Her şeyin başı insan. Sonu da… Zamanın kendi başına bir iradesi yok. İrade insandadır.
Aç gözlülük ve tamah… Birbirine destek çıkan iki dost… Tamahkarlık gibi… Tamahkâr da ulaşamayacağı hedefe göz diker… Aç gözlüdür çünkü, karnı doysa bile gözü doymaz… Ye
İşte Batıcılık yolundaki ilk radikal eylemin temel esprisi, özü budur: Devletin, İslâmî esasa dayanan temelini, yeni bir siyaset ve hukuk düzeniyle, yani Batı’nın hukuk, siyaset, toplum
Adaletin temeli çürümüşse, onun yer aldığı zeminde statükoyu entrikayla, dalavere ile ayakta tutmanın imkânı kalmaz. Orada suni payandalar işe yaramaz.
Birbirini malzeme olarak kullanmak üzere “el altında durduran insan”ın durumu kuşkusuz daha feci… İnsan bu tahakküme öyle eksiksiz bir şekilde çekilmiştir ki o gerçekten kendi özün�
Olması gereken kendi kültür ürünlerimizi en kaliteli ve en kendimiz olarak meydana getirerek onun yaygınlaşması ile uğraşmaktır… Bu aşamada da “kendimiz olanın” ne olduğu hususunda
Özellikle kültürel alanda sinema filmleri olsun televizyon dizileri olsun, menşe kültürün yurt dışında yayılmasına, onların sınai ürünlerinin veya kültür ürünlerinin dünya çapın
Özellikle bizim gibi, tarihinin belli bir döneminde radikal bir kırılmaya maruz kalmış ülkede, sadece yitiğinin nerede olduğunun farkında bile olunmayan hallerde değil, bir de ne yitirdiği
WhatsApp üzerinden yürütülen tartışmalar aslında bireyselliğin nasıl da yalana dönüştürülebileceği veya ne denli soysuzlaştırılabileceği üzerine zayıf bir ışık gönderdi. Gör�
Zemheride bahar düşleri kurabiliyorsam; bu, bahar da yok, zemheri de yok demektir… Dahası zaman da…
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra da bir öfkeli devlet adamlar kuşağı geldi geçti. Mussolini, Hitler, Stalin, Mao öfkeli ve asabi yönetimleriyle uluslarına cefa çektirmede birbirinden geri
Âdem evladının bir yanı beşer olarak doğa koşullarına uyum sağlamak üzere tertiplenmişken, bir yanı da insan olarak doğa koşullarını aşmaya uygun bir tertip üzere halk edilmiştir.
İnsan hayır ve şer arasında gidip gelen sarkaç gibidir. İnsanı insan yapan şart zaafları ve acılarıdır.
Karamazof Kardeşler’in Dimitri’si mahkemece babasını öldürmekle itham edilip cezalandırıldığında, o bir yolunu bulup kaçar. Bu esnada nefs muhasebesine girişir. Verilen cezaya müstaha
Başçavuşa misafirliğe gelenler bir defasında ufak bir bomba patlaması gürültüsüyle irkilmişler. Telaşlanan konuklar nedir, noluyoruz diye anlamaya çalışırken başçavuş açıklamış: