü bana Ragıp aÄŸabeyin en büyük hediyesi; o ömür boyu üstüme yakıştırma gayreti içinde olduÄŸum ve olacağım insanlık elbisemin düÄŸmelerini ilikleyenlerden oldu. Kim bilir kaç genç delikanlıya yaptığı gibi... Mümkünse, saÄŸken hep kaçırdığı ellerini minnetle tutup öpmek isterim. Åžahidim ki güzel, çok güzel insandı. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Fatihalarınızı esirgemeyiniz.
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.