Rasim Özdenören: Karıncanın hayatının anlamı
Follow @dusuncemektebi2
Marifet sahipleri ile marifetleri tınmayanlar, heyhat, aynı dünyada yaşıyor!
Ne kadar dışımızda tutmaya kalkışsak, görmezden gelme havalarına girsek de, o, orada, olduÄŸu yerde, önümüzde lök gibi duruyor. Onu görmezlikten geleni sarakaya alıyor. Zerre kadar deÄŸer atfedilmeyen bir karınca suretinde ortaya çıkıyor bazen. Bazen de ancak bir karıncanın deÄŸeriyle eÅŸleÅŸtirilen bir insanın hayatı olarak dikiliyor göz önüne.
O uzun uÄŸraÅŸlar sonunda eÄŸitilmiÅŸ karıncanın başına geleni duymuÅŸsundur: Adamın biri, hapis bulunduÄŸu cezaevinin avlusunda bir karıncaya rastlar, karıncayı alır, bir kutunun içine yerleÅŸtirir. Onu orada beslemeye, bu arada da ona bazı marifetler öÄŸretmeye baÅŸlar. Uzun yıllar bu iÅŸe kendini verdikten sonra, karıncayı, bir komutla havaya sıçratıyor, bir baÅŸka komutla amuda kaldırıyor; bir baÅŸka komutla iki ayağının üstünde yürütüyor ve buna benzer çeÅŸit çeÅŸit marifetler kazandırıyor ona. Tahliye olduktan sonra bir lokantaya gidiyor, garsona sipariÅŸini veriyor; garson sipariÅŸleri getirmek üzere oradan uzaklaşınca, ona marifetlerini göstermek üzere karıncasını kutudan çıkartıyor. Garson, elinde tabaklarla masaya döndüÄŸünde kahramanımız da masanın üstünde amuda kalkmış yürüyen karıncayı iÅŸaret eder etmez, garson: “Afedersiniz efendim” diyerek elindeki peÅŸkirle karıncayı bir anda tutup eziveriyor.
Bir karıncanın hayatının bir anlamı var mıdır ki, ölümüne anlam yüklensin? Öyle mi? Acaba bir karıncanın hayatının anlamı yok mudur? Peki, ya bir karınca ordusunun? Onun anlamı, eh, ÅŸöyle böyle mi? Tabiî, böylesi bir mantık yürütmeyle bir yere varılmaz. Bütünü oluÅŸturan her bir zerreye müstakil bir anlam izafe edebilmenin yolu açık tutulabilmelidir. Çünkü o zerrelerin her biri iÅŸlevini yerinde ifa ettiÄŸi sürece bütüne yüklenmiÅŸ anlam yerli yerine oturur.
Bir karıncayı ezmekten daha kolay ne var! Ama o karıncanın yüklenmiÅŸ olduÄŸu iÅŸlevi, bir tek karıncanın iÅŸlevini, acaba kaç tonluk gemilerle, uçaklarla yerine getirebilirsin ve gerçekten getirebilir misin?
Bir karıncanın amuda kalkarak yürüyebilmesi, sekerek koÅŸabilmesi ve benzeri faaliyetleri yerine getirebilmesi için gereken emeÄŸi nasıl hesaplayacağız ve buna nasıl bedel biçeceÄŸiz?
Üstelik kaç karınca aynı marifetlerle donatılabilir? Bir karıncanın böylesi marifetler edinmiÅŸ olduÄŸunu kaç garson anlayabilir? Masanın üstünde gezinen her karıncaya bir haÅŸere gözüyle bakıp onu oracıkta ifna etmek, diyorum iÅŸte, kolayın kolayı! Ama böyle marifetli bir karıncayı yetiÅŸtir desem, acaba bu iÅŸin üstesinden gelebilecek kaç kiÅŸi çıkar? O marifetli karıncayla onu ezen hoyrat elin sahibi terazinin kefelerine konsa, marifet yönünden hangisi ağır basar?
Marifet sahipleri ile marifetleri tınmayanlar, heyhat, aynı dünyada yaşıyor!
Henüz yorum yapılmamış.