Şimdi!.. Bugün, hemen, şimdi. Derhal!.. Bir savaş ilanı, bir seferberlik, bir milletin topyekun harekete geçmesi. Bu lazım, bu mümkün, başka yol yok.
Kendi takvimimizin aylarından olan muharrem ayı, yılın ilk ayıdır. Bu ayda tarih içinde İslâm Milletinin geçmişinde dönüm noktaları olan olaylar yazılmış ve anlatılmıştır.
Türk târîhinde, bir de Yıldırım Bâyezîd adını taşıyan nev’i şahsına münhasır Sultan-Kahramân’ın adı yazılı. Onun kahramânlığı, sâdece sultanlık şerbeti taşıdığı i�
Orta Çağ Anadolusu'nda kazanılan bu parlak Selçuklu zaferi, Türk milletinin Anadolu toprakları üzerindeki doğuşunun mükemmel bir sembolü olarak değerlendirilir.
Türk milletinin beka mücadelesinde büyük yara aldığı muharebelerin başında Balkan Harbi (1912-1913) gelmektedir. Bu harp, iktidar-muhalefet ilişkilerinin çarpıklığını ve merhum Âkif'i
Allah'ın bahşettiği hür irademizle yaşama azmimiz sâyesinde ve namazların her rekâtında okuduğumuz Fatiha sûresindeki, 'İyyake nâ'budu ve iyyake nestain.. / Yalnız Sana ibadet eder, yaln
Önce, Türkçe’nin kendisine savaş açıldı. Eski Sovyet metodlarından mülhem bir nifak sokma şekli, Türkçe’nin bağrına hançer gibi girdi. Türk milletinin îmân ve örfü ile sarıp s
Bütün müslümanların bir araya gelerek birleşmelerini, en büyük güç olarak doğuya, batıya, kuzeye, islâm düşmanlarına dur demelerini, İslâm Milletinin ve Medeniyetinin yeniden dirili�
Türk Milleti’nin tarihî tecrübesinde, dolayısıyla hâfızasında içkin olan aşkın kurallılığın muhtevâsının tespiti için, ciddî ilmî çalışmaların yapılması gerek. Bizim için
Başbuğ beye hatırlatalım ki, ‘Darbenin iyisi- kötüsü olmaz. Milleti sürü yerine koyan ve milletin silahını millete çevirmekten kaçınmayan bir anlayış her yerde ve her zaman hıyanett
İslâm milletinin unsurları olan Müslümanların ayrışması, zihin dünyalarını bir yere odaklanmaya zorunlu kılıyor. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” denildiğinde Türk olm
Türkler, Anadolu'ya geldikten sonra Ermeniler tarafından kurtarıcı olarak görüldü ve iki millet arasındaki ilişkiler 19. yüzyıla kadar olumlu şekilde seyretti. Ancak 19. yüzyılda Fransı
CHP ve radikal solun, millet ve o milletin medeniyetini bir baskı kaynağı ve engel olarak gördüğü sürece şiddet, darbe ve devrim açmazından kurtularak demokratikleşmesi mümkün görünmü
Açık söyleyeyim. En temel hamiyet-i vataniye zemininde bile memleketi değil emperyalisti temize çıkarmak son derece korkutucu bir şeydir. Milletin çocukları Çanakkale’de vurulup düşerken
Türk Milleti’nin tarihî tecrübesinde, dolayısıyla hâfızasında içkin olan aşkın kurallılığın muhtevâsının tespiti için, ciddî ilmî çalışmaların yapılması gerek. Bizim için