Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Tamah seni kul etmesin

Aç gözlülük ve tamah… Birbirine destek çıkan iki dost… Tamahkarlık gibi… Tamahkâr da ulaşamayacağı hedefe göz diker… Aç gözlüdür çünkü, karnı doysa bile gözü doymaz… Yetinmez, daima daha fazlasına göz diker…



Uzun yıllar önce seyrettiÄŸim bir Åžarlo filmindeydi…
 
Åžimdi filmin adını hatırlamadığım gibi, filmin konusunu da hatırlamıyorum…
 
O filmden bir tek sahne kaldı aklımda… Ä°ki arkadaÅŸ karlı, fırtınalı bir kış günü metruk bir evde mahsur kalır. Evde yiyeceklerin hepsi tükenmiÅŸtir. Ama bir süre sonra ikisinin de karnı acıkır. Tek lokma yiyecek yok. Åžarlo’nun gözü ayakkabıya takılır. Ayakkabıyı su dolu tencereye koyup kaynatmaya baÅŸlar. Bir süre sonra ayakkabının piÅŸtiÄŸine kanaat getirince ayakkabının çivileri görünen kösele tabanını kendine ayırır, ayakkabının yumuÅŸak üst meÅŸin kısmını da arkadaşına ikram eder. Ancak bu paylaşımda bir hinlik olduÄŸunu düÅŸünen “açıkgöz” elindeki yumuÅŸak meÅŸini Åžarlo’ya uzatır, onun elindeki köseleyi kapar. Åžarlo ise köseleyi vermek istemiyormuÅŸ gibi davranarak kaptırdığı köseleyi onun elinden geri alır. Bu iÅŸ aralarında birkaç defa tekrarlanır. Åžarlo, sonunda arkadaşının arzusuna ram olmuÅŸ görünerek çivili köseleyi arkadaşına bırakır, kendisi yumuÅŸak meÅŸini yemeye baÅŸlar. Åžarlo, hissesini yiyip bitirirken, arkadaşı hâlâ çivilerini ayıklamayı bir türlü baÅŸaramadığı köseleyi kemirmeye çalışmaktadır.
 
Bu sahne insan zaafının en duyarlı yerine parmak basıyor…
 
Aç gözlülük ve tamah… Birbirine destek çıkan iki dost…
 
Aç gözlülük, gözü doymayan kimsenin karnının doymayacağını iÅŸaret ederken, tamah bir ÅŸeye aşırı istek duymak, baÅŸkasının malına göz koymak anlamlarına geliyor.
 
Türkçemizdeki “komÅŸunun tavuÄŸu komÅŸuya kaz görünür” sözü tam da bu durumu anlatmak için dile getiriliyor.
 
Ne var ki baÅŸkasının malına göz diken biri, aslında o malın malikinin katlanmak zorunda kaldığı meÅŸakkati dikkate almıyor. Tamahı, külfeti dikkate almasına mâni oluyor. O malın veya imkânın belki imrenilecek bir yanı mutlaka vardır. Ancak hiçbir imkân kendinden ibaret ve külfetsiz deÄŸildir.
 
Onun elinde cazip görünen bir nesne veya imkân, bir bakışta görünmeyen külfetleri de baÄŸrında taşır.
 
Gündelik bireysel iliÅŸkilerimizde iÅŸe yarayan “komÅŸunun tavuÄŸu” mecazı uluslararası iliÅŸkilerde de geçerliÄŸini koruyor.
 
Kimi komÅŸu ülkelerin, kendi yeterlik düzeyini hiçe sayarak meydan okumaya kalkışan cüretkârlıkları böyle bir ÅŸey…
 
Cüretle cesaret arasında bir anlam iliÅŸkisi var ama farklı kavramlar...
 
Cüretkâr, kendi gücünün ve yeteneÄŸinin sınırını bilmeden, körlemesine öne atılan kiÅŸinin niteliÄŸi…
 
Tamahkarlık gibi… Tamahkâr da ulaÅŸamayacağı hedefe göz diker… Aç gözlüdür çünkü, karnı doysa bile gözü doymaz… Yetinmez, daima daha fazlasına göz diker…
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.